KARDEMİR A.Ş Yönetim Kurulu Başkanvekili Kamil Güleç, Genel Kurulun açılış konuşmasında KARDEMİR’in çalışmaları ile ilgili olarak ortakları bilgilendirerek, “80. Kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanan şirketimiz, köklü sanayi kültürünün vermiş olduğu birikimle ve toplam kalite felsefesine inanarak daha fazla değer yaratmaya devam edecektir” dedi. Karabük Demir Çelik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin (KARDEMİR) 22. Olağan Genel Kurulu, KARDEMİR Eğitim ve Kültür Merkezi Salonunda yapıldı. Genel Kurul’un açılış konuşmasını yapan KARDEMİR A.Ş Yönetim Kurulu Başkanvekili Kamil Güleç, Ülke ekonomilerinin itici gücü olan demir çelik sektöründe küresel rekabetin en keskin şekilde yaşandığı hareketli bir dönem geçirdiklerini belirterek, “2008-2009 yıllarındaki küresel kriz dönemleri dikkate alınmaz ise, 1998 yılından itibaren istikrarlı bir şekilde arttıktan sonra ilk kez 2015 yılında % 2,8 oranında düşen dünya ham çelik üretimi, geride bıraktığımız yıl %0,8’lik mütevazi artışla 1 milyar 628 Milyon tona ulaşmıştır” dedi. 2015 yılında Ülke ham çelik üretiminin %7,4 oranındaki azalış ile en büyük 15 çelik üreticisi ülke arasında Ukrayna ve ABD’nin ardından en keskin üçüncü daralmayı yaşadığını ve 31 milyon 5oo bin tona düştüğünü ifade eden Güleç; “Geçtiğimiz yıl ise ülkemiz dünya çelik üretiminde en büyük paya sahip 10 ülke arasında Hindistan ve Ukrayna’dan sonra %5,2’lik artışla üretimini en fazla artıran üçüncü ülke olmuş ve 33, 2 Milyon ton ham çelik üretimi gerçekleştirmiştir. 2012 yılında kaydedilen 35,9 Milyon tonluk üretim halen yakalanamamış olmasına rağmen, Türk demir çelik sektörü bu üretim performansı ile dünya sıralamasında geçtiğimiz yıl kaybettiği 8. sıraya yeniden oturmuştur. Dünya ham çelik üretiminin tek başına yarısını gerçekleştiren Çin’deki büyüme rakamlarının istikrarsız bir şekilde düşmesi, 2015 yılında arz fazlası sorununu tetiklemiş, üretimini dış pazarlara yönlendiren Çin, 2015 yılında mamul fiyatlarının sert şekilde gerilemesine neden olmuştur. Bu durum en çok, çelik ürünleri ithalatında açık pazar konumunu sürdüren ülkemizi etkilemiş ve Türkiye, 14 yıl aradan sonra ilk kez 2015 yılında net ihracatçı konumundan net ithalatçı konumuna geçmiştir. 2016 yılında ülkemiz çelik ürünleri ihracatı %1,2 oranında artarak 16,90 milyon tona ulaşsa da, değer yönünden %8 oranında düşmüştür. Türk çelik sektöründe 18 milyon ton kapasite atıl kalırken, yurtiçi tüketimin %51’lik bölümü ithal ürün ile karşılanmıştır. Bu rakamlar ile ülkemizin çelik ürünleri ticaretinde net ithalatçı konumunu 2016 yılında da sürdürdüğü görülmektedir. Hammadde fiyatları 2016 yılında çelik sektörünün en önemli gündemini oluşturmuştur. Özellikle yılın ikinci yarısından itibaren artışa geçen koklaşabilir kömür fiyatları 300 USD seviyelerini görmüş ve önemli maliyet artışlarına neden olmuştur. Cevher fiyatlarında ise önceki yıla kıyasla %100’e ulaşan artışlar söz konusudur. Son dönemde hammadde fiyatlarında bir miktar yumuşama gözlense de gerek mamul, gerekse hammadde piyasalarının yönünü yine Çin belirleyecektir. Küresel ekonomide yaşanan gelişmeler, dünya genelindeki durgunluk ve kapasite fazlalıkları, Orta Doğu ve Körfez ülkelerindeki sosyo politik karışıklıklar, hammadde ve satış fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar ve içinde bulunduğumuz sektörün kırılgan yapısı etkin bir stratejik yönetim gerektirmekte, dinamik bir satınalma ve pazarlamayı kaçınılmaz kılmaktadır. Ekonominin genel realitesine uygun şekilde, risklerin iyi yönetilmesi, başarıdaki en önemli faktör olarak karşımıza çıkacaktır. Yönetimimiz, geride bıraktığımız yılda da tüm faaliyetlerimizi bu anlayış içerisinde gerçekleştirmenin gayretinde olmuş, satıştan satın almaya, üretimden yatırıma kadar tüm süreçlerimizi daha etkin ve sürdürülebilir kılmaya çalışmıştır. Özellikle 2002 yılından bu yana sürdürdüğü yatırımlar ile üretimlerini her yıl artıran şirketimiz, dünya demir çelik sektöründe önemli bir ölçüt olarak kabul edilen 2 Milyon ton üretim seviyesini bilindiği gibi ilk kez 2015 yılında aşmış ve 2,15 Milyon ton sıvı çelik üretimi gerçekleştirmiştir. 