ÇANKIRI Karatekin Üniversitesi tarafından '100. Yılında Ermeni Meselesi; Bildiklerimiz ve Bilmediklerimiz” konulu panel düzenlendi. Panele Karabük Üniversitesi öğretim üyeleri Yrd. Doç. Dr. Ali Asker, Yrd. Doç. Dr. Marziye Memedli ile ÇAVSAM müdürü Yrd. Doç. Dr. Reha Yılmaz konuşmacı olarak katıldılar. Yrd. Doç. Dr. Ali Asker, Ermeni meselesinin devam eden bir özellik taşıdığını, bu meselensin sadece Türkiye’nin meselesi olmadığını, Ermenilerin “Büyük Ermenistan” hayalini gerçekleştirmek için Türkiye toprakları dışında, Azerbaycan, Gürcistan ve İran’da da son yüzyılda birçok farklı terör olayına yöneldiğini belirtti. Ermenilerin emellerine ulaşmak için çeşitli entrikalara değindiğini ifade eden Asker, bu emellerin gerçekleşmemesi için tehdit altında olan tüm halk ve devletlerin işbirliğinin gerekliliği üzerinde durdu. Yrd. Doç. Dr. Marziye Memedli, Ermeni meselesinin tarihi geçmişine değindiği konuşmasında Ermeni meselesinin Rusya’nın sıcak denizlere inme politikaları çerçevesinde Revan hanlığı topraklarına Ermenilerin yerleştirilmesi ve burada tampon bölge oluşturulmak istenmesiyle birlikte başladığını söyledi. Ermenilerin Doğu Anadolu’daki terör faaliyetlerinden sonra alınan idari tedbirler edeniyle Kafkasya’ya kaçtığını ve bu kaçan generaller aracılığıyla Azerbaycan topraklarında büyük katliamlar yaptığını, on binlerce insanı katlettiğini ifade eden Memedli, “Ermenilerin bu katliamlara Sovyetler Birliğinin son döneminde de devam etti. 1987’de Ermenistan’da yaşayan 350 bin Azerbaycan Türkü sürgün edildi, 1990’lı yıllarda ise Karabağ’ı ve ona komşu illerin işgal edilerek halkının bu topraklardan zorla göç ettirildi, 26 Şubat 1992’de Hocalı katliamında 600'den fazla sivilin katledilmiştir” dedi. Çankırı Karatekin Üniversitesi Öğretim Üyesi. Reha Yılmaz da konuşmasında ermeni meselesinin bir kimlik, ekonomi ve kültür mücadelesi olduğunu, Ermenilerin soykırım iddialarına 1950’li yıllarda kimlik buhranı yaşadıkları bir dönemde sarıldıkları, böylelikle yok olma tehlikesi altına olan diaspora Ermenileri ortak bir tehdit ve amaç doğrultusunda bir arada tutmayı hedeflediklerini ifade etti. Zamanla bu hareketin bir ekonomik sektöre dönüştüğünü, bugün batılı ülkelerde geniş bir soykırım sektörünün oluşturulduğunu, yayından, film sektörüne, hayır kurumları üzerinden birçok şahıs ve kuruma yönelik bir faaliyet yöneldiğini ifade eden Yılmaz “Ermenilerin bugün Türk kültürünü çalarak kendi kültürmüş gibi dünyaya tanıtmaya çalışıyor, mağduriyet psikolojisi ile hareket ederek, diğer halklar üzerinde mazuriyet psikolojisi oluşturmaya çalışıyorlar böylelikle kendilerine pozitif ayrımcılık yapılmasını sağlamayı amaçlıyorlar” şeklinde konuştu.