Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

 Biz, yüzde 10 barajının en büyük mağdurlarındandık”

Gündem Yayın: 18.12.2017 13:54
Yazar:
 Biz, yüzde 10 barajının en büyük mağdurlarındandık”

MHP’li Demirel: “Genel başkanımız ‘cumhurun ittifakı’ önerisinde bulundu, bazıları bunu farklı algıladı” dedi

MHP Genel Başkan Yardımcısı Ruhsal Demirel, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yüzde 50’den fazla oy alma mecburiyetine dikkat çekerek, “Türkiye’de bir ittifaklar sürecini açacaktır. Genel başkanımız ‘Cumhurun ittifakı” önerisinde bulundu. Bazıları bunu farklı algıladı. Oysa yüzde 10 barajının en büyük mağduru bizdik” dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel, partisinin Karabük’te düzenlenen 12. Olağan Kongresine katıldı. Karabük Belediyesi’ne ait konferans salonunda düzenlenen kongreye katılan Demirel, 2019 yılındaki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Demirel, “Bu, Türkiye’de bir ittifaklar sürecini açacaktır. Doğrudur ve genel başkanımız bir öneride bulundu, ‘Cumhur ittifakını. Bazıları, bunu farklı algıladılar. Oysa biz, yüzde 10 barajının en büyük mağdurlarındandık. 1991 yılında Refah Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi’yle neden ittifak yaptığımızı herkes hatırlıyor herhalde. Yüzde 10 barajının getirdiği handikapları geçebilmek için ve Türkiye, yeniden ittifaklar sürecine girme mecburiyetinde. Cumhurbaşkanlığı üzerinde temsilde istikrarı sağlamak adına yüzde 50’den fazla oy alabilmek için böyle bir ittifak gereği var. İşte bu ittifak için bizim içinde olabileceğimiz bir ittifak olursa bunun adının ‘cumhur ittifakı’ olmasını söylüyor genel başkanımız” ifadelerine yer verdi.
Seçim barajına ilişkin değerlendirmede bulunan Demirel, “Genel başkanımız, bir şey söylüyor. Diyor ki ‘Yüzde 10, evet yüksek; çünkü cumhurbaşkanı, yüzde 50 artı 1 alacağı için Cumhurbaşkanın üzerine bir oy istikrar sağlanacak. Öyleyse Meclis’te de temsilde adalet için bu yüzde 10 barajı düşürülebilir. Yüzde 10 olabilir, 7 olabilir, 5 olabilir’. Yani söylediği şu. Yüzde 5’in altında gibi bir teklifle gelen olursa ki bunu söyleyenlerde var. Asla MHP’nin kapısı, bu yüzde 5’in altına açık değildir; ama herkes bardağı diğer tarafını görüyor herhalde. Oysa yüzde 5’in altı, Türkiye için tekrar temsilde adaleti değil; çok dağınıklığı, bazı zümrelerin bazı özel durumları Meclis’e yansımasını getirir ve ayrılıkçılık olur, diye. Türkiye’nin birlik ve beraberliği için hem istikrarın hem temsilde adaletin sağlanması içindir bu önerimiz. ‘Cumhur ittifakı’ eğer gerçekleşirse de söylediği şu sözü de hatırlatmak istiyorum genel başkanımızın. ‘Her siyasi parti, kendi kurumsal kimliği de alt tarafta partisinin logosuyla belli olsun, taraftarlarının verdiği mühürlerle kimin oyu var kimin oyu yok görülsün, diye’. Sonra çıkıp, birileri der ya ‘Yok sizinkiler geldi, bizimkiler gelmedi’. Kimin ne olduğu ortaya çıksın, diye. Yoksa Milliyetçi Hareket Partisi’nin bu tür endişeleri yoktur; ama yüzde 5’in altındaki bir baraj, Türkiye’deki Meclis’te çok farklı yansımalar getireceğinden bu aşağıdaki rakamla ilgilidir vurguladığımız. Genel başkanımız, ‘Biz, barajları yara yara geldik bu günlere’ diye söylüyor, doğrudur. Biz, çok zor savaşlardan geliyoruz. Bundan sonrası bize ancak tatbikat olur, diye düşünüyorum” diye konuştu.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

‘Obezite, psikolojiyi olumsuz etkiliyor’

Sağlık Yayın: 05.05.2024 00:48
İhlas Haber Ajansı
‘Obezite, psikolojiyi olumsuz etkiliyor’

Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Recep Aktimur, “Birçok hastamız bu dönemlerde kilo almakta ve yaşanılan sorunlar nedeniyle kilo verememektedir. Bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ve psikolojik sorunlar iç içe geçmekte ve birçok hastamızda iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalar görülmektedir” dedi.

