Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Sağlık-Sen Kastamonu Şube Başkanı Mehmet Öz; “Milletimiz Feraseti, Kirli Tezgahı Yine Bozacaktır”

Kastamonu Yayın: 09.10.2014 08:24
Yazar:
Sağlık-Sen Kastamonu Şube Başkanı Mehmet Öz; “Milletimiz Feraseti, Kirli Tezgahı Yine Bozacaktır”

KASTAMONU Sağlık-Sen Kastamonu Şube Başkanı Mehmet Öz, milletin ferasetinin kirli tezgahları yine bozacağını söyledi. Sağlık-Sen Şube Başkanı Mehmet Öz, Kobani ile dayanışma bahanesiyle Türkiye’de 1990’lı yılları aratmayan kapsamlı şiddet eylemlerinin başlatılmasına yönelik çabaları teessürle izlediklerini belirterek, milletin bir daha bu oyuna gelmeyeceğine inandıklarını kaydetti. “Halkın malına ve canına kast ederek Kobani’ye destek olunamaz” diyen Başkan Öz, “IŞİD’in ürettiği vahşet sona erdirilemez. Kinin, nefretin, acımasızlığın kol gezdiği bir ortam oluşturmak hedefiyle sokak eylemlerine tevessül edilmesi, Kobani’de bitirilmesi gereken IŞİD zulmünü daha da artırmak dışında bir sonuç doğurmaz. Hayata geçirilmek istenen şiddet ortamı, puslu havadan rant devşirmekte mahir terör örgütlerinin ve emperyalist ülkelerin işine yarar. Böyle bir ortam Türkiye düşmanlarını sevindirirken Türkiye’den destek bekleyen, Türkiye’nin yardım elini görmek isteyenlerin umutlarını azaltır. Buna millet olarak bölgenin güçlü ülkesi Türkiye olarak izin vermeyiz, veremeyiz. Bölgenin neredeyse tek barış ve istikrar adası olma özelliğini taşıyan ülkemizin önünü kesmek ve bölgede kalıcı barışın tesisini engellemek için sahnelenen bu oyunu görmeliyiz. Kim olursa olsun bu oyunu görmezden gelen, figüran olarak katkı sunan, milletin basiretine ve devletin huzuru sağlamaya yönelik kudretine destek olmayan herkes bu kalleşçe saldırı planının ortağı olma sorumluluğu taşıyacağını unutmamalıdır” diye konuştu. Başkan Öz, şunları söyledi: “Milletimiz, Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Alevi ve Sünni’siyle, genciyle, yaşlısıyla sadece Türkiye’ye değil bütün bölgeye pozitif katkı sağlayacak çözüm sürecine destek olurken, sürecin zeminine mayın döşemek mahiyetindeki bütün söylem ve eylemler kardeşlik hukukunu sabote etme girişimi olarak değerlendirilecektir. İnanıyoruz ki son günlerde yaşanan olumsuz tavırlara ve devam eden şiddet ortamı çabalarına rağmen bu coğrafyayı huzur içinde ve ortak yaşam merkezi haline getiren birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz galip gelecek, ülkemizin ve milletimizin geleceği için sabır ve sağduyu hakim olacaktır. Türk’ü Kürt’ten, Laz’ı Çerkez’den, Alevi’yi Sünni’den ayırarak milletimizi bir birine düşürmek isteyenlerin oyunlarını bozacağız. Tek ses ve tek yürek olarak heveslerini kursaklarında bırakacağız. Bu kapsamda milletimize düşen, sağduyulu olmak, terör örgütlerinin ve onları kurgulayan oyun kurucuların tuzağına düşmemektir. Devletimize düşen ise şiddet ortamı çabalarını bertaraf etmek, milletin buna dair kaygılarını gidermek, bütün toplumu kucaklayan, ülkenin huzur ve barış ortamını devam ettirecek dili hakim kılarak, gereken tedbirleri gecikmeksizin almaktır” Bireysel söylem ve tavırların, fevri davranışların her fırsatı değerlendirmek için pusuda bekleyenlerin ekmeğine yağ süreceğinin unutulmamasını isteyen Başkan Öz, şunları kaydetti: “Ülkeye ve millete dönük bu kirli operasyona ortak bir dille cevap verilmelidir. Bu noktada özellikle siyasi aktörlere ve medya kuruluşlarına büyük bir