Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
12 Kasım, 2023 04:36 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Arıcılar endişeliydi: “Samuray arıları bal arılarına zarar vermiyor”

Samsun Arıcılar Birliği Başkanı Rasim Kaplan, kahverengi kokarcalar ile mücadele için doğaya salınan samuray arılarının Japon eşek arısı olmadığını ve bal arılarına zarar vermediğini söyledi.
Kahverengi kokarcalar özellikle fındık başta olmak üzere birçok sebze ve meyveye zarar vermeye devam ediyor. Bu yıl Karadenizli çiftçilerin korkulu rüyası olan kahverengi kokarcalar, fındıktaki yüzde 25’lik rekolte düşüşüne de sebep olarak gösteriyor. Kahverengi kokarcalar ile zirai mücadele için doğaya bırakılan samuray arılar da akıllarda soru işareti oluşturdu. Arıcılar, samuray arılarının bal arılarına ya da diğer türlere zarar verip vermeyeceğini merak ederken, Başkan Rasim Kaplan, bal üreticilerin yüreğine su serpti. Samuray arılarının Japon eşek arısı olmadığını ve bal arısı kolonilerine saldırmadığını dile getiren Kaplan, önemli bilgiler verdi.
Zararlı kahverengi kokarca hakkında bilgi vererek zirai mücadelenin önemine değinen Rasim Kaplan, “Ülkemizde son yıllarda giriş yapan ve hızlıca yayılan kahverengi kokarca hız kesmeden yayılmaktadır. Zararlı, 1990’lı yıllarda Uzak doğudan Kuzey ABD’ye bulaşmış, 2000’li yıllarda ise Avrupa’da zararlı bir böcek türü olarak ortaya çıkmıştır. 2016 yılında Gürcistan’da tespit edilmiş ve 2017 yılında epidemi yaparak önemli zararlara neden olmuştur. Tarımsal üretimde önemli ölçüde kayıplara neden olan tahripkâr, istilacı ve polifag bir zararlıdır. Kahverengi kokarcanın yayılışı bitkisel materyallerle, ulaşım araçlarıyla, erginlerin uçuşuyla ve zararlının bulunduğu ülkelerle yapılan ticari faaliyetlerle gerçekleşir. Kahverengi kokarca, insan sağlığı açısından bir tehlike oluşturmamakla beraber yaz mevsimi sonunda kışlamak için özellikle ev, depo gibi korunaklı alanları tercih ettiği için fiziki rahatsızlık oluşturmaktadır. Birçok meyve ve sebze türüne zararlıdır. Başta fındık olmak üzere elma, armut, turunçgiller, şeftali, ceviz, Trabzon hurması, mısır, fasulye, domates, biber, patlıcan en önemli konukçuları arasındadır. Bu ürünler ülke ekonomisi için stratejik öneme sahip bitkiler arasında yer almaktadır. Meyve ve sebzelerde emgi yaparak birçok ürün için verim ve kalite kaybı riski oluşturmaktadır. Kimyasal (ilaçlı) mücadelesi; ruhsatlı bitki koruma ürünleri ile yapılmaktadır” dedi.

“Samuray arıları bal arılarına zarar vermiyor”
Samuray arısının sektörel açıdan önemi ve bal arıları üzerindeki etkileri hakkında da bilgi veren Kaplan, “Kahverengi kokarca ile mücadele yapmak için en doğal yol kahverengi kokarcanın yumurtalarına kendi yumurtalarını bırakan samuray arısı yetiştirilerek doğaya salınmasıdır. Dünyada başarıyla uygulanan bu yöntem ülkemizde ve ilimizde de yapılmaktadır. Ancak kamuoyunda eksik ve yanlış bilgilendirmeden dolayı zaman zaman sorunlar yaşanmaktadır. Avcı böceğin samuray arısı olarak tanınması ve Latince adında Japon ifadesi geçmesi nedeniyle Japon eşek arısı olduğu ve bunun da bal arısı kolonilerine zarar verebileceği endişesi duyulmaktadır. Bu tamamen bir yanlış anlaşılmadır. Samuray arısının bal arılarına bilinen hiçbir zararı bulunmamaktadır. Medyada paylaşılan görseller de Samuray arısına ait olmayıp sarıca arının resimleridir. Yanılgının bir kısmı da buradan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle arıcılarımız bu konuda rahat olmalıdırlar. Samuray arısının Japon eşek arısı ile hiçbir ilgisi bulunmamakta olup bal arısı kolonileri açısından da herhangi bir risk bulunmamaktadır” diye konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
20 Kasım, 2025 11:21 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

