blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
20 Ekim, 2024 16:30 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BARÜ’de TÜBİTAK destekli proje hazırlama eğitimi verildi

Bartın Üniversitesinde (BARÜ) araştırmacıların fikir aşamasından projenin tamamlanmasına kadar yürütmeleri gereken süreçlere katkı sunmak hedefiyle düzenlenen TÜBİTAK destekli eğitim başarıyla tamamlandı.

Bartın Üniversitesi (BARÜ) ev sahipliğinde TÜBİTAK 2237 Bilimsel Eğitim Etkinliklerini Destekleme Programı kapsamında araştırmacılara yönelik bir eğitim programı düzenlendi. BARÜ Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Erkartal’ın yürütücülüğünü yaptığı “Fen, Mühendislik ve Eğitim Bilimleri Alanlarında Proje Hazırlama Eğitimi” programında 4 farklı oturumda 8 ana başlık altında eğitim verildi.

Farklı üniversitelerden eğitici ve araştırmacıların bulunduğu programın açılış konuşmasını BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ile Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Erkartal yaptı.

BARÜ’nün bilimsel araştırma süreçlerine katılımı teşvik etmek ve proje hazırlama kültürünü yaygınlaştırmak amacıyla düzenlediği eğitim programının önemine değinen Rektör Uzun, “Her bir bileşenimizin bilim ve teknoloji süreçlerine katılımlarını sağlamayı, milli ve yerli olanı üretmelerini teşvik ediyoruz. Üniversitemizde TÜBİTAK tarafından desteklenerek düzenlenen bu eğitim programı da hedeflerimiz çerçevesinde proje hazırlama ve yürütme becerilerini geliştirme noktasında önemli bir adımı temsil ediyor. Farklı üniversitelerden akademisyenlerin katılımıyla gerçekleştirilen bu etkinliğin, disiplinler arası bilimsel çalışmalara altyapı oluşturulmasına büyük katkı sunacağına inanıyorum” diye konuştu.

Dr. Öğr. Üyesi Erkartal ise “Bir projenin en önemli kısmı fikirleri olgunlaştırarak metin haline getirmektir. Bu meyanda etkili planlama, doğru ekip, kaynak ve bütçe yönetimi gibi bileşenlerle proje üretiminin başarıyla sonuçlanmasına odaklanacağız. Bu noktada Bartın Üniversitesi bölgesel kalkınmada çok önemli bir yer tutuyor. Başta Rektörümüz Prof. Dr. Sayın Orhan Uzun olmak üzere Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Sayın Mehmet Zahmakıran’a ve ürettikleri bilimsel çalışmalarıyla Üniversitemizi bölgenin önde gelen kurumlarından biri haline getirdiği için tüm bileşenlerimize teşekkür ediyorum” dedi.

Ardından geçilen programın ilk oturumunda Yozgat Bozok Üniversitesinden Prof. Dr. Mustafa Böyükata, BARÜ’nün TÜBİTAK projelerinde önemli başarılara imza attığına değinerek “TÜBİTAK 1001 Proje Önerisi Hazırlama” ve “TÜBİTAK 1001 Projeleri Yürütülmesi” başlıklarında tecrübelerinden örnekler vererek detaylı bilgilendirmelerde bulundu.

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsünden Doç. Dr. Ümit Hakan Yıldız uluslararası proje ve ortak aktivitelerin geliştirilmesi noktasında yapılacaklara dikkat çekerek “ERANET Projeleri Hazırlık Aşamaları” ile “ERC ERANET Projesi Yürütülmesi” konu başlıklarında bilimsel araştırmalarda izlenmesi gereken yolları anlattı. BARÜ Eğitim Fakültesinden Prof. Dr. Fatma Ünal ise bilim insanlarının kariyerlerini en verimli şekilde sürdürmelerini hedefleyen TÜBİTAK programları hakkında bilgiler vererek “Kariyer Geliştirme Programı Genel Bilgilendirme” ve “Kariyer Geliştirme Programı Projesi Yazım Süreçleri” başlıklı sunumlar gerçekleştirdi.

Son olarak BARÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Zahmakıran uluslararası bilimsel ağlarda araştırmacıları bir araya getirmeyi ve bu sayede ulusal araştırmalarını sürdüren bilim insanlarını uluslararası alana taşımayı amaçlayan “COST Aksiyonları Genel Bilgilendirme” ile “COST Projeleri Başvuru Süreçleri”ni aktardı.

