blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
05 Temmuz, 2024 04:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Ayşe Özgecan Usta’nın ölümüyle ilgili davada aile, bilirkişi raporuna itiraz etti

Zonguldak’ta 28 yaşındaki Ayşe Özgecan Usta’nın 3 yıl önce 8. kattaki dairenin terasından düşerek hayatını kaybettiği olayda aile, bilirkişi raporuna itiraz etti. Mahkeme ise yeni bilirkişi raporu alınmasını reddederken Cumhuriyet Savcısı’nın mütalaa hazırlaması için duruşmayı ileri tarihe erteledi.
Zonguldak’ta 3 yıl önce İncivez Mahallesi’nde Ayşe Özgecan Usta (28) 8. kattaki binanın teras katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından erkek arkadaşı Bartu C.A. ‘taksirle ölüme neden olma ve kişiyi hürriyetten yoksun bırakma’ suçlarından yargılanmaya başladı. Tutuksuz yargılanan Bartu C.A., 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya katılmadı. Özgecan Usta’nın babası Kenan Usta ile taraf avukatlarının katıldığı duruşmada, Usta ailesi bilirkişi raporuna itiraz etti.
Duruşmada, tutuksuz yargılanan Bartu C.A.’nın haftada bir imza şeklindeki adli kontrol tedbirinin celse arasında kaldırıldığı görüldü.

Bilirkişi raporuna itiraz: "İntihar edecek kişi yüzünü balkona değil, boşluğa bakardı"
Baba Kenan Usta’nın avukatı, bilirkişi raporunda yapılan tespiti kabul etmediklerini belirterek, “Yaptığımız keşifte de görüldüğü üzere, Özgecan’ın korkuluktan 5 santimetre aşağıdaki mermer dışında tutunacak bir yer yok. Salonda kavga edip balkona çıkıyorlar. Ağlama seslerini komşular uzunca süre duyduğunu söylüyor. Özgecan’ın başka bir arbedeye maruz kaldığı tırnak içindeki deri örneklerinden de anlaşılıyor. Sanığın da vücudunda tırnak izleri var. Görgü tanıkları da Özgecan’ın yüzünün balkona baktığını söylüyor. İntihar edecek kişi yüzünü balkona değil, boşluğa bakardı. Önemli olan tutup tutamayacağı değil, o noktaya nasıl geldiğidir” dedi.

"Kaç bayram ben kızımın yanına gidiyorum"
Kızının her bayram elini öpmeye gittiğini ancak hayatını kaybetmesinden sonra kendisinin kızının mezarına gittiğini anlatan baba Kenan Usta, "Bu bayram değil kaç bayram ben kızımın elini öpmeye gidiyorum. Kızım telefonunu kırmaz. Telefonunu kırıp poşetin içine koyup yatağın içine sıkıştırmaz. Kızımın telefonunu kırdığına kimse inandıramaz bana, çünkü bu tür şeylere çok önem verirdi. İlk gün bulunamadı, ikinci gün niye bulundu? Bu işler olaya vakıf kişiler tarafından yapılmamıştır. (Sanık) Kızımı neden eve kilitledi? Amacı neydi? Bir arbede kavga var. Bilirkişi raporuna da itirazım var. Fizik profesörü, korkuluk borusunun kalınlığını, tutup tutamayacağını hesaplamamış. Ben de olay yerinde boruyu tuttum ama kavrayamadım. Hiç kimse kendini atmak için borulardan tutup atmıyor" şeklinde konuştu.

Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Avukatı: "Bilirkişi raporunu kabul etmiyoruz"
Duruşmada hazır bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü avukatı ise söz konusu bilirkişi raporunun fiziksel değerlendirmeden ibaret olduğunu; olay anı ve psikolojisine yer verilmediğini belirterek şu ifadelere yer verdi:
"Bilirkişi raporunda aleyhe olan hususları kabul etmiyoruz. Söz konusu bilirkişi raporu fiziksel değerlendirmeden ibaret olup, olay anı ve psikolojisine yer vermemiştir. Sanığın bir süre sonra çıkıp da sarkan birini kurtarma çabasına girdiğine inanmıyoruz. Şikayetçiyiz, cezalandırılmasını talep ediyoruz. Uzun süre ilaç kullanan ve olay anında alkollü birinin sözlerine itibar etmeyerek, daha sonra kurtarma çabasına girmesini kabul etmiyoruz."