Liv Hospital Samsun Genel Cerrahi Kliniği’nden Prof. Dr. Recep Aktimur, obezitenin psikolojiyi olumsuz etkilediğine dikkat çekti. Kendi deneyimlerini aktaran Prof. Dr. Aktimur, “Bizim kendi deneyimlerimizde gördüğümüz, kişilerin psikolojik olarak kendilerini boşlukta hissettikleri zamanlarda kilo almaya eğilimli olduğudur. Birçok hastamız bu dönemlerde kilo almakta ve yaşanılan sorunlar nedeniyle kilo verememektedir. Bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ve psikolojik sorunlar iç içe geçmekte ve birçok hastamızda iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalar görülmektedir” diye konuştu.

“Obez kişiler psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında”

Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını dile getiren Prof. Dr. Aktimur, “Obez bireylerde sosyal izolasyon oluşur ve bu durum obezitenin geri dönüşümsüz hale gelmesine yol açar. Obez bireyler hem fiziksel olarak hem de çok yüksek oranda görülen depresyon nedeniyle günlük işlerini yapmakta zorlanırlar, çabuk yorulurlar, kişisel bakımlarını yapmak bile onlar için çok zorlaşır. Diğer yandan obeziteye bağlı gelişen kronik hastalıklar, bireyleri bir çıkmaza sürükler ve birçok insan bu kısır döngü içinde kendine güvenini kaybeder” şeklinde konuştu.

“Obezite ameliyatı olduktan sonra psikolojik durum”

Obezite ameliyatlarından sonra kilo verme sürecinin başladığını ve uzun süre devam ettiğini belirten Prof. Dr. Aktimur, şu bilgileri paylaştı:

“Ameliyat edilen hastaların çoğunda obezite nedeniyle gelişen depresyon bulunduğundan ameliyat sonrasında kilo verme sürecinde hızlıca depresyonun gerileyeceği düşünülse de, durum her zaman bu şekilde seyretmeyebilir. Bu dönemde kilo veriyor olmanın oluşturacağı pozitif etki, ameliyat sonrası dönemde aslında önceden bir nevi tedavi yerine geçen yemek yeme alışkanlıklarının değişmesi ile negatif yönde etkilenebilir. Bu yüzden ameliyat için uygulanacak prosedürün yemek yeme konforunu çok bozmayacak şekilde seçilmesi ve hastalara cerrahi tarafından geniş destek verilmesi çok önemlidir. Biz kendi hastalarımızda uyguladığımız ‘Hızlandırılmış iyileşme protokolleri’ ile hasta konforunu artırarak, ‘liberal beslenme önerileri’ ile hastalarımızın bu süreci daha rahat geçirmesini sağlayarak ve onlara her an kendilerini koruyan ve sarmalayan bir aile içinde olduklarını göstererek bu dönemi çok daha rahat atlatmaktayız. Bu yaklaşım ile hastalarımızda ameliyat sonrası dönemde çok daha az depresyon gözlemlemekte ve mutluluk düzeyinin arttığını deneyim etmekteyiz.”

“En iyi psikolojik destek, hastaların uzman hekime rahat ulaşabilmesidir”

Doktora ulaşmanın hasta tarafından önemine değinen Prof. Dr. Aktimur, “Biz kendi protokolümüzde uyguladığımız ve çok başarılı sonuçlar elde ettiğimiz şekilde en iyi psikolojik desteğin, hastaların kendilerini ameliyat eden cerraha çok rahat ulaşabilmeleri olduğunun farkındayız. Doktorları ile olan sıkı ve pozitif bağlantıyı önceden ameliyat ettiğimiz hastalarımızla aralarında kurduğumuz aktif sosyal portallarla desteklemekteyiz” ifadelerini kullandı.