2016 yılında ise sıvı çelik üretimimiz 2,17 Milyon tona ulaşmış ve yıl, yeni bir rekorla kapatılmıştır. 2016 yılında toplam nihai ürün üretiminde de rekor kırılmış, 2015 yılında 2,04 Milyon ton olan toplam nihai ürün üretimi, 2016 yılında 2,08 milyon tona ulaşmıştır. Bu dönemde, maliyetlerimizi düşürerek verimliliklerimizi artırmaya yönelik gayretlerimiz üretim faaliyet sonuçlarımıza yansımış ve üretim hattımızdaki 70 ayrı üretim parametresinde rekor seviyelere ulaşılmıştır. Nitekim 2015 yılı ortalama satılan mamul maliyetimizin satışlara oranı %93 iken, 2016 yılı için bu oran %89’a gerilemiştir. Maliyetlerdeki bu gerileme çerçevesinde, FAVÖK oranımız da 2015’te % 10,0 iken 2016’da % 14,1 olmuştur. Bu gerilemenin ortalama satış fiyatları düşmesine rağmen gerçekleştiğini ayrıca vurgulamamız gerekir. Yukarıda belirtilen FAVÖK oranına ulaşmış olmamıza rağmen, özellikle yatırımlar kaynaklı kullanmış olduğumuz krediler sebebiyle doğan kur farkı zararları, net kar oluşmamasında en büyük etken olarak dikkat çekmektedir. 2017 yılı bütçesinde ise şirketimizin toplam sıvı çelik üretim hacminin daha da artarak 2.4 Milyon ton/yıl seviyelerine taşınması planlanmıştır. Orta ve uzun vadede ulaşılması hedeflenen ise 3-3,5 milyon ton seviyeleridir. 2016 yılı, satışlarımızda da 2 Milyon ton sınırının ilk kez aşıldığı bir yıl olmuştur. Yan ürünler hariç 2015 yılında 1.93 Milyon ton olan satış miktarı, 2016 yılında 2,06 Milyon tona yükselerek rekor kırmıştır. 2007 yılında kurduğumuz Ray Profil Haddehanesinden sonra, ürün gamını katma değeri yüksek ürünlerle çeşitlendirecek olan Çubuk ve Kangal Haddehanemiz 2016’da devreye alınmıştır. 700 bin ton /yıl kapasiteli bu tesis, ø5,5mm - ø55 mm arası kangal üretimi ve sahip olduğu teknolojik üstünlükle rekabet gücümüze güç katacak, ülke sanayicilerimiz ithal ikamesi olan bir çok ürünü artık şirketimizden karşılayabilecektir. Bilindiği gibi artan sıvı ham demir üretimimize paralel sıvı çelik üretim kapasitesinin artırılması amacıyla Çelikhane’de önemli yatırımlar gerçekleştirilmiş, bu kapsamda kurulan 120 tonluk yeni konverterimiz önceki yıllarda işletmeye alınmıştır. 90’ar tonluk mevcut diğer iki konverterin de 120 tona çıkarılması için çalışmalara başlanmıştır. Bunun için gerekli olan bütün mekanik ekipmanlar tedarik edilmiş durumdadır. Proje kapsamında konverter kapasiteleri artırılacak ve mevcut vinçlerin modifikasyonu ile maden aktarma çukurları kurulacaktır. Yine Çelikhane yatırımları kapsamında yer alan Torpidoda Kükürt Giderme Tesisi ise tamamlanarak Kasım 2016’da işletmeye alınmıştır. Katma değeri daha yüksek ray üretimi için Ray Profil Haddehanesine kurulan Ray Sertleştirme Tesisinde deneme üretimleri başlamış olup, burada üretilecek raylar daha uzun ömürlü olacak ve şirketimizi dünya ray pazarlarında daha etkin hale getirecektir. Stratejik yatırım kapsamında yapımı süren Demiryolu Tekeri Fabrikamızda da montaj çalışmalarına başlanmıştır. Robotik bir tesis olarak kurulan ve 2018 son çeyreğinde devreye girmesi planlanan bu tesis ile birlikte ülkemiz, artık kendi demiryolu tekerini üretebilir hale gelecek, bu katma değerli ürün de, orta ve uzun vadede şirketimizin önemli bir varlığı olacaktır. Bilindiği gibi şirketimiz enerji altyapısına da önemli yatırımlar yapmıştır. 