blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Aralık, 2024 20:45 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Blue Gates Projesi için bir araya geldiler

Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) ile ulusal ve uluslararası paydaşları tarafından yürütülen ’Mavi Ekonomi’nin geliştirilmesinin amaçlandığı Blue Gates Projesi açılış toplantısı Trabzon’da yapıldı.
Açılış törenine Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, DOKA Yönetim Kurulu Başkanı ve Gümüşhane Valisi Aydın Baruş, DOKA Genel Sekreteri Kemal Akpınar, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Başkanı Erkut Çelebi, protokol üyeleri ve Türkiye ile proje ortağı ülkelerden bilim insanları katıldı.
Toplantıda konuşan Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı’nın liderliğinde yürütülecek olan projenin bölgemizin mavi ekonomi potansiyelini güçlendirme yolunda önemli bir adım olduğunu söyledi. Vali Yıldırım “Bölgemiz, Türkiye’nin deniz ürünleri üretimi ve ihracatında önemli bir merkezdir. 2023 yılı itibarıyla ülkemizde avlanan deniz ürünlerinin yüzde 61’inin TR90 Bölgesi’nden karşılanıyor olması, su ürünleri sektöründeki liderliğimizi net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra, bölgemiz Türk Somonu ihracatında Türkiye genelinde yüzde 40 payla ikinci sırada yer almaktadır. Blue Gates Projesi, bu güçlü temeller üzerine inşa edilmiştir. Bu proje kapsamında geliştirilecek balık hastalıkları hızlı tanı kiti ve ortak laboratuvar çalışmaları, sadece deniz ürünleri sektörümüzü güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda bilimsel iş birliğinin ne denli somut sonuçlar üretebileceğini de gösterecektir" dedi.
DOKA Yönetim Kurulu Başkanı ve Gümüşhane Valisi Aydın Baruş ise "TR90 bölgesinin stratejik öncelikleri arasında balıkçılık, su ürünleri yetiştiriciliği, deniz ulaştırma, yenilenebilir mavi enerji, kıyı turizmi, deniz biyoteknolojisi, gemi inşası gibi mavi ekonomi sektörlerinde üretimde katma değerin artırılması, yatırım ortamının iyileştirilmesi, ihracatın arttırılması, işletmelerin değişen koşullara uyum kabiliyetlerinin geliştirilmesi, işbirliği kültürünün geliştirilmesi, yeşil dönüşüm uygulamalarının yangınlaştırılması hedeflenmektedir. Blue Gates projesinin de bu hedeflere katkı sunacağına eminiz. Projenin uygulanmasında katkı veren herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.
DOKA Genel Sekreteri Kemal Akpınar da yaptığı konuşmada "Mavi ekonomi, okyanus ve deniz tabanlı ekonomik faaliyetlere yönelik bütüncül ve sürdürülebilir bir yaklaşım olarak tanımlanıyor. Burada su ürünleri sektörünün sürdürülebilir balıkçılık uygulamalarıyla üretim, ihracat ve istihdam kapasitenin artırılması ve katma değerinin yükseltilmesi de önem arz ediyor; mavi bayraklı plajlar gibi çevre dostu kıyı turizm uygulamaları da. Yine gemi inşa ve tersanecilik alanında yeşil teknolojilerin ve döngüsel ekonominin kullanımı, deniz taşımacılığı ve liman faaliyetlerinde ise düşük emisyonlu altyapıya geçiş ve lojistik optimizasyonu da mavi ekonomi kapsamında değerlendirilebilecek hususlardır" şeklinde konuştu.