KBÜ’de Sağlık Yönetiminde İnsan Kaynağı Planlaması Ele Alındı

Karabük Üniversitesi (KBÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi tarafından "Sağlık Hizmetlerinde İnsan Kaynaklarının Planlanması" konulu seminer düzenlendi.

Karabük Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen seminerde, sağlık hizmetlerinde insan kaynaklarının planlanması; alanın profesyonelleri tarafından personel yönetimi, idari işleyiş ve görev dağılımı çerçevesinde değerlendirildi.

15 Temmuz Şehitler Konferans Salonu'nda düzenlenen etkinliğe; Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Müslüm Kuzu, Fakülte Dekan Yardımcısı ve Hemşirelik Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Güngör, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Seminerde konuşmacı olarak, Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Erkan Doğan ile Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Müyesser Demir yer aldı.

Açılış konuşmasında Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Güngör, sağlık kurumlarında insan kaynağı planlamasının kritik bir yönetsel sorumluluk olduğunu belirterek, "Kamu sağlık hizmetlerinde talepler ile mevcut kaynakları uyumlu hale getirmek yöneticiler açısından kritik bir sorumluluk. Bugün bu sürecin sahadaki uygulamalarını yöneticilerimizden dinleyeceğiz" dedi.

Açılış konuşmasını yapan Fakülte Dekan Yardımcısı ve Hemşirelik Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Güngör, sağlık kurumlarında insan kaynağı planlamasının önemine değindi. Güngör, "Kamu sağlık hizmetlerinde talepler ile mevcut kaynakları uyumlu hale getirmek yöneticiler açısından kritik bir sorumluluk. Bugün bu sürecin sahadaki karşılığını yöneticilerimizden dinleyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Seminerde sunum yapan Başhekim Doç. Dr. Erkan Doğan, sağlık hizmetinin 7 gün 24 saat kesintisiz sürdüğünü vurgulayarak yöneticilerin çok boyutlu bir sorumluluk üstlendiğini ifade etti. Doğan, ekip çalışmasının, adaletin ve vicdanın sağlık yönetiminin temelini oluşturduğunu vurguladı.
Doğan, ayrıca sağlık hizmetinin kesintisiz yapısına dikkat çekerek, "Sağlıkta tatil yok. Burada sadece üç tane saç ayağı var; hekim, sağlık hizmetleri ve diğer alt birimler. Bu süreçte hakkaniyet, adalet ve vicdan çok önemli. Çalışanın hakkının yanında hastanın ve kamunun hakkını da korumak zorundasınız" diye konuştu.

Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Müyesser Demir ise sunumunda özellikle hastanenin fizikî yapısı ve işleyişiyle ilgili bilgiler aktardı. Hastanenin çok geniş bir alana yayılan modern bir sağlık kompleksi olduğunu belirten Demir, yapının büyüklüğü ve 7 gün 24 saat hizmet sürdürülebilirliği göz önünde bulundurulduğunda insan kaynaklarının doğru planlanmasının kritik önem taşıdığını söyledi. Demir ayrıca, "Sağlık hizmeti durmaz; bu nedenle doğru personel planlaması hayati bir gereklilik" dedi.

Programda ayrıca yeni mezun hemşirelerin saha adaptasyonu, birimlerdeki iş yükü, acil servis ve yoğun bakım gibi kritik alanlarda görev almanın sorumlulukları da ele alındı. Konuşmacılar, mesleğin zorluklarının yanı sıra insan hayatına dokunan yönünün güçlü bir motivasyon kaynağı olduğunu dile getirdi.

Bizi sosyal medyadan takip edin