50 MW’lık Gaz Yakıtlı Enerji Santrali ve HES Projelerimiz bunların en önemlileridir. Bunların dışında atık enerjilerimizi elektrik enerjisine çevirmeye yönelik yatırımlara da başlanmıştır. Bunlardan biri olan ve kısaca TRT olarak adlandırılan Turbin yatırımı ile basınçlı olan yüksek fırın gazındaki potansiyel enerji, elektrik enerjisine çevrilecektir. Bu amaçla 5 no.lu Yüksek Fırın Yatırımı kapsamında Kuru Tip TRT tesisi montajı yapılmış olup, fırın çalışma parametrelerine bağlı olarak 5,5-8,5 MW arasında bir enerji kazanımı elde edilmesi amaçlanmıştır. Yüksek Fırın Gaz Temizleme Sisteminin devreye alınmasının ardından Merim ve TRT tesislerinde gereken iyileştirmelerin yapılarak, yatırımın 2017 yılı sonunda tamamlanması planlanmaktadır. Artan kapasitelere bağlı olarak proseste kullanılan Oksijen, Azot ve Argon ihtiyacımızı karşılamak üzere yapımına başlanılan 4. Hava Ayrıştırma Tesisin de 2017 yılında tamamlanarak hizmete alınmış olacaktır. Şirketimiz, yukarıda ifade edilmeye çalışılan büyüme sürecinde çevre yatırımlarını da aralıksız sürdürmüştür. Bugüne kadar Kok Fabrikaları Biyolojik Arıtma Tesisi, Enerji Tesisleri Elektro Filtreleri, Çelikhane Sekonder Toz Toplama Sistemleri, Merkezi Atıksu Arıtma Tesisi başta olmak üzere onlarca çevre projesini hayata geçirilmiştir. Halen Sinter Tesislerimizde Toz Tutma Sistemi başta olmak üzere yaklaşık 40 Milyon $’ı bulan diğer çevre yatırımlarımıza ise devam edilmektedir. Burada ifade edilmeyen yatırımlar ile birlikte şirketimizin 2016 yılındaki toplam yatırım harcaması 111 Milyon $ olmuştur. 2013 yılında hizmete giren Kardemir Eğitim Kültür Merkezinde, çalışanlarımızın bilgi birikim ve yetkinliklerini artırmaya yönelik eğitim faaliyetlerine yıl boyunca aralıksız devam edilmiştir. 2016 yılında çalışanlarımıza Kişisel Gelişim, İş Sağlığı Güvenliği, Mesleki ve Teknik Eğitimler olmak üzere kişi başı ortalama 48 saat eğitim verilmiştir. Bu merkez sadece eğitim amaçlı değil, onlarca sosyal, kültürel ve bilimsel etkinliğe de ev sahipliği yapmıştır. Üniversite – Sanayi İşbirliği kapsamanda Karabük Üniversitesi başta olmak üzere çeşitli üniversiteler ile ortak projeler yürütülmüş, Çelik İş Sendikası, İŞKUR, AFAD, AKUT, KIZILAY Mimar Sinan Mühendisler Birliği, TÇÜD, Çelik İhracatçıları Birliği gibi kurum ve kuruluşlar ile ortak faaliyetler gerçekleştirilmiştir. Kuruluşundan bugüne kadar Karabük’te eğitim ve öğretim hayatının hizmetine onlarca eser kazandırmış olan şirketimiz, yeni eğitim ve öğretim dönemine başlarken bu eserlere bir yenisini daha eklemiştir. Mülkiyeti şirketimize ait olan Yenişehir Mahallesindeki eski Lisan Laboratuvarı, şirketimiz tarafından yeniden tadil edilerek Hoca Ahmet Yesevi İmam Hatip Ortaokulu ismiyle, müstakil bir ortaokul olarak eğitimin hizmetine sunulmuştur. Kardemir raylarının Almanya’da kullanımına yönelik Alman Devlet Demiryolları ile Kardemir arasında yaklaşık 2,5 yıldır yürütülen deneme, denetleme ve belgelendirme faaliyetleri başarı ile sonuçlanmış, toplam 9 adet ray ürünü için uluslararası geçerliliğe sahip ray sertifikasyonu olan TSI ( Karşılıklı İşletilebilirlik Standardı) belgesi alınmıştır. Bu ortak çalışma sonucunda, Alman Devlet Demiryolları kullanmakta olduğu rayların kalite açısından KARDEMİR’ den de temin edilebilirliği yönünde karar vermiştir. Ayrıca şirketimiz, Avrupa’da sadece birkaç ray üreticisinin sahip olduğu uluslararası geçerliliğe sahip HPQ belgesini de almaya hak kazanmıştır. Bu dönemde satış pazarlama organizasyonlarımız daha da güçlendirilmiş, ekonomi ve finansın merkezi olan İstanbul’da finans, pazarlama ve yatırımcı ilişkilerimiz için bir irtibat ofisi açılmıştır. Verimliliklerimizin artırılarak maliyetlerinizin düşürülmesine yönelik sürekli iyileştirme faaliyetlerimiz kurulan sistematiklerle takip edilmiştir.
- kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanan şirketimiz, köklü sanayi kültürünün vermiş olduğu birikimle ve toplam kalite felsefesine inanarak daha fazla değer yaratmaya devam edecektir.