Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
17 Haziran, 2024 12:30 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Atalarından gelen bayramlaşma geleneğini sürdürüyorlar

Rize’nin Ardeşen ilçesinde yaşayan mahalle sakinleri atalarından gelen bayramlaşma geleneğini sürdürüyorlar.

Ardeşen ilçesine bağlı Işıklı Meyvalı Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar, atalarından gelen bayramlaşma geleneklerini sürdürüp, hasta ve yaşlıları evlerinde ziyaret ediyor. Bayram Namazı ile başlayan bayramlaşmalar mahalle boyunca kalabalıklaşarak devam ediyor. Hiçbir küskünlüğün olmadığı mahallede yaklaşık 100 hane ziyaret edilerek bayramlaşılıyor. Evlerin ziyareti esnasında da geceden hazırlanan ikramlar dağıtılıyor. Evlerin kapılarında da haşlanmış yumurtalar herkes için hazırlanır. Toplanan haşlanmış yumurtalar ile sonrasında mahalleli hangisinin kırılıp kırılmadığına dair kendi aralarında yarışıyor. Son olarak da bir vatandaş çay alımyerinde balkon konuşması yaparak günü sonlandırıyor. Atalarından gelen bayramlaşma geleneğini her yıl sürdürmeye çalışan mahalle halkı çocuklarına da bu geleneği aşılamaya çalışıyor.
“Biz senelerce bu geleneği sürdürüyoruz”
Yıllardır kendi geleneklerini sürdürdüklerine vurgu yapan Recep Kalender, “Biz bayramlaşma etkinliğimize ilk önce camiden başlıyoruz. Akabinde mahalledeki evleri tek tek gezmeye başlarız. Onlar da ellerinde ne varsa böreği, baklavası, helva gibi farklı şeyler yaparak herkes sabahın 6’sında bizi karşılar. Biz senelerce bu geleneği sürdürüyoruz. Sürdürmeye de aynı heyecanla devam ediyoruz. Antalya, Bodrum gibi yerlere giden arkadaşlara söylüyorum, biraz da kendi evlerinize gidin. Bayramlar bunun içindir. Tatili başka zamana sakla. Şimdi yumurta bizim için çok önemli. Kabuğu en sert olan başarılı oluyor. Bu aramızda yaptığımız neşeli bir oyun. Kimin yumurtası en başarılıysa o artık göğsünü kabartarak mahallede ben birinciyim diyerek aramızda şakalaşma olur. Bağlılıklar devamlı oluyor. Biz akrabalarımız ve en yaşlımız olmak üzere ellerini öpüyoruz. Onlar o kadar seviniyor ki. Bunları esirgemeyelim. Bunlar çocuklarımıza da aşılansın. Bu bilince kavuşsunlar çünkü kaybettiğimiz şeyler arasında artık. Bizde canlandırıyoruz” şeklinde konuştu.
“Yapabildiğimizin en iyisini yapmaya çalışıyoruz”
Her bayram geleneklerini sürdürdüklerini ifade eden Sonnur Kalender, “Her bayram arife gününden başlarız. Baklavalarımızı, laz böreklerimizi, sarmalarımızı sarmaya başlarız. Büyük bir heyecanla çocuklarımıza, eşimize yeni kıyafetler alırız. Biz bu tarihi geleneği uygulamayı seviyoruz. Ramazan Bayramında da Kurban Bayramında da geleneğimizi sürdürüyoruz. Yapabildiğimizin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. İkram bizim için çok önemli” dedi.
“Bizim bayramlarımız gerçekten şahane”
Bayramları unutturmamaya çalıştıklarını belirten Samiye Kalender, “Bayram geleneğimiz gerçekten çok güzel. Biz elimizden geldikçe bir şeyler hazırlıyoruz. Bizim bayramlarımız gerçekten şahane. Unutturmuyoruz. Gerçekten gençlerimiz de eskiden beri bu kalabalık devam ediyor” ifadelerini kullandı.
(HFD-TŞ-

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
27 Temmuz, 2025 13:11 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİR ÜLKE İÇİN EN TEHLİKELİSİ !

Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir!
Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.

Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden
Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor;
"İnsan aklı kadar görür.
Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir.
Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır.
İnsan yığınları yalancıya kızmaz.
Kendiside yalancıdır da ondan.
İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der.
"Yığın", "toplum" değildir.
Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."

Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir..
Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.

Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.

Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur.
Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz.
Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!

Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler.
Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez!
Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!

Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz?
Yığın mıyız?

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.