blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
02 Mayıs, 2024 12:24 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 0

Arap turistlerin konaklamada otel yerine ’ev’ tercihi kayıt dışına neden oluyor

Son yıllarda Trabzon’a yoğun olarak gelen Arap turistlerin oteller yerine konaklamak için ’ev’leri tercih etmesi kayıt dışı tehlikesini de beraberinde getirdi. Kentte 280’e yakın resmi otel bulunurken, ev ve apart olarak kayıt dışı işletmecilik yapanların sayısı ise 2 bin 800’e yükseldi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Trabzon Otelciler Birliği Başkanı Mustafa Aksu, 3 yıldır turizmde kayıt dışılığı önlemek amacıyla çalışma yaptıklarını ve büyük bir liste hazırladıklarını belirterek "Elimizde şu anda Trabzon’da hangi adreste, hangi odada, hangi binanın kaçıncı katında kayıt dışı konaklama yapılıyor, her şey elimizde var, hepsini tespit ettik" dedi.
Karadeniz Bölgesi’nin turizm merkezi olma yolunda ilerleyen Trabzon, yaklaşan turizm sezonunda Körfez ülkelerinden gelecek misafirlerini ağırlamaya hazırlanıyor. Haziran ayından itibaren turizm yoğunluğunun başlayacağı kente gelen turistler özellikle yüksek kesimlerdeki yaylaları tercih ederken, doğal güzellikleri ile ünlü Uzungöl turistlerin konaklama listesinde ilk sırada yer alıyor. Son yıllarda artan turizm hareketliliği kayıt dışı turizm sorununu da beraberinde getiriyor. Bölgeye gelen Arap turistlerin özellikle konaklama için ev ve apartları tercih etmesi bunda önemli rol oynuyor. Her yıl 2-3 milyon turistin geldiği belirtilen Trabzon’da 280’e yakın resmi otel işletmesi bulunurken, 480’e yakın da gayri resmi otel bulunduğu tespit edildi. Günübirlik kiraya verilen evlerde birlikte bu sayının 2 bin 800’e çıktığı belirtilirken, turizmciler yaklaşan turizm sezonu öncesi kentte denetleme yapılmasını istiyor.

"Kayıt dışı turizm işletmeciliği yapanların büyük çoğunluğu yabancı uyruklu"
Turizmde yaşanan kayıt dışı tehlikesinde önlem alınması gerektiğini belirten Trabzon Otelciler Birliği Başkanı Mustafa Aksu, yabancı uyruklu kişilerinde kentte kayıt dışı işletmecilik yaptığını da belirtti. Aksu, "Artan turizm sektöründe sayı değerleri olarak yıllarca yanlış bilgiler verildi. Yani şehrimize 2-3 milyon turist gelmiyor. Zaten bu şehir onu kaldıramaz. Vergi sistemine baktığımız zaman kayıt dışının yaklaşık 400 milyon dolarlara kadar çıkan bir para döndüğü görülüyor. Birincisi şehir kaybediyor. Çünkü vergi vermediği sürece sektör olarak da gerekli yatırımı alamıyoruz. Ikincisi de gelen misafirlerimizin memnuniyeti. Eğer bir insan evimize geliyorsa bir daha gelmek istemiyorsa bir sorun var. Bizler resmi oteller, kanunun el verdiği her şeyi yapmaktayız. Ama bakıldığı zaman bizler bu kadar kanunun üzerinden ve kanuni çalışırken, bu kadar bizim iki katımız, üç katımız olan kayıt dışlarını yaptıkları ve bu vergi sistemine verdikleri üzere büyük bir zarar. Biz bu konuda sadece Trabzon’a özel demiyoruz. Kanun bir kere 1 Ocak itibarıyla çıktı. Evrağın, işletme belgen, ruhsatın olmadan bu turizmi yapamazsınız. Biz her yer kapansın, oteller kapansın insanlar sokakta kalsın mantığında değiliz. Resmi olabilecek, vergisini veren biz ciromuzun binde 75’ini TGA vergisi olarak veriyoruz. Konaklama vergisi olarak da dünyanın parasını veriyoruz. Ama bu verdiğimiz vergi sistemde baktığımız zaman, gelen misafir ya da sayı olarak çok düşüklerde kalıyor. Bizler daha iyi hizmet vermek istiyoruz. Resmi olarak devletimize vergimizi vermek istiyoruz ve eşit olmak istiyoruz. Şimdi bakıldığı zaman bizlerin maliyeti, resmiyete bakma vergilerle inanılmaz büyük bir mevla geliyor. Mevduat hesaplarına bakılsa insanlarımız hiçbir mal varlığı üzerinde yokken inanılmaz mevduat hesapları var. Ve bu kesinlikle bu şehre zarar veren bir şeydir. Para geliyor, şehir kullanıyor diye bir şey yok. Bakıldığı zaman kayıt dışı olanların da birçoğunun da yabancı uyruklu insanların olduğu" dedi.

