Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Tarihi Camiler Safranbolu’nun Simgesi Oldu

Safranbolu Yayın: 02.10.2019 10:46
Yazar:
Tarihi Camiler Safranbolu’nun Simgesi Oldu

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Safranbolu’da Osmanlı döneminden kalma camiler,  yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan ve “En İyi Korunan 20 Kent” arasında bulunan Karabük’ün Safranbolu ilçesinde Osmanlı döneminden kalan asırlık camiler, ilçenin simgesi haline gelirken yerli ve yabancı turistlerin de ilgisini çekiyor.
Osmanlı döneminden kalma han, hamam, konak, çeşme, köprü gibi tarihi yapıların yanında ilçenin önemli tarihi yapıları arasında yer alan tarihi camiler, yılardır Müslümanlara hizmet verirken, ilçenin turizmine de önemli katkı sunuyor.
Mimarileri, minareleri, kubbeleri, işlemeleri ve diğer özellikleriyle şehrin simgesi haline gelen camiler, ilginç yapılış hikayeleri ve farklı mimari özellikleriyle de merak uyandırıyor.
Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla İlçe Müftülüğü tarafından Tarihi Çarşı bölgesindeki camiler başta olmak üzere ilçedeki tüm camiler gül suları ile yıkanarak, temizlendi.
“BU ESERLERİN KORUNMASI ELİMİZDEN GELEN ÇABAYI HARCAMAMIZ GEREKİYOR”
Kent üzerinde araştırmalar yapan ve kitapları bulunan Aytekin Kuş, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, camilerin Safranbolu’da bir simge haline geldiğini söyledi.
Safranbolu’da bin 700 taşınmaz kültür varlığı içerisinde camilerin yüzde 2’lik bir bölümü oluşturduğunu ifade eden Kuş, “Safranbolu’da 16, 17, 18, 19 ve 20. yüzyıldan bize armağan olarak kalan camiler, isimleriyle, güzellikleriyle, estetikleriyle göz bebeğimiz. 1550 tarihli Kalealtı Dergahı’nın bulunduğu yerde bir cami var. Köprülü Mehmet Paşa Camisi 1600’lü yılların ortasını geçtikten sonra yapılmış daha sonra 1765 tarihinde Akçasu Dağdelen Camisi, 1779 yılında Kazdağlıoğlu Camisi, 1796 yılında İzzet Mehmet Paşa Camisi yapılmıştır. Diğer yüzyıllarda da Akçasu’da benzersiz bir cami olan, içerisinde kahvesi, iptida-i mektebi olan bir külliye şeklinde konumlanmış Lütfiye Camisi diğer ismiyle (Kaçak Camisi) var. Bu caminin altında bir dere geçiyor. Burada coğrafyanın her yerinde caminin her yere yapılabileceği için özel bir yaklaşım. Kıranköy semtinde Asiye Hatun, Bağlar bölgesinde Müftüpınarı, Çampınarı, Köyiçi Camisi, Eriklik Camisi var” dedi.
“Bu eserler bizim göz bebeğimiz” diyen Kuş, şunları kaydetti: “Ecdadın Safranbolu halkına yadigarı. Bu eserlerin korunması, gözetilmesi, iyi hizmet sunması konusunda elimizden gelen çabayı harcamamız gerekiyor. Özellikle Köprülü Mehmet Paşa Camisi bir yerleşke şeklindedir. Sağında muvakkithane binası vardır. Şadırvan, abdesthane bahçesindeki medreseyle ve güneş saatiyle tarihin tanığı.” Camilerle ilgili doğrulanmamış yapılış hikayeleri olduğunu vurgulayan Kuş, “Yapılış hikayelerinden daha kıymetli olanı vakfiyedeki şekil şartlarıdır. Vakfiyedeki şekil şartlarına biz uyalım görevimizi yapmış oluruz. Anlatıla gelenler kanıtlanmamış ya da öyle hissedilen, kulaktan kulağa yansıyan masalımsı şekiller. Aslında bu konuda yapmamız gereken vakfiyenin ön gördüğü, bize söylenen buyrukları yerine getirmektir” değerlendirmesinde bulundu.
TARİHİN TANIĞI CAMİLER
Safranbolu’nun en önemli tarihi yapılarından birisi olan Köprülü Mehmet Paşa Camisi, 4. Mehmet zamanında Osmanlı Devleti’nde sadrazamlık yapan Köprülü Mehmet Paşa tarafından 1661’de yaptırılmıştır. Büyük bir kemerli kapıdan girilen caminin, avlusunda güneş saati yer alıyor. 06.40 ile 17.20 arasındaki zamanı, özel hazırlanmış mermer üzerindeki metal plakanın gölgesi yardımıyla gösteren yatay güneş saati, gölge ile mermer üzerindeki çizgilerin buluşma anını, zaman olarak yanılgısız gösteriyor.
Bir yerleşke şeklinde yapılan cami külliyesinde “vaktin belirlendiği mekan” anlamına gelen ve muvakkitlerin çeşitli aletlerle namaz vaktini belirlediği “muvakkithane” bulunuyor.
İZZET MEHMET PAŞA CAMİSİ
Osmanlı padişahlarından 3. Selim döneminde 1794-1798’de sadrazamlık yapan İzzet Mehmet Paşa tarafından 1743 tarihinde doğduğu ilçeye İstanbul’daki Nuruosmaniye Camisi’nin benzeri olan modelini 1796’da yaptırdı. İzzet Mehmet Paşa Camisi; içindeki kalem işleri, bezemeleri, çok köşeli kalemi andıran minare gövdesinin yanı sıra külah ve alemiyle estetik unsurlar yansıtıyor.
“Caminin her yere yapılabileceği” anlayışıyla yapılan cami: Kaçak Camisi
Osmanlı’nın parmak izi olan Safranbolu’da 1878’de Hacı Hüseyin Hüsnü tarafından yaptırılan Lütfiye (Kaçak) Camisi; tavanı, ahşap korkuluklu mahfili ve ahşap minaresiyle büyük ölçüde özgünlüğünü koruyor. Akçasu Mahallesi’nin ortasından geçen Akçasu Deresi’nin üzerine yapılan ve yuvarlak kemere oturan cami, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
“Korumanın başkenti” unvanıyla anılan Safranbolu’da birçok cami tarihe ışık tutarken, yapılışlarının üzerinden yüz yıllar geçmesine rağmen ilk günkü gibi korunarak gelecek kuşaklara aktarılıyor.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Ormanlar gelecek nesillere sağlıklı bırakılacak