sorumluluk düşmektedir. Mevcut gerilim ortamına dair açıklama ve haberlerde ajitasyona kapalı, şiddeti körükleyecek kavramlardan uzak, sağduyuyu öne çıkaran bir dil, anlayış, siyasete ve medyaya hakim olmalıdır. Bu anlamda ırkçı, provokatif, dışlayıcı, ötekileştirici dil terk edilmeli, öfkeyi ve sertliği tırmandıran görsellerden ve söylemlerden titizlikle uzak durulmalıdır. Türkiye, şiddeti körükleyen, çatışmayı hedef alan girişimleri bertaraf etmede tarihinde kayıt altına aldığı tecrübelere fazlasıyla sahiptir. Bu doğrultuda uzun uğraşlar sonucu tesis ettiğimiz demokratik ortam ve hukuk devleti ilkelerinden vazgeçmeksizin; özgürlükleri esas alarak ve özgürlükleri koruyucu etkin önlemleri hayata geçirerek demokratik, özgür ve sivil siyasetin hakim olduğu mevcut durumu devam ettirmek devletin en büyük sorumluluğudur. Diğer taraftan demokratik toplumlar için vazgeçilmez konumda bulunan güvenlik-özgürlük dengesi mutlaka korunmalı, şiddet olaylarına yönelik müdahaleler demokratik devlet ilkeleri doğrultusunda, hukuk devletinin varlığına halel getirilmeyecek şekilde gerçekleştirilmelidir. Vatandaşların can ve mal güvenliğine yönelik tehditler öngörülmeli, ivedilikle bertaraf edilmesi için devletin bütün kurumları yüksek işbirliği içerisinde faaliyet göstermelidir. Bu noktada gözden kaçırılmaması ve doğru değerlendirilmesi gereken bir hususta sınırlarımızın hemen yanı başında komşu ülkelerde devam eden savaş ve iç çatışma ortamıdır. Yaşananlar Ortadoğu halklarının yüzyıl aradan sonra yeniden emperyalist devletlerin çıkar ve egemenlik mücadelelerinin alanı durumuna geldiğini gösteriyor. ABD’nin soğuk savaş sonrası küresel hakimiyet arzusu ve İngiltere ile birlikte buna karşı çıkan ya da işbirliğine yanaşmayan rejimleri zayıflatmak, değiştirmek suretiyle Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme çabaları bugün Ortadoğu’ya hakim olan kaosun arkasında hangi güçlerin olduğunu anlamayı kolaylaştırıyor. Diğer taraftan İsrail’in bölgedeki konumunu güçlendirme ve hayallerini de bu tabloya eklendiğimizde ülkemize, milletimize yönelik bu oyunun arkasında kimlerin olduğu daha net bir şekilde gözler önüne serilmektedir. Devleti ve milletiyle Ortadoğu’nun mazlumlarına yardım eli uzatmaktan yorulmayan ve bunu varlık sebebi sayan Türkiye, yanı başındaki IŞİD terörünün mağdur ettiği Kobani halkı dahil herkese insani yardımlarını artırarak devam ettirirken tezgahlanmak istenen bu oyunun nihai hedefinin birlik, beraberliğimiz ve kardeşliğimiz olduğu tartışmasızdır. Bu sebeple bölgenin en güçlü ülkesi ve küresel aktörü konumundaki Türkiye’nin gücünü kırmaya, mazlumlara olan ilgisini dağıtmaya yönelik bu oyunu da birlik, beraberlik ve kardeşliğimizle bozacağımızdan zerre şüphe duymuyoruz. Ferasetine her zaman güvendiğimiz milletimiz ve varlığıyla düşmanları için tehdit, mazlumlar için güven merkezi devletimiz Kobanili mazlumlar üzerinden yürütülen provokasyonları elbirliğiyle bertaraf edecek, tırmandırılmak istenen şiddet ateşini sağduyusuyla da söndürecektir” Memur-Sen ailesi olarak bir kez daha milleti sağduyuya davet ettiklerini açıklayan Sağlık-Sen Şube Başkanı Öz, şöyle devam etti: “Kobani’de IŞİD, Suriye’de Esed zulmünün son bulması ve mazlumlara sahip çıkılmasını destekliyoruz. Benzer şekilde ülkemizde terör ve şiddetin hakim kılınmasına dönük planları da milletimizin birliği ile bertaraf edeceğine yürekten inanıyoruz”