"Kayıt dışı tesislerin listesini tuttuk, gerekli mercilere verdik"
3 yıldır çalışma yaptıkları ve büyük bir liste oluşturduklarını kaydeden Aksu, "Aşağı yukarı yaklaşık 280’e yakın resmi bir işletme var Trabzon’da. Yaklaşık 480’e yakın da gayri resmi oteller var. Evlerle beraber 2 bin 800’e yakın kayıt dışı işletme var. Hiçbir kontrollleri yok. Onlar şikayet edildiği zaman biz denetleniyoruz. Ama bir Ocak’ta çıkan kanun bizi ümitlendirdi. Çünkü artık kanun diyor ki belgen olmadan hiçbir turizm sektöründe hizmet edemezsin. Yüzde 17 memnuniyet oranı inanılmaz büyük bir zarar. Yani evinize gelen 100 kişinin sadece 17 kişisi memnun kalmış ve ’Bir daha gelmeyeceğim’ diyor. Yani 83 kişi gelmeyeceğini beyan ediyor. Bu şehre zarar. Şehir merkezi bile turizm sektörüyle ayakta kalabiliyor. Kasım ve Aralık ayında gerçekten kötü durumda oluyoruz. 1,5 ay çalış 10 ay bu çalıştığından yaşa bu olmaması gereken bir şey. 3 yıldır çalışma yapıyoruz. Tüm arkadaşlarımız sağ olsun ve büyük bir liste topladık. Bunları üçlü çapraz sorgulamayla online kanallardan ve hepsinin adresi hepsi elimizde. Biz de bunları gerekli mercilere de verdik. Yani biz şu anda devletin vergisinin peşindeyiz. Devletin parasının peşindeyiz. Bizde şu anda Trabzon’da hangi adreste, hangi odada, hangi binanın kaçıncı katında konaklama yapılıyor her şey elimizde var. Bu konuda bütün çalışmalarımız yaptık" ifadelerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
11 Haziran, 2025 00:37 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Vali Arslan’dan Kızılay için ilginç benzetme

Bartın Valisi Dr. Nurtaç Arslan, Kızılay’ın kuruluş yıl dönümünü nedeniyle yayımladığı kutlama bildirisinde, Kzılay’ı, çaresizliğin üzerine doğan bir sabah güneşine benzetti.
Vali Nırtaç Arslan, Türk Kızılay’ın 157. kuruluş yıl dönümü nedeniyle yayımladığı iletide, Türk Kızılay’ının Türk milletinin yardımseverlik ve dayanışma hislerinin kurumsal bir temsili olduğunu söz etti. Arslan iletisinde, "1868 yılında ’Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti’ ismiyle kurulan Türk Kızılay’ı, yalnızca bir yardım kuruluşu değil, tıpkı vakitte milletimizin sıkıntı zamanlardaki teminatı, umutların sönmeye yüz tuttuğu anda yanan bir ışıktır. Çalışanların emeğiyle, gönüllülerin vicdanıyla ve halkımızın takviyesiyle büyüyen Türk Kızılay’ı afetlerde birinci alana inen, kan bağışında hayat kurtaran, yetimlere yuva olan, fakirlere aş olan bir hayır kervanıdır. Kızılay’ın kırmızı hilali, sadece bir amblem değil, adeta çaresizliğin üstüne doğan bir sabah güneşidir" sözlerine yer verdi.

"Türk Kızılay’ı gurur kaynağımızdır"
Kızılay’ın, yaşanan afetlerde beşere ve canlıya yardım eli olduğunu da hatırlatan Vali Arslan, "Depremlerde, yangınlarda, sel felaketlerinde, salgın hastalıklarda, her türlü zorlukta halkımızın yanında olan ve sırf ülkemizde değil, dünyanın dört bir yanında mazlumlara el uzatan Türk Kızılay’ı, gönüllülük ruhuyla hareket eden binlerce çalışanı ile gurur kaynağımızdır.
Bugün, Kızılay’ın yalnızca geçmişine değil, geleceğine de sahip çıkma günüdür. Daima birlikte el vererek, bu uygunluk zincirine yeni halkalar eklemek; dayanışmayı, yardımlaşmayı ve insanlığı yüceltmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu his ve fikirlerle, Türk Kızılay’ının 157. kuruluş yıl dönümünü en içten dileklerimle kutluyor; insanlığa umut olan Kızılay neferleri ile takviyesini esirgemeyen tüm kişi, kurum ve kuruluşlara gönülden teşekkür ediyor, sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum" tabirlerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin