Karabük Postası tarafından
20 Ekim, 2023 09:45 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Baba kızının üniversitede sıra arkadaşı oldu

Yozgat’ta Yükseköğretim Kurumları Sınavında (YKS) aynı üniversiteyi ve bölümü kazanan 47 yaşındaki Mehmet Solmaz ve 20 yaşındaki kızı Ebrar Sena Solmaz, birlikte öğrenim görecek olmanın mutluluğunu yaşıyor.

Ankara’da yaşayan ve YKS’ye başvuran Mehmet Solmaz, kızıyla sınava hazırlandı. Aynı okulda sınava giren baba ve kızı, Yozgat Bozok Üniversitesi Bilal Şahin İlahiyat Fakültesi Bölümüne yerleşti. Hazırlık sınıfı ikinci öğretim öğrencisi olan baba Mehmet Solmaz ve kızı Ebrar Sena Solmaz, internet üzerinden üniversite kayıtlarını yaptırarak eğitim ve öğrenimine başladı. Akşamları birlikte okula giden baba ve kızı sınıfta aynı sırayı paylaşıyor, ders aralarında ve yemekhanede birlikte zaman geçirip, derslere birlikte çalışıyorlar. Azmi ve başarısı ile örnek olan baba Mehmet Solmaz kızı birlikte mezun olup kep atmayı hedefliyor. Baba ve kızı aynı sınıfta üniversite öğretimi alıyor Her insana nasip olmayacak bir duygu Sınava babasıyla birlikte çalıştığını söyleyen Ebrar Sena Solmaz, “Babamla aynı bölümü kazanmak güzel bir duygu, belki de birçok insana nasip olmayacak bir durum. İnşallah birlikte mezun olup kep atarız. Mezun olduktan sonra üniversitemde akademisyen olarak kalmayı düşünüyorum. Üniversite sınavlarına da babamla birlikte çalıştık, sınava birlikte girdik. Benim 10. babamın da 4. sıradan ilahiyat fakültesi tercihimiz tuttu. Babamın azim ve gayretini görünce benim de çalışma gayretim artıyor. Çok nadir bir şekilde yaşanabilecek bir duygu bu” dedi. Okumanın yaşının olmadığını gösterdik Okumanın yaşının olmadığını ve 3. üniversitesine başladığını belirten baba Mehmet Solmaz ise, “Kızım hafızlık eğitimini tamamladıktan sonra YKS’ye beraber girmemiz konusunda bana telkinde bulundu. Ben de kızımla birlikte sınava girebileceğimi, okumanın yaşının olmadığını sınavı da birlikte başarabileceğimizi söyledim. Derslere beraber çalıştığımız zamanlarımız olmuştu ve YKS’ye girdik ikimiz de belirli puanlar aldık. Tercih sıralamamız farklıydı buna rağmen ikimiz de Yozgat Bozok Üniversitesi Bilal Şahin İlahiyat Fakültesini ve aynı bölümü kazandık. Bunun tarif edilemeyecek bir mutluluğu var. Rabbim bize bunu nasip eyledi, biz de üniversite eğitimimizi tamamlayıp ülkemiz adına, geleceğimiz adına güzel faaliyetlerde bulunmak için böyle bir fırsatı değerlendirdik. İnşallah biz de güzel bir şekilde eğitim öğretimimizi tamamlayıp kep atmayı düşünüyoruz” şeklinde konuştu. Baba ve kızı aynı sınıfta üniversite öğretimi alıyor Hayatta çok az kişiye nasip olabilecek bir duygu Yozgat Bozok Üniversitesi Bilal Şahin İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulkadir Dündar ise baba ve kızı tebrik ederek, “Bu rabbimin üniversitemize olan bir lütfu, gerçekten hayatta çok az kişiye nasip olacak bir duygu. Eğitimin yaşı olmaz, baba ve kız özellikle babamız bize bunu ispatladı. Örnek bir davranış olarak birlikte geldiler, birlikte aynı fakültede aynı sınıfta eğitim görüyorlar. İnşallah birlikte de onları donanımlı bir şekilde mezun etme gayreti içinde olacağız. Biz dekanlık olarak her öğrencimizin yanındayız ve onlar için varız.” ifadelerine yer verdi. Baba ve kızın sınıf arkadaşları da, onlarla aynı ortamda olmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ederek baba Mehmet Solmaz’ın azmi ve başarısının kendilerine örnek olduğunu söyledi. (İHA)
Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
27 Temmuz, 2025 13:11 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİR ÜLKE İÇİN EN TEHLİKELİSİ !

Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir!
Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.

Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden
Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor;
"İnsan aklı kadar görür.
Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir.
Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır.
İnsan yığınları yalancıya kızmaz.
Kendiside yalancıdır da ondan.
İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der.
"Yığın", "toplum" değildir.
Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."

Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir..
Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.

Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.

Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur.
Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz.
Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!

Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler.
Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez!
Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!

Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz?
Yığın mıyız?

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.