Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

“Koş, Yürü, Oyna, Sağlıklı Yaşa” yürüyüşü düzenlendi

Gündem Yayın: 03.10.2019 13:39
Yazar:
“Koş, Yürü, Oyna, Sağlıklı Yaşa” yürüyüşü düzenlendi

Karabük’te, 3-4 Ekim Dünya Yürüyüş Günü etkinlikleri kapsamında “Koş, Yürü, Oyna, Sağlıklı Yaşa” sloganıyla Çamlık Kent Ormanı’nda yürüyüş düzenlendi.  Yürüyüş öncesi

açıklama yapan Karabük Valisi Fuat Gürel, Sağlık Bakanlığı tarafından obeziteye dikkat çekmek, farkındalık oluşturmak adına 81 ilde yürüyüş etkinliği planladığını söyledi.
Toplumun son yıllarda gittikçe teknolojinin bir kısım avantajlarını kullanarak sağlığını bozmak üzere olduğunu ifade eden Gürel, “Obez insanların sayısı artmak üzere, bunlar içerisinde bizlerde varız. Neredeyse evimizden araca biniyoruz o şekilde işe gidiyoruz, bir yerden bir yere giderken artık yürümemeye başladık. Gelişmiş toplumlar artık bunu aşmaya başladılar, obezite onlar için daha önce başladı ve bunun çözümlerini üretmeye başladılar. Aslında eskiden yürüyerek okullara giderdik, çocukluk yıllarımda ne servis vardı ne başka bir şey vardı. Biz okullarımıza yürüyerek gider gelirdik, işe yürüyerek gider gelirdik. Teknolojik gelişmeler ve imkanlarımız artıkça bunları bıraktık. Şuanda çok fazla hareket edemez olduk” dedi.
Ailelerin özellikle çocukları parka çıkaramadığını aktaran Gürel, şunları kaydetti: “Evimizin içinde kapalı kaldılar. Her çocuğumuzun bir spor dalıyla ilgilenmesini istiyoruz. Birçok başka etkinlikler içerisinde özellikle istiyoruz ancak her çocuk bir spor dalıyla ilgilensin, o spor dalıyla ilgilenmeyi hayat tarzı heline getirsin. Futbol, voleybol, masa tenisi olur, hem bireysel hem de gurup sporları olabilir. Çocuklarımızın hareketini sağlamamız gerekir ki, alışkanlık haline getirsinler. Günde bir saat spor yapmak aslında hayatı zinde hale getirir.”
“TEKNOLOJİ HAREKETLİ YAŞAMI GİDEREK KISITLIYOR”
İl Sağlık Müdürü Ahmet Sarı da “Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Yaşam” politikası kapsamında 3-4 Ekim Dünya Yürüyüş Günü’nde sloganlarının “Koş, Yürü, Oyna, Sağlıklı Yaşa” olduğunu belirtti.
Çocukluk çağındaki obeziteye dikkat çekmek ve çocukların hareketli yaşama kazandırılması, hareketli yaşamın onların hayatlarında önemli bir yer tutması için böyle bir slogan seçildiğini vurgulayan Sarı, “Aldığımız enerji harcadığımız enerjiden fazla olacak olursa obezite meydana geliyor. Obezite başlı başına bir sağlık sorunu. Obezitenin oluşturduğu kalp, damar hastalıkları, hipertansiyon, kanser gibi pek çok hastalık var, pek çok kronik hastalığın tetikleyicisi. Maalesef günümüzde teknolojik gelişmeler bizlerin hareketli yaşamasını giderek kısıtlıyor. Teknoloji bize birçok kolaylık sağlarken, diğer taraftan da hareket alanımızı daraltıyor” diye konuştu.
Çocukluk çağından itibaren çocukları hareketli yaşama alıştırmak adına bu programı düzenlediklerini anlatan Sarı, şu ifadelere yer verdi: “Türk toplumunun yüzde 72’si hareketsiz bir yaşam içerisinde hayatını sürdürüyor. Çok az bir kısmı gerçekten istenilen düzeyde bir hareketli yaşam sürdürüyor. Özellikle yetişkin yaşta olanlar haftanın 5 günü en az 30 dakika orta düzeyde fiziksel aktiviteye ihtiyacı var. Çocuklukta 5-17 yaş gurubunda ise bu günlük 60 dakika orta düzeyde fiziksel aktivite gerektiriyor. Fiziksel aktivitenin en kolayı, en sağlıklısı da yürüyüş. Egzersiz tarzında yaptığımız yürüyüşler bize çok ciddi katkılar sağlıyor. Kas iskelet sistemini güçlendiriyor, akciğerin solunum kapasitesini artırıyor, kendimizle barışık olmamızı sağlıyor, vücut kitle endeksimizi normal seviyeye getiriyor ve bizim kronik hastalıklara karşı korunmamızı sağlıyor. Yürüyüşün 1-2 günle sınırlı olmaması gerekir, hayatın tüm evrelerine yansıması ve hayatımızın vazgeçilmez parçalarından birisi olması lazım. Yürüyüş hem ruhumuza hem bedenimize iyi gelir.”
Açıklamaların ardından yürüyüşe katılanlara meyve ikramı yapılırken, 3 kilometrelik parkurda yürüyüş yapıldı.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