“Türk Somonunu Türkiye’nin dünyadaki önemli bir markası haline getireceğiz”
TTSO Başkanı Erkut Çelebi ise son yıllarda su ürünleri üretimi konusunda büyük bir aşama kaydettiklerini hatırlattı. Çelebi "2000’li yılların başında 150 milyon dolar civarında olan su ürünleri üretimi sektörünün hacmi şu anda 1.5 milyar dolar seviyesine ulaşmış durumda. Karadeniz Bölgesinde somon ön plana çıkıyor. Levrek ve çupra da var. Somon Karadeniz’i sevdi, Karadeniz de somonu sevdi. Dünyadan da kalitesiyle büyük talep görüyor. Somon yetiştiriciliğinin geliştirilmesi için bazı projelerimiz var. Özellikle deniz suyu sıcaklığından daha az etkilenmesi, dolayısıyla denizde daha uzun süre tutup daha fazla büyümesini sağlamak amacıyla çalışmalar yürütüyoruz. Nasıl Somon Norveç’in bir markası ise inşallah Türk Somonunu da Türkiye’nin dünyadaki önemli bir markası haline getireceğiz. Tabii ki yalnız somon değil. Bunun yanında levrek için de Amerika ve Kanada’dan çok büyük oranda levrek talebi var. Şu anda Norveç’in somon ihracatı 10 milyar dolar seviyelerinde. Türkiye’nin yaklaşık 7 katı. Amacımız Norveç’i yakalamak. Bu nedenle somon ihracatından kazandığımız parayı teknolojiye yatırmamız, sektörü geliştirip büyütmemiz gerek. Bu konuda da firmalarımızın önemli yatırımları var. Diğer taraftan yetiştirilen somonun işlenmesi konusunda da sektör her geçen gün gelişiyor. En önemli amacımız somon ve diğer su ürünleri üreticilerinin bir arada bulunacağı Su Ürünleri İhtisas Organize Sanayi Bölgesini kurmaktır. Ayrıca şu anda ithal ettiğimiz somon yumurtası ve yavrusu üretimi yapılacak olan bir tesis kurulması için projemiz vardı. Ancak döviz kurumdaki artış nedeniyle Bu proje yapılamayacak duruma geldiği için iptal oldu. Şimdi çok önem verdiğimiz bu konuda da yeni bir proje hazırlamak istiyoruz. Bu anlamda da destek bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Başkan Çelebi, Türkiye’de somon tüketiminin artırılması gerektiğini de vurgulayarak, "Türkiye’de kişi başına balık tüketimi 8 kilogram civarında. Yunanistan’da 20, Almanya, İspanya, Portekiz’de 30, Japonya’ds 60 kilogram civarında. Türkiye’de balık yeme oranını arttırmamız gerek" ifadesini kullandı.

Blue Gates Projesi
Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı liderliğinde yürütülen ve "Karadeniz Havzası’nın Mavi ve Akıllı Dönüşümünü Güçlendirme" hedefini taşıyan Blue Gates projesi, Avrupa Birliği’nin Interreg VI-B NEXT Karadeniz Havzası Programı kapsamında hayata geçiyor.
Proje, Karadeniz Havzası’ndaki inovasyon ve araştırma kapasitesini artırarak, mavi ekonomi alanında sürdürülebilir ve yenilikçi çözümler sunmayı hedefliyor. 30 ay sürecek olan proje, Romanya, Bulgaristan, Türkiye ve Ukrayna iş birliğiyle, bölgesel ve uluslararası düzeyde büyük bir sinerji oluşturmayı amaçlıyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Fikret Gökçe tarafından
25 Haziran, 2025 13:21 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

NAZIM HİKMET BUGÜNLERDE KORE’DE TUTSAK ASKERLERİMİZLEYDİ…

Bugün, tam 75 yıl önce Kore Savaşı başlamış, Birleşmiş Milletlerin ve ABD'nin çağrısına uyan, bir aylık iktidar Demokrat Parti TBMM kararı alınmadan Başbakan Adnan MENDERES'in talimatıyla Kore'ye bir Tugay göndermişti.

25 Haziran 1953'te yapılan "Ateş Kes" ilanına kadar gönderdiğimiz 4 tugayımızın 741 şehidi Kore topraklarında yatıyor. Bunların 462'sinin bulunduğu Pusan Şehitliği'ni Mayıs 2008'de ziyaret ettiğimde şehitlik direktörüne çelik döküm bir Atatürk maskı hediye etmiştim. Diğer şehitlerimiz Kuzey Kore topraklarında kaldığı için kabirlerinin nerede olduğu bilinmiyordu.

