BİR FİŞ BİR ALIŞVERİŞ
Mustafa Akay
Katma Değer Vergisi, yasallaştığında başta bulunan hükümet toplumda çıkar zıtlaşması yaratarak vergi toplama yolunu seçmişti.
Mutlu azınlığın umurunda olmayan bu durum, küçük esnafla dar gelirliyi karşı karşıya getirmek üzere kurgulanmıştı. Bir de, toplanan fişler karşılığında, yurttaşa üç kuruşluk ödeme yapılması kararlaştırılmıştı. Bundan amaç, yurttaşı fiş almaya özendirmekti. Ortada bir çıkar olunca, herkes üşüşmüştü uygulamaya... Bir de her işte olduğu gibi, bu uygulamada da işin içine hile hurda girdi.
Domatesten KDV alıp, mücevherden almamak da işin bir başka boyutuydu.
Dar gelirli, mahalle bakkalıyla karşı karşıya getirilmişti. Güya, başta küçük esnaf olmak üzere işletmelerin vergilendirilmesi yolunda başarı kazanılacaktı.
Hiç de öyle olmadı Büyük holdinglere uygulanan vergi iadesi zirve yaparken, fatura toplayan yurttaşa da umulan sonucu vermedi. Bir süre sonra da kaldırıldı.
Son zamanlarda, televizyonlarda, yine fiş toplamayı özendirecek reklamlar yapılıyor.
Fiş alın, vergi toplayalım deniliyor.
Trilyonluk vergi borçları silinen büyük şirketlerden, vergi alalım diyemeyen hükümet, yine kasaba, manava, bakkala yüzünü çevirmiş.
Her yaptığı uygulamada, sermayeye hizmet eden bu iktidar, ne yazık ki, oyları da küçük esnaftan, dar gelirliden alıyor.
Şimdilerde, "
açız" diye bağıranlara baktığımızda, insanın canı gidiyor. Bir yanda, üretici ürününü atıyor, bir yanda akşam üzerleri pazarlardan sebze meyve toplayanlar. Bir çelişki yaşanıyor gidiyor.
Ülkeyi yönetenler, bunları görüyorlar mı bilemiyoruz.
Ama, görüp de bir şeyler yapmıyorlarsa, yazıklar olsun diyoruz.
Yurttaşı,
"bir fiş bir alışveriş" masalıyla uyutanlar, gün gelecek bunların bedelini ödeyeceklerdir.