Araştırmacılar tarafından ilgiyle takip edilen konferans, soru ve cevapların alınmasının ardından son buldu.

blank
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
22 Ocak, 2025 16:30 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Demircide “Meryem Ana” figürlü tarihi kapı: Papazlar bunun peşinde

Samsunlu demirci ustası 74 yaşındaki İbrahim Germi, üzerinde “Meryem Ana” işlemesi bulunan 158 yıllık tarihi kapıyı, papaz ve tarihi eser meraklılarının istemesine karşın satmıyor.

58 yıldır demircilik yapan İbrahim Germi’nin elinde tescilli tarihi eser olan 158 yıllık “Meryem Ana” işlemeli hanedan modeli ikili bir demir kapı bulunuyor. Ermeni ustalar tarafından geçme tekniğiyle kaynak kullanılmadan yapılmış olan kapıyı almak için birçok kişi teşebbüste bulundu lakin Germi bu kapıyı satmadı. Demirciler Yokuşu’nda esnaflık yapan Germi, dedesinden kalan 158 yıllık olduğu kestirim edilen haneden modeli tarihi kapıyı dükkanında koruma ediyor. Periyodun Mater Dolorosa Katolik Kilisesi papazı ve birtakım tarihi eser meraklılarının kendisine kapıyı satması için baskı kurduğunu söz eden Germi, kapıyı satmayı düşünmediğini söyledi.

“Bu kapının eşi gibisi yok”

Kapıları kiliseye vermesi durumunda yurt dışında sınırsız seyahat ve konaklama fırsatının kendisine sunulduğunu lisana getiren İbrahim Germi, “İlkokuldan beri bu mesleğin içerisindeyim. Demircilik cet mesleğimiz. Şu anda Samsun’un en eski aktif demircisiyim. 150 yıldır dedemden babama, babamdan da bana kalan örsümde demir dövüyorum. Örsün maddi ve manevi pahası çok büyük lakin ben ölünce hurdacıya verirler diye düşünüyorum. Örsün yanı sıra dükkanımda tarihi eser olarak tescilli 2 kapı da var. Kapıda ‘Meryem Ana’ figürü de var. Kapıda yıllar evvel yapılan kilit hala çalışıyor. Ermeni bir demir ustası kaynaksız, geçme usulü ile yapmış. Kapının bir tanesi 150 kilo geliyor. Çok şahane bir kapı. Bu kapıları benden birçok kişi istedi fakat vermedim. Ben öldüğümde bunu da hurdacıya verirler. Katolik Kilisesinin papazı da nereden öğrendiyse yanıma geldi. Kapının fotoğraflarını çekti. Meryem Ana figürlerini incelediler. Kapıyı kiliseye koyacaklarını söylediler. Ben de ‘kilisenin kapısına koyacaksan burada dursun’ dedim. Para teklif etiler, öbür imkanlar da teklif ettiler lakin kabul etmedim. Zira bu kapının bir eşi gibisi yok. Olağan bir usta bu kapının kasnağını 1 senede yapamaz. Zira büsbütün perçinli, geçme metoduyla yapılmış. Bir yarık, bir bütün demir kullanarak birleştirmişler. Gavur usta yardığı öbür demire, bütün demiri geçirerek kapıyı tamamlamış. Sistemleri bile hala çalışıyor. Kapının tutamağını sarı renkteydi. Bana gelmeden evvel de altın zannederek orasını çalmışlar. Kapı da dededen babama sonra da bana yadigar kaldı. Hatıra olarak saklıyorum” dedi.

“Samsun’un son demirci ustasıyım”

Kendisinin Samsun’daki son usta olduğuna da dikkat çeken Germi, “Demircilik mesleği bence öldü. Çırak da yetişmiyor. Ben öldükten sonra daha yapacak adam Samsun’da yok. ‘Demirciyim’ diyen adamların yeteneği yok. Vatandaş baltasını bilemek için bile usta bulamayacak. O denli olunca da demircilik de tamir işi bitmiş olacak. Kazmasını vesairesini de tamir ettirmek yerine yenisini alma prosedürüne gidecek. Zira Samsun merkezde tamir edebilecek tek demir ustası ben kaldım” diye konuştu.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.