Başkan Değirmenci’den KARDEMİR emekçilerini ilgilendiren görüşme
HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci beraberindeki heyet ile birlikte KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir’i Ankara’daki makamında ziyaret etti.
Değirmenci, görüşmenin KARDEMİR emekçileri adına oldukça verimli geçtiğini ifade etti.
KARDEMİR emekçilerinin ücret iyileştirmeleri başta olmak üzere birçok konuda Yönetim Kurulu Başkanı Demir ile görüş alışverişinde bulunduklarını belirten Değirmenci, "Ülkemizin kalkınması ve KARDEMİR’in daha da büyüyüp gelişmesi için büyük bir gayret içerisinde olan Yönetim Kurulu Başkanımız İsmail Demir’e üyelerimizin haklı taleplerini ve beklentilerini ilettik. Ücret iyileştirmesi konusundaki üyelerimizin beklentilerini anlattık. Emekliliği hak etmiş üyelerimizin çocuklarının KARDEMİR’de işe başlatılmasıyla ilgili uygulamayı hayata geçirmiştik. Şimdi de bu uygulamaya devam edilmesi yönündeki talebimizi ilettik. Daimilik arz eden işyerlerinde çalışan taşeron işçilerimizin kadroya alınması konusundaki beklentimizi dile getirdik. Üyelerimizin refah ve mutluluğu için daha birçok konudaki beklentilerimizi anlattık. Ülkemizin gözbebeği KARDEMİR ve bağlı kuruluşlarını daha da büyütmek için işbirliğimizin kararlılıkla süreceğini belirttik" dedi.
Yönetim Kurulu Başkanı Demir’e nazik ve samimi ev sahipliği için, Genel Başkan Yardımcısı Kılıç ve Şube Başkanı Yılmaz’a görüşmede verdikleri katkı için teşekkür eden Değirmenci, "İşyerlerimizde üretimin en önemli unsuru olan emeklerimizin karşılığını hakkıyla alabilmek için faydalı bir görüşme yapmış olduk. İnanıyorum ki, talep ve beklentilerimiz en kısa sürede karşılanacak ve bu sayede var olan iş barışını daha da güçlendirmiş olacağız" ifadelerini kullandı.
İHMAL EDEREK SONUNDA BÜYÜK BEKA SORUNU HALİNE GETİRDİK !
Tarımı ihmal ülkeye ihanettir. Anadolu toprakları 300 milyon nüfusa yetebilecek bir potansiyele sahipken, bugün maalesef kendi kendine yetemiyor. Tarıma dair ne varsa gübresinden tohumuna kadar ithal ediyoruz. Bunun için milyarlarca dolar ödüyoruz. Bizim kadar tarım ithalatı yapan kaç ülke var?
Demoğrafik yapımızın bozulmasından tutun sınırlarımızın dibindeki yeni oluşumlara kadar o kadar büyük beka sorunlarımız varken, birde tarımı beka sorunu haline getirdik. Tarım milli meseledir, siyaset üstüdür. Şimdi bu yazdıklarımı okuyunca, "Tarım ihmal edilmemiştir çiftçimizin yanındayız, çok büyük destekler veriyoruz" diyenler olacaktır. O yüzden mi bir zamanlar bu ülkede yetişen yüzlerce ürünü yüzlerce milyar dolar ödeyerek, dünyanın her yerinden ithal ediyoruz ?
Ülkemizde tarım arazileri büyük bir hızla azalıyor, buna bağlı olarak kırsaldaki genç nüfusda azalıyor. Yüksek üretim maliyetleri nedeniyle çiftçi üretmekte isteksiz davranıyor. Nitekim yüzölçümü 78,35 milyon hektar olan Türkiye'nin, uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam arazi miktarı son 20 yılda 26,6 milyon hektardan 23,9 milyon hektara geriledi.
Artan ülke nüfusuna oranla artması gereken tarım arazilerimiz; son 20 yılda yüzde 9 oranında azaldı. Bunun temel nedenlerinden biri tarım arazilerinin turizm ve madencilikte kullanılması, ikinci neden tarım arazilerinin yerleşime açılması.
2002 yılında % 35 olan tarım sektöründe çalışanların oranı 2024 yılı itibariyle 14.8 e düşmüş. Çiftçinin borcu 20 yılda 187 kat artmış. 2005 yılında 5 milyar TL olan çiftçinin borç tutarı 2025 yılında 935 milyar TL olmuş Bu sürede çiftçiye verilen destek ise sadece 33 kat artmış.
Aşağıda sıraladığım şu maddelere parti programında yer veren ve milletimize bunların kararlılıkla, taviz vermeden uygulanacağını garanti eden bir muhalefet partisi var mı?
1.) Geçmişte, tarımda kendi kendine yeten ülkemizi; Başlatacağımız büyük tarım seferberliği ile tekrar hem kendi kendine yeten hemde tarım ürünleri ihraç eden bir ülke haline getireceğiz. 2.) Elektriği kamulaştırarak halkımızın ucuz elektrik tüketmesini sağlayacağız. Özelleştirilen tüm stratejik kurumlarımızı ve fabrikalarımızı tekrar devlet güvencesine alacağız. Ülkemizin en büyük sorunu olan işsizliğin önüne geçmek için süratle yeni fabrikalar ve iş yerleri açacağız. 3.) Tarımla birlikte en çok ihmal edilen eğitimde gerçek bir reform yaparak çağı yakalayan dünya ile rekabet edebilen bir eğitim sistemini hayata geçireceğiz. 4.) Bilimde; teknoloji ve arge de dünya ile rekabet edebilen bir ülke olmanın yollarını açacağız.Teknik eğitime ağırlık vereceğiz. 5.) Her türlü görevlendirmede mutlaka liyakati esas alacağız. 6.) Devlet ihalelerini adam kayırmadan açık ve şeffaf bir şekilde hak eden şirketlere vereceğiz. Ülkenin acil ve hayatı yatırımlarına öncelik vereceğiz. 7.) İsrafa şatafata, saltanata ve gereksiz harcamalara son vereceğiz. 8.) Üniversitelerimiz kendi rektörlerini kendileri seçecek. Bilim adamlarımız özgürce korkmadan düşüncelerini ifade edebebilecekler.
) Kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargıyı mutlaka hâkim kılacağız. 10.) Düzensiz göç mutlaka önlenecek. Ülkenin demografik yapısının bozulmasına asla müsaade edilmeyecek. Ülkenin her yerinde diledikleri gibi ikamet eden, en büyük kentlerde kendilerine istedileri gibi “gettolar” yaratan ve doğumlar nedeniyle sayıları hızla artan Suriyeliler uygun şartlar sağlanarak en kısa sürede ülkelerine geri gönderilecek.
Bana göre, bu hükümlerin tamamını parti programına koyan ve kararlılıkla hayata geçirebileceğine halkı ikna edebilen bir muhalefet ne yazık ki yok! Çeşitli muhalefet partilerinin programlarında yazdıklarımın bir kısmı farklı cümlelerle mutlaka vardır. Ancak, açık, net ve gerçekçi çözüm yollarıyla yer almadığı kanaatindeyim.
İşte bu nedenle ülkede iktidar kadar muhalefet sorunu da vardır.