Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

KIBRIS MİLLİ DAVAMIZ VE GEÇİP GİDEN ZAMAN..!

Köşe Yazıları Yayın: 16.08.2021 12:01

Yıllar yıları kovalayıp giderken, Kıbrıs Milli Davamızda, Kıbrıs konusunun gidişatında değişen hiçbir şey yok!

Kıbrıs zaferimizi hatırlatan bir 20 Temmuz, bir 14 Ağustos daha geçti. Törenlerle yâd edildi o zafer. Yıllar öncesinde bu dava uğruna şehit olan yiğitler için dualar okundu, gazilerimiz hatırlandı.

Birkaç ay sonra KKTC’nin kuruluşu olan 15 Kasımın 38’nci yılı da kutlanacak, 1974’ten geriye neredeyse yarım asırlık bir ömür kaldı, ama değişen bir şey yok!

O zafer günlerinin kahramanları birer, birer ayrılıyorlar aramızdan; gün gelecek sadece anılarda kalacaklar!

Ama yaşam devam ediyor, tabii ki edecek. Ancak böylesine önemli bir konu bu kadar uzamalı mıydı demeden de yapamıyor insan?

1974’te Kıbrıs’ta kazanılan zafer; masada da kazanılmalı, Türkiye’nin bu haklı davası yedi düvele de kabul ettirilmeliydi. Ancak olmadı, oldurulamadı.

Hâlbuki sahada kazanılan bu zafer ile öylesine büyük fırsat yakalamıştı ki Türkiye o dönemde…Ancak zaferin tadını çıkaramadan ülkemizin siyasi iktidar ortaklığı bozulmuş, ABD Dışişleri Bakanı Kissinger konunun çözümü için geldiği ülkemizde kendisine muhatap bir hükümet dahi bulamamıştı!

Çünkü o zafer günlerinin mimarı Ecevit-Erbakan hükümet ortaklığı bozulmuş, işte o süreçteKıbrıs Milli Davamızın çözümü için ele geçirilen en önemli fırsat elimizden kayıp gitmişti!

Aslında 1974 yılı Türkiye Cumhuriyet tarihi için çok önemli bir sürecinde başlangıcıydı. Bu yıldan sonra başlayan ABD ambargosuyla birlikte Türkiye çok zorlu yıllarla mücadele etti.

Yönetimde sonu gelmeyen koalisyonlar, askeri müdahaleler, tırmanan terör olayları, ekonomide yaşanan karanlık yıllar, giderek yıpranan bir toplum, mücadeleler, mücadeleler…

Ülkemizin son altmış yılının dış ilişkilerinde, bir türlü çözülemeyen uluslararası konularının başında ise hep Kıbrıs oldu.

Ve hala var..!

Böyle giderse olmaya da devam edecek!

Nedenleri ise ardımızda kalan yıllarda saklı…

Sıralayalım bu nedenleri:

1974’ten, 1983’e kadar Kıbrıs adasında kazanılan zafer ile avunur uluslararası arenada Kıbrıs Türk’ünün de-facto varlığının kabulü, siyaseten yeteri kadar savunulmaz ise;

1983’te ilan edilen KKTC’nin tanıtılması adına bugüne kadar hiçbir şey yapılmaz ise;

2002 Yılından sonra AB’ye üye olabilmek için Kıbrıs Milli Davamızdan türlü tavizler vererek TBMM tarafından kabul edilmiş kırmızıçizgileri belli politikamızdan tavizler verilebileceği açıklanır ise;

Sırf Rumlardan bir adım ilerde olabilmek adına Birleşik Kıbrıs senaryoları gündeme geldiğinde, yeterince ses çıkarılmaz, bu konuda hiç olmaması gereken AB Kıbrıs konusunda söz sahibi olur ise;

Annan Planı denen ve AB tarafından hazırlanan bu tuzak plana Kıbrıs Türk’ünün evet demesi için KKTC sokaklarında; ‘’yes be annem-barra Denktaş’’ diye avaz, ava bağırılırken; şehitlerimizin adını taşıyan sokaklarda ne idüğü belirsiz paçavraları bayrak diye sallayarak gezenlere gözlerini kapayıp, kulaklarını tıkar isen;

Ata yadigârı o gazi topraklarda ‘’egemenlik uğruna ölünecek leyla değildir’’, ‘’biz hep yavru mu kalacağız?’’, ‘’yabancı askerlerin tümü adadan ayrılmalı!’’; diyebilen siyasiler KKTC’de yönetime gelir ise;

Geride kalan bunca yıl sonra Kıbrıs Milli Davamız yetmezmiş gibi, bir de yanına Akdeniz’deki enerji sorunu eklenir, şimdilerde de bu iki büyük sorunu birden çözmek adına siyasiarenada mücadele etmek durumuyla karşı karşıya kalır isen;

Kıbrıs konusunda tabii ki, bir çözüm olmaz.

