Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, kendi sosyal medya hesabından yaptığı canlı yayında yine alınan tedbirlerin gecikmeli uygulamaya sokulduğundan ve tedbirlerin zayıflığından bahsetti. “Gün birlik zamanı” diyen Vergili; “Biz sizi yalnız bırakmayacağız, siz de zaten bizi hiç bir zaman bizi yalnız bırakmadınız. Hiç kimse evimde yemek yok diye, hiç kimse suyum kesilecek diye düşünmesin. Biz sizler için ne gerekiyorsa yapacağız. İnşallah yapacağımız bu çalışmalarla bir nebzede olsa sizlere faydalı oluruz” diye konuştu. Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili, kendi sosyal medyasından yaptığı canlı yayında yine alınan tedbirlerin gecikmeli uygulamaya sokulduğunu ve alınan tedbirlerin zayıflığını dile getirdi. Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüsün ülkemizde kriz boyutunu aştığını ve felaket aşamasına geldiğini söyleyen Belediye Başkanı Rafet Vergili, Bilim Kurulunu eleştirdi. Vergili;”Bilim Kurulumuz hala el yıkamak ve hijyen kurallarına uymak gibi bilgileri bize empoze ederek, bizlere krizin boyutu hakkında Türkiye’nin önümüzdeki günlerde nelerle karşılaşacak olduğundan bahsetmemekte, gecikmeli önlemlerle de bu programı yürütmeye devam etmekte.”dedi. Sosyal medya üzerinden yaptığı canlı yayında yine Valilik makamını eleştiren Başkan Vergili, Belediye olarak bütün önlemleri aldıklarını ve bu önlemleri alırken de merkezi idareyle hiçbir koordinasyonun olmadığını söyledi. Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili kendi sosyal medyasından yaptığı canlı yayında şu ifadelere yer verdi; “KARABÜK İÇİN ELİMİZDEN GELEN ÇABAYI SARF EDİYORUZ" "Şubat ayından bu tarafa Karabük Belediyesi olarak dezenfekte çalışmalarını başlattık. Bu dezenfekte çalışmalarının neticesinde de, sona doğru daha sıkı önlemlerin alınmasıyla ilgili Sağlık Müdürlüğü ile temaslara geçmeye başladık ve önlemlerin arttırılmasını istedik. Öncelikle bu önlemlerin attırılması noktasında; terminal ve şehir girişleri ile ilgili 11 Mart’ta Sağlık İl Müdürü ile bir görüşme yapıldı. Bize; panik yaratacağı için böyle bir uygulamanın yapılamayacağı ile ilgili bize cevap verildi. Ben bu arada ciddi bir ameliyat geçirdim. Ameliyat sonrası tekrar bu konularla tekrar ilgilenmeye başladım… 19 Mart’ta; bu kontrol noktalarının kurulması ve Karabük’e girecek kişilerin karantina altına alınması ile ilgili ısrarlarımızı sürdürdük. Bu ısrarlarımızın neticesinde ancak 23 Mart’ta alınan kararla kontrol noktalarında bu uygulamalar başladı, ama çok sağlıklı bir uygulama olmadı. Bizim elemanlarımızdan da Ankara’ya gidenler oldu. Onlara da hiç bir şey sorulmadı. Hatta İstanbul’dan gelen bir sağlık personelinin pozitif vaka olduğunu biliyoruz. Yine uygulamalar ile ilgili valilik makamına dosya hazırladık. Neticede bu uygulamalarımızın çoğu dikkate alınmadı. Yalnız merkezi hükümetin yaptırımları ile ilgili hızlı bir şekilde kararlar alınıp, gecikmeli bir şekilde uygulamalar devam ediyor. Biz bu durumdan son derece üzgünüz. Bizim birinci derecedeki vazifemiz Karabüklülerin geleceğini düşünmek. 19 Mart’ta Sayın Sağlık Bakanına; Karabük’ün nüfusunun çok yaşlı olduğunu ve hızlı bir şekilde Karabük’ün karantina altına alınması gerektiğini bildiren bir faks mesajı yolladım. Bu faks bakanlık tarafından dikkate alınmadı ve yavaş yavaş böyle bir ortama sürüklenmeye başladık. Biz bu çabalar içerisindeyken buraya, 1704 tane Cezayir vatandaşı yollandı. Hiç bir sağlık taramasından geçirilmeden, bunlara nasıl hizmet edileceği düşünülmeden bunlar buraya gönderildi. Tamam, biz bu arkadaşlara misafir olarak bakalım, ama bu arkadaşların kontrollerinin ve sağlık taramasının çok ciddi bir şekilde yapılması gerekmez miydi? Neticede dünyaya bu hastalık havaalanlarından yayıldı. Kaldı