İlçe Haberleri Yayın: 02.05.2024 04:36
İhlas Haber Ajansı
Ormanlar gelecek nesillere sağlıklı bırakılacak

Türkiye’nin en büyük blok ormanlarının bulunduğu Karabük’ün Yenice ilçesinde, ormanların sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak amacıyla uygulamalı silvikültür (orman yetiştirme) eğitimleri başladı.

Yenice Orman İşletme Müdürlüğü teknik personellerinin katıldığı eğitim tatbikatına katılan Zonguldak Orman Bölge Müdürü Faruk Bayraktaroğlu, silvikültür bakımlarının ormanları sağlıklı ve sürdürebilirliğinin devamı için şahdamarının işlevselliği ise insan yaşamının sağlıklı olarak devam edebilmesi için hayati önem taşımakta olduğunu belirtti.

Orman Bölge Müdürlüğü olarak bıkmadan usanmadan geleceğin ormanlarını kuracak teknik ekibe tecrübelerini aktardıklarını ifade eden Bayraktaroğlu, “Güçlü ekibiniz varsa güçlü ormanlar kurarsınız. Gelişim çağında olan meşceremizin sıklık bakımı ve ilk aralama çalışmalarını zamanında yaparak sıkışık yapıdaki genç meşcereleri daha sağlıklı ve kaliteli olarak geleceğe taşımak gayretiyle bakım müdahaleleri yapıyoruz” dedi.

Bütün bu işlemler yapılırken ağaç türlerinin biyolojileri ve ekolojik isteklerinin göz önünde bulundurulduğunu aktaran Bayraktaoğlu, “Yabanıl meyveli ağaç türlerini de sahada tutarak bunlardan beslenen hayvanlara da yaşama şansı verilmesi gerektiğini, orman mühendisliğinin ekosistem yöneticiliği olduğunu yapılan çalışmalarda ekolojik dengeyi bozmadan müdahale edilmesini diğer ormancılık faaliyetlerinde olduğu gibi sıklık bakım çalışmalarında da iş sağlığı ve güvenliğinden kesinlikle taviz verilmemesi gerekmektedir” diye konuştu.

Eğitim tatbikatında; toprak işleme, toprak profilleri, kozalak sayımı, tabii gençleştirme, ışık ve boşaltma kesimleri, meşcere bakımları, sıklık bakımı, koruya tahvil, rehabilitasyon, değişik yaşlı ormanların bakımı gibi temel silvikültür konularında verilen teorik bilgilerin ardından uygulamalar yapıldı.