‘Obezite, psikolojiyi olumsuz etkiliyor’

Sağlık Yayın: 05.05.2024 00:48
İhlas Haber Ajansı
‘Obezite, psikolojiyi olumsuz etkiliyor’

Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Recep Aktimur, “Birçok hastamız bu dönemlerde kilo almakta ve yaşanılan sorunlar nedeniyle kilo verememektedir. Bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ve psikolojik sorunlar iç içe geçmekte ve birçok hastamızda iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalar görülmektedir” dedi.

Liv Hospital Samsun Genel Cerrahi Kliniği’nden Prof. Dr. Recep Aktimur, obezitenin psikolojiyi olumsuz etkilediğine dikkat çekti. Kendi deneyimlerini aktaran Prof. Dr. Aktimur, “Bizim kendi deneyimlerimizde gördüğümüz, kişilerin psikolojik olarak kendilerini boşlukta hissettikleri zamanlarda kilo almaya eğilimli olduğudur. Birçok hastamız bu dönemlerde kilo almakta ve yaşanılan sorunlar nedeniyle kilo verememektedir. Bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ve psikolojik sorunlar iç içe geçmekte ve birçok hastamızda iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalar görülmektedir” diye konuştu.

“Obez kişiler psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında”

Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını dile getiren Prof. Dr. Aktimur, “Obez bireylerde sosyal izolasyon oluşur ve bu durum obezitenin geri dönüşümsüz hale gelmesine yol açar. Obez bireyler hem fiziksel olarak hem de çok yüksek oranda görülen depresyon nedeniyle günlük işlerini yapmakta zorlanırlar, çabuk yorulurlar, kişisel bakımlarını yapmak bile onlar için çok zorlaşır. Diğer yandan obeziteye bağlı gelişen kronik hastalıklar, bireyleri bir çıkmaza sürükler ve birçok insan bu kısır döngü içinde kendine güvenini kaybeder” şeklinde konuştu.

“Obezite ameliyatı olduktan sonra psikolojik durum”

Obezite ameliyatlarından sonra kilo verme sürecinin başladığını ve uzun süre devam ettiğini belirten Prof. Dr. Aktimur, şu bilgileri paylaştı:

“Ameliyat edilen hastaların çoğunda obezite nedeniyle gelişen depresyon bulunduğundan ameliyat sonrasında kilo verme sürecinde hızlıca depresyonun gerileyeceği düşünülse de, durum her zaman bu şekilde seyretmeyebilir. Bu dönemde kilo veriyor olmanın oluşturacağı pozitif etki, ameliyat sonrası dönemde aslında önceden bir nevi tedavi yerine geçen yemek yeme alışkanlıklarının değişmesi ile negatif yönde etkilenebilir. Bu yüzden ameliyat için uygulanacak prosedürün yemek yeme konforunu çok bozmayacak şekilde seçilmesi ve hastalara cerrahi tarafından geniş destek verilmesi çok önemlidir. Biz kendi hastalarımızda uyguladığımız ‘Hızlandırılmış iyileşme protokolleri’ ile hasta konforunu artırarak, ‘liberal beslenme önerileri’ ile hastalarımızın bu süreci daha rahat geçirmesini sağlayarak ve onlara her an kendilerini koruyan ve sarmalayan bir aile içinde olduklarını göstererek bu dönemi çok daha rahat atlatmaktayız. Bu yaklaşım ile hastalarımızda ameliyat sonrası dönemde çok daha az depresyon gözlemlemekte ve mutluluk düzeyinin arttığını deneyim etmekteyiz.”

“En iyi psikolojik destek, hastaların uzman hekime rahat ulaşabilmesidir”

Doktora ulaşmanın hasta tarafından önemine değinen Prof. Dr. Aktimur, “Biz kendi protokolümüzde uyguladığımız ve çok başarılı sonuçlar elde ettiğimiz şekilde en iyi psikolojik desteğin, hastaların kendilerini ameliyat eden cerraha çok rahat ulaşabilmeleri olduğunun farkındayız. Doktorları ile olan sıkı ve pozitif bağlantıyı önceden ameliyat ettiğimiz hastalarımızla aralarında kurduğumuz aktif sosyal portallarla desteklemekteyiz” ifadelerini kullandı.