ki bu arkadaşlar da havaalanından 500 kilometre uzaklıktaki Karabük’e getirildi. Bu insanlar bu yolda mola verdi ve insanlarla temaslarda bulunuldu. Zaten bu arkadaşların içerisinde de hastalık zaten çıkmış vaziyette. Yine aynı şekilde, Cezayirlilerin kalmış olduğu ikametgâhta temizlik, yemek servisi ve bakımları ile ilgili tüm sağlık kuralları çok sıkı bir şekilde uygulanmadan bu arkadaşlara hizmet veriliyor. Şuanda da bildiğim kadarıyla daha önce hizmet eden kişilerin hepsi işi bıraktı ve üniversitemizde talebe olarak bulunan kişiler bu misafirlerimize hizmet veriyor. Bana birileri ‘felaket tellallığı yapıyor, siyaset yapıyor’ diyebilir. Bu memleketin milletvekilleri, 1704 tane Cezayir vatandaşı Karabük’e gelirken engelleyemiyor ama, bir gazete ilanın üzerine de şov yapıyor; “Cumaya kadar gerekli anlaşmalar yapıldı” diyor. Madem bu kadar gücünüz vardı, daha önceden neden bunu yaptırmadınız? Cezayir vatandaşları hangi şartlarda ülkelerine dönecek, hangi şartlarda dönmeyecekler bunu bilemiyoruz. Biz Korona Virüs ile ilgili valiliğe; 18 maddelik uzman görüşlerini içeren bir metni ve yapmış olduğum çalışmaları takdim ettik. Bunlarla ilgili bize ” Siz ne yapıyorsunuz?” diye soran olmadı..! Bugün Sağlık İl Müdürlüğü kendisine göre bir çalışma içerisinde ki, sizlere ileride çok vahim bir konudan bahsedeceğim! Ama sağ olsunlar; biz burada iş yerleri ile ilgili, çalışma yerleri ile ilgili tavsiyelerimizi belediye olarak hızlı bir şekilde devreye sokmaya çalışıyoruz. Yaklaşma mesafelerinin çizimleri, diğer hijyen çalışmalarımız ile ilgili çalışmalarımızı yapıyoruz. Şunu özellikle belirteyim; şuanda 100 bin maske imalatına başladık. Yarından itibaren belediye personeli sokaklarda maskesiz olarak gezen vatandaşlarımıza maske dağıtmaya devam edecek. Vatandaşlarımızın maske olayına dikkat etmesini özellikle tavsiye ediyorum. Değerli Dostlarım; Şuanda Karabük’te Korona Virüs ile ilgili 10 adet pozitif vaka bulunmakta. Bu benim resmi makamlardan almış olduğum bir bilgi değil. Bu bilgilerin hepsine biz resmi makamların dışından ulaşıyoruz. Bizim gayri resmi yollardan adlığımız bilgilere göre bunlardan 2 tanesi Cezayir vatandaşı. Bir tanesi de yabancı uyruklu vatandaş ve diğerleri de, tahmin ediyorum Karabük’e şehir dışından gelen vatandaşlarımız ve onların enfekte ettiği kişiler. Yine bugün iyi bildiğimiz, Karabük’ün sevilen kişilerinden bir arkadaşımız bu hastalıktan vefat etti. Kendisine Allah rahmet diyorum. Önümüzdeki günlerde bu vakalarla daha fazla karşılaşacağımız malumunuzdur. Bu durumlara hep beraber hazırlıklı olmamız lazım. Yine bu durumun en aza inmesi ile ilgili de çok iyi tedbirler almamız gerekiyor. Bu tedbirleri biz ne kadar sık uygularsak, o kadar hızlı bir neticeye ulaşmış oluruz. Eğer bizim daha evvelki tavsiyelerimizi dinlemiş olsalardı, birileri” Siz ne yapıyorsunuz, ne düşünüyorsunuz gelin bu işleri konuşup tartışalım” demiş olsaydı, belki de biz bu hastalıktan en önce kurtulan şehirler arasında olacaktık.! Bizim Sayın Bakana; “Karabük’ü karantinaya alın” çağrısını yaptığımız 19 Mart itibariyle kapılarımız kapanmış olsaydı, toplamda 10 vakayla bu olayı kapatabilirdik. Benim gördüğüm kadarıyla biz bu işin sınırını geçmiş bulunmaktayız. Nisan sonuna kadar bu vakaların çok fazla artacağını ben öngörü olarak söyleyebilirim. Bununla ilgili bizim kendimizi korumamız gerekiyor. Sevgili çalışan arkadaşlarım; Evdeki yaşam tarzımızı çok iyi ayarlamamız lazım. Sadece 65 yaşındaki vatandaşlarımızın değil, emekli tüm vatandaşlarımızın sokağa çıkmaması lazım. Yine çocuklarımızı sokağa çıkarmamamız lazım! Biz bu kuralı ne kadar sıkı uygularsak, Karabük olarak bu hastalıktan en hızlı şekilde kurtulabiliriz. Hiç bir belirti göstermeden bu hastalığı yayabilecek