Yusuf Korkmaz tarafından
10 Ocak, 2024 13:23 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 2

AK Parti Teşkilatı Gazetecilerle Bir Araya Geldi

AK Parti Karabük Milletvekili Durmuş Ali Keskinkılıç ve AK Parti İl Başkanı Ferhat Salt, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Safranbolu ilçesindeki bir restoranda düzenlenen toplantıda  konuşan Milletvekili Ali Keskinkılıç, Karabük’te görev yapan basın emekçilerinin gününü kutladı.

blank

Gazetecilerin toplumun güvenilir, doğru ve tarafsız haber alması için her daim haber ve bilgi peşinde koştuğunu ifade eden  Keskinkılıç, “Gece gündüz demeden kamuoyunu doğru bilgilendirmeyi görev edinmiş ve her türlü koşulda haber peşinde koşan tüm çalışan gazetecilerimizin bu anlamlı gününü bir kez daha kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyorum” dedi.

AK Parti İl Başkanı Ferhat  Salt da gazetecilerin gecesini gündüzüne katarak çalıştığını ifade etti. Kamuoyunun bilgilenme hakkının basın mensupları vasıtasıyla yerine getirildiğini söyleyen Başkan  Salt, “Her hal ve şartta olduğu gibi gece gündüz büyük özveri ve gayretle toplumun haber alma hakkını temin eden muhabirinden kameramanına, foto muhabirinden editörüne, spikerinden yayın yönetmenine, medya sektöründe emek harcayan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

Başkan Salt, şu ifadelere yer verdi:

“AK Parti olarak mesleki ilkelerden ödün vermeden görevlerini ifa ederken, ülkemizin, şehrimizin gelişmesine ve ilerlemesine, birlik ve beraberlik ikliminin güçlenmesine katkıda bulunan siz kıymetli medya mensuplarımızın her zaman destekçisi olmayı sürdüreceğiz. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü tebrik ediyor, tüm basın mensuplarımıza başarılar diliyor, hayatını kaybeden basın emekçilerimize Allah’tan rahmet diliyorum.”

Toplantıya, İl Genel Meclis Başkanı Ahmet Sözen, AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Hülya Uluçay ve AK Parti İl Gençlik Kolları Başkanı Semih Can Güzel ve parti yöneticileri de  katıldı. (Yusuf Korkmaz)

VİDEO İZLEMEK İÇİN >>>TIKLAYINIZ<<<

blank
blank
Mustafa AKAY tarafından
22 Ocak, 2025 11:36 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

AYAĞINA SIKMAK

MUSTAFA AKAY

Yaklaşık 200 yıldır demokratikleşme yolunda düşe kalka ilerlemeye çalışıyoruz. Bu çabalar zaman zaman sekteye uğruyor zaman zaman da özgürlüklerle buluşuyor.


Ancak, son dönemde, hızla demokrasiden uzaklaşılan bir süreç içindeyiz.
Bir ülke için hava kadar, su kadar, ekmek kadar gerekli olan demokrasimiz, baskıcı bir yöne doğru evrildi, evrilmeye de devam ediyor.


Tanzimat, Birinci Meşrutiyet, İkinci Meşrutiyet dönemlerinde başlayan demokrasi denemelerinde ne yazık ki, tam anlamıyla başarılı olunamadı.
Tam anlamıyla demokratikleşme hareketleri Cumhuriyet’le başladı. Büyük Devlet Adamı İsmet İnönü tarafından da çok partili düzene geçilmesi en önemli aşamalardan birisi oldu.
Çalkantılı geçen yıllar içinde demokrasimiz, askeri ve sivil darbelerle kesintiye uğradı, yara aldı.
Demokrat Parti İktidarında, özgürlüklerden kopuldu ve toplum üzerinde baskılar kuruldu. Bu dönemde, Millet Partisi Genel Başkanı Osman Bölükbaşı tutuklandı. Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızdan, demokrasinin mimarı İsmet İnönü’ye karşı çok saygısız davranışlar ortaya kondu, saldırılar yapıldı. CHP’nin mallarına el konuldu. Birçok kurum ve kuruluş kapatıldı. Ardından 27 Mayıs darbesi , 12 Mart ve 12 Eylül deneyimleri yaşandı.