Sanık avukatları: "Müvekkilimizin beraatini talep ederiz"
Sanık avukatları ise bilirkişi raporunda Bartu C.A.’nın olayla ilgili sorumluluğunun olmadığına yönelik duruma dikkat çekerek, "Müvekkilimizin olayla ilgili sorumluluğu olmadığı raporda yer alıyor. Katılan taraf her ne kadar evin kapısının kilitlendiğini, evden çıkmasına izin verilmediğini iddia etse de dosya içerisinde böyle bir beyan yok. Müvekkilin üstüne atılı her iki suç yönünden suç vasıfları oluşmamıştır, beraatini talep ederiz” şeklinde konuştular.

Duruşma 5 Eylül’e ertelendi
Mahkeme, bilirkişi raporunun içeriği ve önceki raporları bir arada değerlendirerek, yan delillerle desteklenmesi gereken adli tahkikata dayalı hususlar kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti ve yeniden rapor alınması talebini reddetti. İddia makamına mütalaa için süre verilmesine karar veren mahkeme, duruşmayı 5 Eylül saat 10.00’a erteledi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
27 Mayıs, 2025 15:24 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

“DEĞERLİ KARDEŞLERİM SORUYORUM SİZLERE !”

Kaç para asgari ücret ?

22 bin 104 lira net

Şu anda bir bardak çay kaç para?

En az 20 lira

Simit kaç para ?

15 lira

Ne yaptı?

35 lira yaptı

Üç tane çocuğunuz, hatun dört, siz beş

Bakın ! Çay ve simit dışında başka bir şey yemeyeceksiniz!

Sadece çay ve simit…

Beş kere 35 ne yapar? 175 lira. Bir öğünde. Günde 3 öğün ne yapar? 525 lira. Biz buna 600 lira diyelim.

Ay kaç gün? 30 gün

Ne yapar? 18 bin lira

Asgari ücret 22 bin 104 lira.

Evin kirasını kim ödeyecek?

Elektrik parasını kim ödeyecek?

Su parasını kim ödeyecek?

Çoluk çocuğun okul masrafını kim karşılayacak?

DEĞERLİ KARDEŞLERİM SORUYORUM SİZLERE

Bu zalim yönetim bu aziz millete 1 bardak çayı ve bir simidi bile layık görmüyor.

Bunların peşinden nasıl gideceksiniz?

Bu hesap dönemin rakamlarıyla 27 yıl önce yapılmış. 27 yılda ne değişti? Rakamlar değişti. Onu da güncelledik işte !
O gün ülkenin Fotoğrafını çeken ne güzel çekmiş! İlginçtir, fotoğraf bugün de güncelliğini koruyor.
İlginç olan bir şey daha var. O gün bu hesabı yapanlar 23 yıldır ülkeyi yönetiyor.
Aslında olumlu ve olumsuz anlamda ülkede bir çok şey değişti.
Her ne hikmetse gariban vatandaşın alım gücünde pek değişen bir şey yok.
Alım gücünde sınıf atlayanlar yok mu ? Olmaz mı? hemde nasıl…

Önemli olan gelir dağılımında adaleti sağlamaktı. Dengeli büyümekti. Peki bunu becerebildik mi? HAYIR.
Hesap ortada! Emekli ve asgari ücretli milyonlarca insan açlık sınırının altında ücretlerle, çay simitle bile karnını doyuramazken Adaletten, kalkınmadan, haktan, hukuktan, insanca yaşamaktan söz edilebilir misiniz?

Gini katsayısına göre Avrupa'da gelir dağılımı eşitsizliğinde Türkiye ilk sırada yer alıyor. Dünyadaki 130 ülke içinde ise 28. sıradayız.
Türkiye'de en yoksul yüzde 50’lik kesim, yani yaklaşık 42,5 milyon kişi, GSYH'nin yüzde 3’ünden azını alıyor. Bu kesimin toplam serveti, tahminen 30 milyar doların altında. Türkiyede 35 dolar milyarderi var. Bunların serveti, bu 42,5 milyon kişinin toplam servetinin neredeyse 3 katı.

Not: Yüreği kaldıran yukarıdaki çay simit hesabını en düşük emekli aylığı olan 14 bin 469 lira için yapsında görelim !

İlyas Erbay

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.