arkadaşlarımız olabilir. Bu virüsü en fazla taşıyan çocuklar olabilir. Karabük’ün yüzde 50’den fazlası yaşlı, eğer biz çok dikkatli olmazsak bu hastalık tüm vilayetler içerisinde en fazla bize zarar verebilir. Banka ve market önündeki yaklaşım kurallarına mutlaka uyalım. Ne kadar yakınımız olursa olsun mutlak suretle mesafelerimizi ölçülü tutalım. Yine çalışan arkadaşlarıma tavsiyemdir; servis otobüslerini, halk otobüslerini ve dolmuşları mümkün olduğu kadar kullanmasınlar. Bir saatlik yürüyüş mesafesi de olsa bu yolları yürüyerek, otobüse binmeden gitmeye çalışsınlar. Biz Karabük’te hemen hemen her caddedeki direklere, reklam panolarına hijyen kutuları koymaya başlıyoruz. Yine yarından itibaren bütün vatandaşlarımıza maske dağıtmaya başlıyoruz. Ayrıca mümkün olduğu kadar dışarıdan gelen akrabalarınızı izole edin. Çünkü İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerden kaçışlar çok ve bu şehirlerde bu salgın çok üst seviyelere çıkmış durumda. İleride de bu seviyeler bir hayli fazla olacak. Biz kendimizi korumakla en büyük iyiliği ailelerimize, sevdiklerimize yaparız. Şuana kadar Karabük’te karantinada test sonucu bekleyen vatandaşlar var. 10 tane pozitif vaka var. 1 kişinin virüsü yayma rakamı 40 ile 160 kişi arasında. Buna göre hesap yapın; şuanda Karabük’te bakanlığın açıkladığı 10 vaka var. Ama çok garip bir şey var; bugün bir vatandaşımız öldü. Salgın hastalık mı değil mi karar verilemedi? Yarın defnedilecek. Araştırıyorum, bu arkadaşımız kesinlikle virüsten vefat etmiş. Bütün bulgular, her şey bunu gösteriyor! Onu geçelim; 3 gün önce Karabük’te bir vefat olayı gerçekleşti ve bize doğru düzgün bilgi verilmiyor. Karabük’te salgın hastalıktan vefat sayısı 1 olarak gösteriliyor. Allah rahmet eylesin; bir hanım vatandaşımızın ölüm sebebi olarak salgın hastalık yazıyor. İşin tehlikeli boyutunu düşünebiliyor musunuz? Biz bu kardeşimizi alıyoruz ve Karabük dışında bir ilçeye defin için hazırlıyoruz ve yolluyoruz. Bu kardeşimizin o ilçede cenaze namazını da tereddütsüz kılmışlardır, tabutunu da açıp defnetmişler. Sağlık İl Müdürü size sesleniyorum; Bu kardeşimizi ve o köyü bulun, karantina altına alın. Bugüne kadar, 50 tane köy, kasaba karantina altına alınmış, herhalde Sayın Valimizin de bu hadiseden haberi vardır. Ama bize haber verilmiyor. Ölüm gerekçesini bu akşam çıkarttırdım ve salgın hastalık yazıyor. Evet, Karabük’te biz bu şartlar altında çalışıyoruz. Önümüzde sıkıntılı süreç devam ediyor. Biz devletin sokağa çıkma yasağını beklemeyelim. Karabük olarak kendimizi koruyalım. Biliyorum ki iş yerlerini kapatan esnaf vatandaşlarım çok zor durumda, iş yerlerinden çıkışı verilmiş vatandaşlarım çok zor durumda. Bu vatandaşlarımızın belki 10-15 günlük yiyecek yemekleri var. Karabük kurulduğu günden bu tarafa yemeğini, ekmeğini bölüşen bir şehir. Yine şunu da söyleyeyim; bu badireyi en sıkıntısız şekilde atlatacak yer yine Karabük’tür. Ben Karabük Belediyesi olarak hazırlıklar yaptırıyorum. Bu konu kesinlikle istismar edilmemesi lazım. Evinde bir günlük yemeği kalan insanlara mutlak suretle Karabük Belediyesi ulaşacaktır. Bu süre içerisinde Karabük Belediyesi kimseyi aç bırakmayacaktır. Bu süre o kadar kısa bir süre değil. Bu gerçekleri bize anlatan doğru dürüst hiç kimse yok. Ben Karabük’ün Belediye Başkanı olarak şunu söylüyorum;” Benim çocuğum aç kalacak korkusunu hiç kimse yaşamasın. Değerli dostlarım; gün dayanışma zamanı, Değerli dostlarım; Gün birlik zamanı! Biz sizi yalnız bırakmayacağız, siz de zaten bizi hiç bir zaman bizi yalnız bırakmadınız. Hiç kimse evimde yemek yok diye, hiç kimse suyum kesilecek diye düşünmesin. Biz sizler için ne gerekiyorsa yapacağız. İnşallah yapacağımız bu çalışmalarla bir nebzede olsa sizlere faydalı oluruz..”