Türkiye'de yaklaşık 30 bin eczane var. Eczaneler ilaca erişimin en kritik halkasına yer alıyor. Bu meslek bir zamanlar çok cazipti. Artık eski cazibesi kalmadı.
"Eczacılar, artan ekonomik yük, azalan kâr marjı ve gelecek kaygısı ile çok zor durumdalar"
Bu sözler Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Sn. Nurten Saydan'a ait. Saydan
"Bu gidişat durdurulmalı, yoksa meslek sürdürülebilir olmaktan çıkacak" diyor.
Nurten Saydan hanım;
- Sabitlenmiş Euro kuru, artan giderler ve düşen kâr nedeniyle eczanelerin "ZARARINA HİZMET" verdiğini,
- Kamu hastanelerinin giderlerini üstlenen devletin eczaneler içinde benzer yaklaşımı benimsemesi gerektiğini,
- Plansız şekilde artan eczacılık fakültelerinin sayısı da önemli bir sorun teşkil ettiğini sözlerine eklemiş.
Nurten hanımın söylediklerine biri hariç katılıyorum. Eczanelerin zararına hizmet verdikleri konusundaki sözlerini biraz abartılı buldum.
Zararına hizmet vermenin bir diğer anlamı iflastır. Bu durumda 30 bin eczanenin kapanması gerekir. Oysaki hepsi faal ve işinin başında. Çok güzel kazanan eczaneler de var. Yani, genellemek doğru değil, sıkıntı hepsi için geçerli de değil.
Ayrıca, devleti de töhmet altında bırakmayalım. İlaçta kâr oranı hiçte düşük değil. Son düzenleme ile
100 liraya kadar olan ilaçlarda eczacı kâr oranı yüzde 25'ten 28'e yükseltildi. 100 ila 200 TL arasında fiyatlanan ilaçlardaki eczacı kârı yüzde 16'dan yüzde 28'e çıkarıldı. 200-400 TL arasındaki ilaçlarda eczacı kâr payı yüzde 12'den 18'e, 400 TL üzeri ilaçlarda ise eczane kârı yüzde 12'den 13'e çıktı.
Bildiğim kadarıyla, ilaç firmalarının, eczanelere toplu alımlarda sunduğu bir takım özel kampanyalar da var. Aynı ilaçtan 10 kutu alana 1 yada 2 kutu bedava gibi, yada peşin alımlarda özel indirimler gibi.. Bu da kar oranını biraz daha yukarıya çekiyor.
Nurten hanım, plansızca açılan eczacılık fakültelerinin ihtiyaç fazlası mezun vermesi! konusundaki sözlerinde çok haklı.
Bu plansızlık sadece eczacılık fakülteleri için değil, fakültelerdeki tüm mesleki branşlar için de geçerli, ihtiyaçtan fazla ziraat mühendisi, avukat gibi…
20 yıl önce 2005 yılında Türkiye'de 78 üniversite vardı.
Şimdi bu sayı 209 oldu.
Niteliği değilde niceliği hedeflediğimiz, ülke ihtiyacına göre planlama yapmadığımız için sokaklar işsiz üniversite mezunları ile dolu. Üniversite mezunu kuryeler, garsonlar, çağrı merkezi çalışanları, kasiyerler….
Yetişmiş iş gücünü heba eden bir ülke olduk ! Durum maalesef bu.
Eczacılık fakültelerinde 2017'de bin 584 olan mezun sayısı, 2023'te 3 bin 162 olmuş 20 yıl önce 8 olan eczacılık fakültesi sayısı 63'e çıkmış.
Sağlık Bakanlığının, Sağlıkta İnsan Kaynakları 2023 Vizyonu Raporuna göre olması gereken eczacı sayısından 9 bin 500 fazla sayıda eczacı olduğu ifade ediliyor. Türk Eczacıları Birliği kayıtlarına göre de Türkiye'de şu anda 9 bin 500 eczacı işsiz.
Türkiye genelinde eczane sayısı yaklaşık 30 bin, Bu sayının 7 bini İstanbul'da. Türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan ve denkliğini almış veya burada eczacılık fakültesi okumuş Suriye kökenli eczacıların açtıkları eczane sayısı İstanbul'da 57, Türkiye genelinde 128
Bugünkü koşullarda 2025 yılında ihtiyaç fazlası 10 bin eczacı olacağı öngörülüyor. Artan eczacı sayısı, yeni eczane açmanın gün geçtikçe sınırlanması, kamu ve özel sektördeki istihdam oranları ile mezun sayısı arasındaki orantısızlığın durumu bir krize dönüştürdüğü gerçek.
Konu konuyu açıyor. Bir zamanlar Devlet Planlama Teşkilatımız vardı. Yanılmıyorsam 2011 yılında DPT nin yerini Kalkınma Bakanlığı aldı.
Bir zahmet planlayıverin kardeşim. Yazık değil mi bu ülkenin gençlerine? İş veremeyecekseniz neden dolduruyorsunuz bu çocukları üniversitelere?
Neden hayalleri ile oynuyorsunuz?
Aileleri, ekonomik zorluklar içerisinde, meslek sahibi olsunlar diye o çocuklarını okutmak için ne eziyetler çekiyor? Farkında mısınız, umrunuzda mı acaba?