blank
Fevzi Aydın tarafından
23 Aralık, 2019 12:28 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 05.10.2024 08:12
A+ A-

ÖNCE DEVLET-MİLET..

Dünyada sürdürdükleri soğuk ve sıcak savaşları, son yıllarda yeni boyutlara taşıyan küresel güçler, bu güçlerini artırmak amacıyla demokrasi ile yönetilmeyen özelikle Müslüman ülkelerde çatışma ve iç savaşlarla güçlerini koruma peşindeler…. Küresel güce sahip ülkeler, dünya zenginliklerini ülkelerine kazandırmak amacıyla, hegemonyalarını, güç dengelerini korumak amacıyla, özellikle Müslüman ülkelerin sahip olduğu yeraltı ve yerüstü zenginliklerini kontrol etmek için her türlü stratejiyi uygulamaktalar… Birleşmiş Milletler, dünya barışını, güvenliğini, sosyal ilerlemeyi, yaşam standartlarını yükseltmeyi, insan haklarını desteklemeyi ve dostane ilişkileri geliştirmeyi amaçlayan kuruluş…, Dünya ülkelerinin tamamına yakınının üye olduğu Birleşmiş Milletler, küresel güç beş ülke, ABD, Çin, İngiltere, Fransa ve Rusya’nın vetosu yüzünden kuruluş özelliğini gerçekleştirmekten uzak görev yapmakta… Yer altı zenginliklerin merkezi sayılan Arap yarımadasındaki güçlerini tazelemek isteyen, BM’nin de vetocu daimi üyeleri, amaçlarını gerçekleştirmek üzere başlattıkları Arap Baharı operasyonuyla başlayan kaosa Türkiye’yi de çektiler…. Kendi güvenliğiyle birlikte ABD ve Rusya’nın çıkarları için de vesayet savaşı veren Türkiye, bölgede verdiği mücadele ile kendinden çok ABD ve Rusya’ya kazandırdı… Şimdi aynı oyunun devamı Akdeniz’in yer altı zenginliklerine konmak isteyen aynı güçler, Kıbrıs Rum Kesimi etrafında toplanarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye’ye bu pastadan pay vermemek için kolları sıvadı… Arap baharıyla amaçlarına, vesayetle Türkiye üzerinden kavuşan ABD ve Rusya, Akdeniz doğalgaz paylaşımında da, Kıbrıs Rum kesimiyle ortak hareket ederek Türkiye’yi Akdeniz doğalgaz pastasından uzak tutmak için koalisyon kurmakta…

  1. yüzyıl sonunda Rusya’nın dağılmasıyla, 21. yüzyılla birlikte dünya üzerindeki güç dengesi ABD lehine değişse de, günümüze kadar ABD stratejik ve ekonomik güç dengesini Rusya ve Çin ile paylaşmak zorunda kaldı…
Bu güç dengeleri arasında kendine yer bulmaya çalışan Türkiye, güvenli ve sağlıklı limanı, Müslüman ülkelerin oluşturduğu ülkeler zincirinde aramalı ve bulmalı… Yıllardır terörü bitirmek üzere orta doğuda varoluş mücadelesi veren Türkiye, savaş ve mülteciler için stratejik ve ekonomik bedeller ödedi… Ortadoğu bitmeden Akdeniz’de başlayan kaosun Türkiye’ye ne kadar stratejik ve ekonomik bedeller ödeteceği şimdilik meçhul… Türkiye, ABD ve Rusya adına verdiği savaşta ödediği stratejik ve ekonomik bedeli, kendi vatandaşlarına ödetmemeli… Millet gücüyle devlet güçlü olmalı, devlet gücüyle de dünya ülkeleri arasında yeri ve gücü artmalı… Kısaca, öncelik Devlet ve Millet olmalı… Düşünce ve görüşlerin ışık olması dileğiyle…