Bunlar hiç ders olmadı yönetenlere. Son dönemlerde de sivil darbe dediğimiz örneklerle karşılaştık.
Halkın oyuyla işbaşına gelenler, toplumu baskılamak amacıyla, sivil darbelere yöneldiler.
Sivil darbe çabaları ise son zamanlarda iyice azdı. Muhalif kim varsa, tepesine binildi. Özgürlükler kısıtlandı. Farklı görüşlere tahammül edilemez hale gelindi.


Mustafa Kemal’in Askerleriyiz diyen teğmenlere soruşturma açılırken, Bebek Katili APO’ya meclise gelip konuşması önerisi getirildi.


Gündem, fırfır döner bir halde. Gündemin fırfır dönmesindeki en büyük etkenlerden birisinin, Türkiye’nin yönetilemediğini gizlemek ve temel sorunların gözden kaçırılması için yapay hale getirilmesi çabalarıdır.
Ne yazık ki, Türkiye’miz yönetilemiyor. Halkın refahını artırmak, huzuru perçinlemek için çalışılması gereken yerde, yaşanan sıkıntıları perdelemek amacıyla yapay gündemlerle insanlar uyutulmak isteniyor.
Gerçek bir demokraside; baskı, sindirme, yıldırma, korkutma, tehdit olmaz. Ne yazık ki, ülkemiz içinde bulunduğumuz dönemde bunların hepsini yaşıyor.
Belediyeler silkeleniyor, yöneticileri ya tutuklanıyor ya da haklarında soruşturma açılıyor. Turpun büyüğü heybede tehdidi yapılıyor.


Enflasyonu düşüremeyen, emeklisine adam gibi maaş veremeyen, asgari ücrete gereği gibi zam yapamayan bir yönetim işin kolayını gündemi değiştirmekte buluyor.
Ancak, bunları yaparken de hata üzerine hataya düşüyor. Tam anlamıyla bir şaşkın durumun içine düşüyor.
Baskıyla, sindirmeyle, korkutmayla insanları susturabileceğin sanan bu anlayış, geçmişten ders almıyor. Çünkü, bu yöntemlerin hepsi geçmişte denendi ve direnenler kazandı. Hepsinin ardından yeni kahramanlar ortaya çıktı.


Şaşkın ördek kıçtan dalarmış örneğinde olduğu gibi, yeni kahramanları yönetenler kendi elleriyle yaratıyorlar.
Şimdilerde, yaptığı bir konuşma nedeniyle, tutuklanan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da buna bir örnek. Ümit Özdağ’ı kahraman yapma yolunda tutuklama bilerek ya da bilmeyerek devreye sokuluyor.
Ümit Özdağ’ın tutuklanması, muhalefetin istese dahi yapamayacağı birleştirmeyi sağlıyor. Muhalefetin birliğini ortaya çıkarıyor.


Toplumun geniş bir kesiminde, “Hepimiz Özdağ’ız” söylemi gelişiyor.
Kısacası, şaşkın iktidar, kendi eliyle muhalefeti birleştiriyor.
Bu demokrasimiz adına önemli bir gelişmedir.


İktidar, kendi ayağına sıkarak, sonunu hazırlama yolunda emin adımlarla yürüyor.
Siyasetin dilinin böylesine sivrilmesi, küfre dönüşmesi, muhalefet üzerinde baskılar ve gerginlikle sürdürülebilir değildir. Bu geri tepip, yapanları yaralayacak bir unsurdur. Baskı dönemlerinde muhalefetin dayanışması da çok önemli bir hale gelir. Gidişi hızlandıracak bir etkendir.
Daha doğrusu, tek adam rejimini sürdürmek, birilerini tekrar seçtirmek için ortaya konulan bu çabalar beyhudedir.


Yani, yolun sonu gözükmektedir.
BU ACIYA CAN DAYANMAZ
Bolu’da, içimizi yakan, canımızı acıtan bir facia yaşadık. İlkel ölümler ülkesi diyebileceğimiz Türkiye’mizde her gün bu tür ölümlere tanık oluyoruz.
Acımız, büyüktür. Türk Ulus’unun başı sağ olsun.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.