Ama yine de umudu kaybetmemek gerek!

1960’lı yıllarda ada Türkleri en sıkıntılı dönemi yaşarken; Kıbrıs Milli Davamızınliderleri Dr. Küçük ve Denktaş yardım istemek için Ankara’ya geldiklerinde; dönemin başbakanı rahmetli İnönü onlara ne demişti:

‘’Milli davalar uzun solukludur. Kazanmak için sabır gerek. Sabrın bittiği yerde Türk’ün sabrı yeniden başlar.’’

O nedenle umudun yanına, sabrı da ekleyerek bekleyeceğiz…

Kıbrıs Milli Davamız önünde sonunda bir gün mutlaka sonuçlanacaktır. Ama önemli olan adada yan yana yaşayabilecek egemen iki devletli bir çözümün olması, KKTC’nin çözüm sonrasında Kıbrıs Türk Devleti olarak diğer ülkelere de tanıtılmasıdır.

O günleri, adada savaşan ben ve benim gibi diğer Gazi arkadaşlarım görebilecek miyiz bilemem? Ama şundan eminim ki, Türk tarafında bundan sonra adada çözüm için Rum tarafına türlü tavizler içeren bir politika izlenmeyecek, bir 60 yıl daha Rum tarafının keyfi beklenmeyecektir.

 

Atilla Çilingir

www.atillacilingir.com

15 Ağustos 2021

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Cihat Arslan: “Gelecek hafta büyük bir stres bizi bekliyor”

Spor Yayın: 07.05.2024 12:48
İhlas Haber Ajansı

Şanlıurfaspor Teknik Direktörü Cihat Arslan, gelecek hafta stresli bir maçın kendilerini beklediğini söyledi.

Trendyol 1. Lig’in 33. haftasında Şanlıurfaspor, deplasmanda Çorum FK ile 1-1 berabere kaldı. Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Şanlıurfaspor Teknik Direktörü Cihat Arslan, İyi bir takıma karşı oynadıklarını belirterek, son dönemde yaşanan olumsuzluklarla beraber fiziksel olarak da zihinsel olarak da aşağı indiklerini söyledi. Bu haftaya özel düşme hattındaki üç tane takımın önemli maçları olduğuna dikkat çeken Arslan, “Adanaspor biraz daha şanslıydı Altay’a karşı oynuyordu. Sakaryaspor, Tuzlaspor ile oynuyordu. Bu maçta da hem düşmeme mücadelesi hem de üçüncülük mücadelesi vardı. Bazen futbol kağıda sığmıyor. Alınan bir puan ya da üç puan farkı şeyler oluyor. Bu haftanın en büyük süprizi Sakarya’dan geldi. Bizi üzen skor o oldu. Bugün burada bir mücadele vardı. Öne geçtik. Skoru koruyabilirdik ancak kötü bir gol yedik. O bir puanın çok fazla önemi kalmadı. Sonrasında riske girdik. Sakaryaspor’un mağlubiyetiyle avantajlıyken, dezavantajlı duruma düştük. Çünkü Sakaryaspor’a yenseydi belki üçüncülüğü garantileyecekti. Büyük bir sürpriz gerçekleşti” diye konuştu.

Bu hafta hem düşme hattındaki hem de play-off mücadelesi veren takımlar için stresli bir hafta olduğunu açıklayan Arslan, “Bugün ki maçta atmosfer güzeldi. Hakem iyi bir maç yönetti. Herkese başarılar dileriz. İyi bir taraftar kitlesi var. Bizde son haftaya kaldık. Stresli bir lig hem bizim hem play-off hattı için. İnşallah hak eden kalır, hak edende play-off’a kalır. Herkes herkese iyi oynasın kimse kimseye kıyak yapmasın. Başka bir derdimiz yok. Herkesin herkese oynadığı gibi oynarsa problem yok. Eyüpspor’un bize oynadığı gibi. Ötekinin ötekine oynadığı gibi oynarsa sorun yok. Düşende üzülmez, kalanda üzülmez. Herkes ben hak ettim düştüm der, diğeri ben hak ettim kal der. Geçen hafta Eyüpspor’a yenildiğimizde tebrik ettik. Bugünde Çorum iyi mücadele ettik. Tüm takımlar, oyuncular, teknik direktörler son haftayı kazasız, belasız lekesiz bitirsinler. Dezavantajlı duruma düştük. Ama iki rakibimizde play-off hattında takımla oynayacak. 90 dakika büyük stres bekliyor” ifadelerini kullandı.