Nazım HİKMET 1952 yılının Haziran ayında, yine bugünlerde İtalyan, Yunan ve Fransızlardan oluşan, Dünya Barış Konseyi denilen bir heyetle Kore'ye gitmiş, esir kamplarını ziyaret etmişti. Yalu Nehri kenarında bulunan 5 no.lu esir kampında siyah-beyaz Amerikalılar, Güney Koreli ve Filipinlilerle birlikte 5 subay, 3 astsubayla 239 Türk tutsak ta bulunuyordu. Nazım onlarla görüştü, çok kötü ve olumsuz koşullara dayanmaya çalışan askerlerimizin son derece disiplinli ve yüksek moralli olduklarını yazdıklarıyla anlattı. Emir-Komuta disiplinine uyarak, hastaları koruyarak, yardımlaşarak ve güreş yaparak zinde kalan askerlerimiz Ateş Kes'ten sonra 5 Ağustos 1953'te serbest kaldıklarında hiç kayıp vermeden yurda dönmüştü. Kampta bulunan 7 bin 245 Amerikalı tutsaktan sadece 2 bin 806' sı kötü koşullara dayanabilmiş, diğerleri hastalık, kurallara uymama ve ölümle sonuçlanan birbirleriyle kavgalar sonucu ölmüşler, 21'i ise Kuzey Kore ordusuna katılmışlardı.

Nazım HİKMET, Kore'ye yaptığı bu ziyaretten çok etkilenmiş ve Adnan MENDERES'e hitaben bir asteğmenin duygularını betimleyen aşağıda yer verdiğim DİYET şiirini 25 Haziran 1959'da yazmıştı.

Bugün, Kore Savaşı'na katılan yaklaşık 21 bin gazimizden 350 kadarı yaşamlarını sürdürüyor. Demokrat Parti'nin Amerikan sevdası ve emperyalizm uğruna feda ettiğimiz şehitlerimizi ve yitirdiğimiz gazilerimizi rahmetle ve saygıyla anarken, hayatta olanlara sağlık ve mutluluklar diliyorum.

DİYET

Gözlerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki gözünüzle bakarsınız,
iki kurnaz, iki hayın, ve zeytini yağlı iki gözünüzle bakarsınız kürsüden Meclis'e kibirli kibirli ve topraklarına çiftliklerinizin ve çek defterinize.
Ellerinizin ikisi de yerinde, Adnan Bey,
iki elinizle okşarsınız, iki tombul, iki ak, vıcık vıcık terli iki elinizle okşarsınız pomadlı saçlarınızı, dövizlerinizi ve memelerini metreslerinizin.

İki bacağınızın ikisi de yerinde, Adnan Bey, iki bacağınız taşır geniş kalçalarınızı,
iki bacağınızla çıkarsınız huzuruna Eisenhower'in,
ve bütün kaygınız iki bacağınızın arkadan birleştiği yeri halkın tekmesinden korumaktır.

Benim gözlerimin ikisi de yok.
Benim ellerimin ikisi de yok.
Benim bacaklarımın ikisi de yok.
Ben yokum.
Beni, Üniversiteli yedek subayı, Kore'de harcadınız, Adnan Bey.
Elleriniz itti beni ölüme, vıcık vıcık terli, tombul elleriniz.
Gözleriniz şöyle bir baktı arkamdan ve ben al kan içinde ölürken çığlığımı duymamanız için kaçırdı sizi bacaklarınız arabanıza bindirip.
Ama ben peşinizdeyim, Adnan Bey, ölüler otomobilden hızlı gider,
kör gözlerim,
kopuk ellerim,
kesik bacaklarımla peşinizdeyim.
Diyetimi istiyorum, Adnan Bey,
göze göz,
ele el,
bacağa bacak,
diyetimi istiyorum,
alacağım da.

GÖRSEL : 25 Ocak 1951'de bir keşif taarruzu sırasında karşısındaki Çin Kolordusu'nun 1734 askerini süngü hücumuyla etkisiz hale getiren ve savaşın kaderini değiştiren birliğimiz anısına Kumyang Jang-Ni tepesine dikilen 15 m.lik Türk Süngü Anıtı'nda çelenk sunumu. ( Bu zafer sonunda Çin Kolordu'su çekilmiş, birliğimiz biri astsubay 12 şehit vermişti)

blank

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.