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Uluslararası öğrenciler Tokat’ta iş dünyasıyla buluştu

Eğitim Yayın: 01.05.2024 08:48
İhlas Haber Ajansı

Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı (OKA), Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi (TOGÜ) ve Tokat Teknopark iş birliği ile 2023 yılında hayata geçirilen “Yabancı Uyruklu Öğrencilere Yönelik Dış Ticaret Eğitim Programı” faaliyetleri devam ediyor.

Program kapsamında eğitim alan uluslararası öğrenciler, Tokat Teknopark A.Ş. koordinasyonunda ve OKA Tokat Yatırım Destek Ofisi Uzmanlarının katılımıyla, Tokat Merkez Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan bir şirketi ziyaret etti.

Çalışma ziyaretinde öğrenciler; işletmelerin dış ticaret faaliyetlerinin iş hayatındaki uygulamalarını, fabrikadaki üretim süreçlerini yakından gözlemleme ve işletme içindeki operasyonları inceleme şansı buldu. Ziyaret öğrencilerin, kendi ülkelerinde hangi hedef pazar ve müşterileri belirleyebileceklerine ilişkin fikir edinme imkanı da sundu.

Ziyaretin sonunda öğrencilere, 12’den fazla ülkeye ihracat yapan firmanın ürünleri, sektörel tecrübesi, teknolojik altyapısı hakkında detaylı bilgi elde edebilecekleri kataloglar verildi. Fabrika çalışma ziyareti, öğrenciler tarafından teorik bilgilerini, sahadaki yansımalarıyla birlikte yorumlayabilecekleri önemli bir deneyim olarak değerlendirildi.

Yabancı uyruklu öğrencilere yönelik dış ticaret programları

OKA tarafından Samsun, Çorum ve Tokat illerinde uygulanan Yabancı Uyruklu Öğrencilere Yönelik Dış Ticaret Programları, dış ticaret alanında Bölgede nitelikli insan kaynağı yetişmesine yönelik etkili bir adım olarak değerlendiriliyor. Programlar, uluslararası öğrencileri bireysel kariyer yolculuklarında bir adım öne taşırken, öğrencilerin bölgenin ekonomik kalkınması için önemli bir rol üstlenmelerine de imkân sağlıyor.

OKA’nın 2022 yılında başlamış olduğu Yabancı Uyruklu Öğrencilere Yönelik Dış Ticaret Programlarına Samsun’da 40, Çorum’da 49, Tokat’ta ise 46 uluslararası öğrenci katıldı. Programlar kapsamında uluslararası öğrencilere Temel Dış Ticaret Eğitimi verildi. “Dış Ticaretin Temel Kavramları, İş ve Görev Tanımları”, “Dış Ticaret Kuralları ve Prosedürleri”, “Teslim Şekilleri”, “İstihbarat, Pazarlama Stratejileri” ve “İletişim” konuları işlendi.

2024 yılı Mart ayı itibarıyla tüm illerde öğrenci-firma eşleştirmelerine yoğunlaşıldı. Böylelikle firmaların talepleri doğrultusunda, öğrencilerin kendi ülkelerinde ticari bağlantılar ve güçlü satış kanalları kurması sağlanacak.