blank
Berkay Doğan tarafından
31 Ekim, 2024 11:58 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Akay’dan Merkez Bankası Başkanı’na Asgari Ücret Tepkisi

CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay: Merkez Bankası Başkanı'nın Asgari Ücretlinin alacağı zamma ipotek koyduğunu söyledi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)  Karabük Milletvekili Cevdet Akay, “Merkez Bankası Başkanı yüzde 25 civarı asgari ücret artışının 2025 enflasyon görünümüyle uyumlu olacağını söylüyor. Bu, asgari ücretlinin alacağı zamma ipotek koymaktır, set koymaktır, sınır koymaktır. Demek ki ilgililere, hükümete, iktidara "Yüzde 25'i geçmeyin." diyor. Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir hatalı uygulamayı kabul edemeyiz.” dedi.

TBMM Plan Bütçe Komisyonu Üyesi ve CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, TBMM Genel Kurulu’nda İyi Parti’nin yeni yılda emekli olanlar ile bir önceki yıl arasında emekli olanlar arasında emekli aylığı açısından oluşacak sorunlara ilişkin verdiği araştırma önergesi üzerine konuştu.

EMEKLİLİKTE İNTİBAKIN UYGULAMAYA GEÇİRİLMESİ VE BU HAKSIZLIĞIN GİDERİLMESİ GEREKİYOR

Emekli aylıklarının ülkenin ekonomik koşulları altında çok yetersiz kaldığının altını çizen Akay, “Bir kere her şeyden önce en düşük emekli aylığının, 12.500 TL'nin ülkenin ekonomik koşulları altında çok yetersiz kaldığını, en az asgari ücret seviyesine çıkarılması gerektiğini ve süreç içerisinde de asgari ücretin 1,5 katına çıkarılması gerektiğini ifade ettik çünkü geçmişte bu tutarları görmüştük. Ama görüyoruz ki buradaki uygulama devam ediyor halen. Emekli olduktan sonra aylıkların düşmesi 2008 Yılı’nda yapılan değişiklikle oldu. Emeklilik bağlama oranları aşağıya geldiği için maaşlar normal çalışırken ki maaşlarının yüzde 28'ine kadar geriledi. Burada da emeklilikte intibakın uygulamaya geçirilmesi ve bu haksızlığın da giderilmesi gerekiyor.

Şimdi, gelelim 2024 ikinci yarısı ile 2025 Yıl içerisinde emekli olanlar arasındaki farka. 2025 yılında emekli olanlar, 2024 Yılı’nda emekli olanlardan yüzde 30 - 33 civarında daha az maaş alacaklar. Bu, kabul edilebilir bir durum değil. Bunun hem devlete zararı var hem çalışan kişiye zararı var. Bir kere, emekli olan kişiler sektörlerde, firmalarda çalıştırılmak istenmiyor, o yüzden emekliliği hak etmiş kişiler çalışmaya devam ediyor. Siz bu uygulamayı ortadan kaldırmazsanız emekli yığılmasına sebep teşkil eder, devletin prim kaybına da sonuç verirsiniz. Bunun giderilmesi için de güncelleme katsayısının ayarlanması gerekiyor. Zaten ekonomik sıkıntılar altında ezilen emeklimiz, çalışanlarımız bunu bekliyorlar. Emeklilikteki yığılmayı da yaymak zorundasınız.” dedi.

ASGARİ ÜCRETE “YÜZDE 25 DAYATMASI” ASLA KABUL EDİLEMEZ

Merkez Bankası Başkanı’nın asgari ücrete ilişkin açıklamasına da tepki gösteren CHP’li Akay, “Merkez Bankası Başkanı açıklama yapıyor, açıklamasında yüzde 25 civarı asgari ücret artışının 2025 enflasyon görünümüyle uyumlu olacağını söylüyor. Ya, bir kere bu, asgari ücretlinin alacağı zamma ipotek koymaktır, set koymaktır, sınır koymaktır. Demek ki ilgililere, hükümete, iktidara "Yüzde 25'i geçmeyin." diyor. Böyle bir şey olabilir mi? Zaten bir yıl boyunca asgari ücretli zam görmedi, 17 bin 2 TL eridi gitti. Şimdi, yüzde 25 - 26 zamdan bahsediyorsunuz, bu zammı alsa ocak ayı içerisinde bu asgari ücret yoksulluk sınırının altına inecek, yüzde 40 zam alsa mart ayında inecek. Böyle bir hatalı uygulamayı kabul edemeyiz, bu ifadelere katılmıyoruz.” şeklinde konuştu.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
İlyas Erbay tarafından
20 Mayıs, 2025 15:03 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

İHMAL EDEREK SONUNDA BÜYÜK BEKA SORUNU HALİNE GETİRDİK !

