Amasya’da sele kapılan kadını taksici kurtardı… O anlar kamerada
Amasya’da aniden bastıran sağanak yağışın oluşturduğu sel sularına kapılarak sürüklenen kadını, taksici kurtardı. Sürüklenen kadının ticari taksinin içine alındığı o anlar cep telefonu kamerasına yansıdı. Kent merkezinde akşam saatlerinde başlayan sağanak yağış vatandaşlara zor anlar yaşattı. Şeyhcui Mahallesi’nde bir kadın sel sularına kapılarak sürüklendi. Ölümle burun burulan gelen 50’li yaşlardaki kadını oradan tesadüfen geçen taksici Tahsin Aydın (23) kurtardı. Yürekleri ısıtan o anlar cep telefonu kamerasıyla görüntülendi. Yaşananları anlatan Aydın, “Bir anda yağmur bastırmıştı. Bir müşterimizi almıştım. Ablamızı yerde suların arasında sürüklendiğini görünce camı açıp elinden tutarak ayağa kaldırdım. Taksinin arka koltuğuna oturttum” dedi. “Ücret teklif etti, kabul etmedim” Kurtardığı kadını evine bırakan genç taksici, “Değerli eşyalarının kurtarabildiğimiz kadarını da kurtardık. Ücret teklif etti. Kabul etmedim. Kendisine dikkat etmesini istedim. Vatandaşlık görevimi yaptım. Ablamız büyük bir tehlike atlattı. Geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum” diye konuştu. Üniversite eğitimini bırakıp taksiciliğe başladı Aydın, çalıştığı taksi durağında kendisini kutlayan meslektaşları tarafından günün kahramanı olarak karşılandı. Amasya Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Harita ve Kadastro Programı 2. sınıftaki eğitimine ara verip bir yıl önce taksiciliğe başlayan Aydın, “Maddi ve ailevi sıkıntılardan dolayı okulumu bırakıp taksiciliğe yönelmek zorunda kaldım” şeklinde konuştu.
Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,
Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.
Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.
Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…
Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.
Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!
Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…
Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.
Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.
3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.
Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!
Bakın bizim bir Üniversitemiz var.
Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.
Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.
Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.
Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.
Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.
Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.
Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.
Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.
Neden..?
Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.
Peki biz ne yapıyoruz..?
İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!
Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.
Lütfen kendimizi kandırmayalım.
Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,
Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.
Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,
Çok güzel, ama
Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?