Tarımı ihmal ülkeye ihanettir. Anadolu toprakları 300 milyon nüfusa yetebilecek bir potansiyele sahipken, bugün maalesef kendi kendine yetemiyor. Tarıma dair ne varsa gübresinden tohumuna kadar ithal ediyoruz. Bunun için milyarlarca dolar ödüyoruz. Bizim kadar tarım ithalatı yapan kaç ülke var?

Demoğrafik yapımızın bozulmasından tutun sınırlarımızın dibindeki yeni oluşumlara kadar o kadar büyük beka sorunlarımız varken, birde tarımı beka sorunu haline getirdik. Tarım milli meseledir,
siyaset üstüdür.
Şimdi bu yazdıklarımı okuyunca, "Tarım ihmal edilmemiştir çiftçimizin yanındayız, çok büyük destekler veriyoruz" diyenler olacaktır.
O yüzden mi bir zamanlar bu ülkede yetişen yüzlerce ürünü yüzlerce milyar dolar ödeyerek, dünyanın her yerinden ithal ediyoruz ?

Ülkemizde tarım arazileri büyük bir hızla azalıyor, buna bağlı olarak kırsaldaki genç nüfusda azalıyor. Yüksek üretim maliyetleri nedeniyle çiftçi üretmekte isteksiz davranıyor. Nitekim yüzölçümü 78,35 milyon hektar olan Türkiye'nin, uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam arazi miktarı son 20 yılda 26,6 milyon hektardan 23,9 milyon hektara geriledi.

Artan ülke nüfusuna oranla artması gereken tarım arazilerimiz; son 20 yılda yüzde 9 oranında azaldı. Bunun temel nedenlerinden biri tarım arazilerinin turizm ve madencilikte kullanılması, ikinci neden tarım arazilerinin yerleşime açılması.

2002 yılında % 35 olan tarım sektöründe çalışanların oranı 2024 yılı itibariyle 14.8 e düşmüş.
Çiftçinin borcu 20 yılda 187 kat artmış. 2005 yılında 5 milyar TL olan çiftçinin borç tutarı 2025 yılında 935 milyar TL olmuş
Bu sürede çiftçiye verilen destek ise sadece 33 kat artmış.

Aşağıda sıraladığım şu maddelere parti programında yer veren ve milletimize bunların kararlılıkla, taviz vermeden uygulanacağını garanti eden bir muhalefet partisi var mı?

1.) Geçmişte, tarımda kendi kendine yeten ülkemizi; Başlatacağımız büyük tarım seferberliği ile tekrar hem kendi kendine yeten hemde tarım ürünleri ihraç eden bir ülke haline getireceğiz.
2.) Elektriği kamulaştırarak halkımızın ucuz elektrik tüketmesini sağlayacağız.
Özelleştirilen tüm stratejik kurumlarımızı ve fabrikalarımızı tekrar devlet güvencesine alacağız. Ülkemizin en büyük sorunu olan işsizliğin önüne geçmek için süratle yeni fabrikalar ve iş yerleri açacağız.
3.) Tarımla birlikte en çok ihmal edilen eğitimde gerçek bir reform yaparak çağı yakalayan dünya ile rekabet edebilen bir eğitim sistemini hayata geçireceğiz.
4.) Bilimde; teknoloji ve arge de dünya ile rekabet edebilen bir ülke olmanın yollarını açacağız.Teknik eğitime ağırlık vereceğiz.
5.) Her türlü görevlendirmede mutlaka liyakati esas alacağız.
6.) Devlet ihalelerini adam kayırmadan açık ve şeffaf bir şekilde hak eden şirketlere vereceğiz.
Ülkenin acil ve hayatı yatırımlarına öncelik vereceğiz.
7.) İsrafa şatafata, saltanata ve gereksiz harcamalara son vereceğiz.
8.) Üniversitelerimiz kendi rektörlerini kendileri seçecek.
Bilim adamlarımız özgürce korkmadan düşüncelerini ifade edebebilecekler.

  1. ) Kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve bağımsız yargıyı mutlaka hâkim kılacağız.
    10.) Düzensiz göç mutlaka önlenecek. Ülkenin demografik yapısının bozulmasına asla müsaade edilmeyecek. Ülkenin her yerinde diledikleri gibi ikamet eden, en büyük kentlerde kendilerine istedileri gibi “gettolar” yaratan ve doğumlar nedeniyle sayıları hızla artan Suriyeliler uygun şartlar sağlanarak en kısa sürede ülkelerine geri gönderilecek.

Bana göre, bu hükümlerin tamamını parti programına koyan ve kararlılıkla hayata geçirebileceğine halkı ikna edebilen bir muhalefet ne yazık ki yok! Çeşitli muhalefet partilerinin programlarında yazdıklarımın bir kısmı farklı cümlelerle mutlaka vardır. Ancak, açık, net ve gerçekçi çözüm yollarıyla yer almadığı kanaatindeyim.

İşte bu nedenle ülkede iktidar kadar muhalefet sorunu da vardır.

İlyas Erbay

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.