Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Karabük’te FETÖ Yargılamaları Başladı 

Gündem Yayın: 08.03.2017 13:47
Yazar:
Karabük’te FETÖ Yargılamaları Başladı 

 

15 Temmuz darbe girişimi sonrası Karabük’te tutuklu bulunan şüphelilerden Adil Öksüz’ün kardeşi Ahmet Öksüz, ilk kez Hakim karşısına çıktı. Öksüz; “Abimi kabul etmiyorum, aram soğuktu” dedi

15 Temmuz darbe girişimi sonrası Karabük’te tutuklu bulunan şüphelilerden Adil Öksüz’ün kardeşi Ahmet Öksüz, mahkemede abisi ile aralarının soğuk olduğunu söyleyerek, “Kendisini abi olarak artık kabul etmiyorum ve onunla aynı soyadı taşımak istemediğimden dolayı da dava açtım” dedi.
Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca 15 Temmuz darbe girişimi ve Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında iddianameleri kabul edilen biri firari biri tutuksuz 15’i tutuklu şüphelinin yargılanması başladı. Aralarında firari ‘hava kuvvetleri imamı’ Adil Öksüz’ün kardeşinin de yer aldığı Karabük Üniversitesinde görevli 16 şüpheli hakkında Karabük Ağır Ceza Mahkemesince ilk davaları görülmeye başlandı.
Karabük Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 84 sayfalık iddianamede, TCK’nın 314/2 maddesi gereğince silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenilen tutuklu Ahmet Öksüz, Aladdin Yılmaz, Cahid Özdeveci, Erdal Biber, Hakan Suvak, Hüseyin Cinoğlu, Hüseyin Çevik, Turgay Türker, Süleyman Semiz, Serkan Esen, Salih Yıldırım, Mustafa Kurt ve Mahmut Çelik yoğun güvenlik önlemleri altından cezaevinden alınarak adliyeye getirildi. Tutuksuz yargılanan Rüveyda Kılıç’ın da hazır bulunduğu mahkemede Burhaniye F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan Seyman Kahraman ise SEGBİS üzerinden duruşmaya katıldı. Mahkemede ayrıca firari olan Halim İbrahim Demirci ise yer almadı.
Adliye çevresinde polis ekipleri yoğun güvenlik önlemi alırken, şüphelilerin yakınları ve izleyiciler X-Ray cihazından geçirilerek üst araması yapıldıktan sonra mahkeme salonuna alındı.
Mahkeme Başkanı tarafından iddianamelerin okunmasının ardından başlanan yargılamada savunması alınan darbenin 2 numaralı şüphelisi ‘hava kuvvetleri imamı’ Adil Öksüz’ün kardeşi Ahmet Öksüz, suçlamaları kabul etmedi.
“HER KOYUN KENDİ BACAĞINDAN ASILIR”
Hakkındaki iddiaları kendi yazdığı 4 sayfalık savunması üzerinden tek tek okuyarak cevaplandıran Ahmet Öksüz, abisinin Adil Öksüz olduğunu beyan ederek, “Kendisi ile ilişkilerim iyi değildi. Aram soğuktu. Bayramlarda babamlarda denk gelirse görüşüyorduk. En son 16 Mart 2016 tarihinde baldızımın düğününde görüştük. Darbe sonrası 2 numaralı şüpheli olarak arandığını televizyonlarda öğrendim. İllegal örgüte üye olan birini abi olarak kabul etmiyorum. Bunun için aynı soyadı taşımak istemediğimden soyadımı değiştirmek için dava açtım. Bir atasözümüz var; ‘her koyun kendi bacağından asılır.’ Cezaevinde tutuklu bulunmamın sebebinin de abim olduğunu düşünüyorum” dedi.
Mahkeme başkanının medyada çıkan haberde soyadını değiştirmek için dava açtığını da sorması üzerine, abisinin medyadan darbeye karıştığını öğrendikten sonra onunla aynı soyadı taşımak istemediğini belirten Ahmet Öksüz, “Öksüz soyadımı değiştirmek için mahkemeye başvurdum. Darbeye karışan Adil Öksüz’ü abi olarak kabul etmiyorum. Aynı soyadı taşımak istemiyorum” diye konuştu.
Mahkeme başkanının 15 Temmuz’dan 1 hafta-10 gün kadar sonra telefonunun kırılmasını bahane göstererek yeni bir telefon satın aldığı, eski telefonunu neden çöpe attığı yönündeki soruya ise Öksüz, “Telefonumun düşmesi sonrası camı kırılmıştı. Tamire getirdiğimde yetkili kişi bana telefonun eski model olduğunu, 21 iş günü içinde yapılacağını ve parçasının bulunmasının zor olduğunu belirtti. Birde yapılsa bile tamir masrafının fazla tutacağını belirtmesi üzerine ben de eski telefonumu çöpe atım yeni bir telefon aldım” cevabını verdi.
“BYLOCK’U DUYMADIM”
Mahkeme başkanının örgütün şifreli haberleşme aracı olarak kullanılan ByLock’u duyup duymadığı yönündeki bir soruyu ise Öksüz, “Ben sosyal medya kullanmayı sevmiyorum. Bölümdeki arkadaşlarımın ısrarı üzeri sadece 2-3 ay Whatsapp kullandım. ByLock’u 15 Temmuz darbesi sonrası televizyonlardan öğrendim. Onun öncesinde hiç duymadım. Hiçbir şekilde de indirip kullanmadım” dedi. Bunun üzerine mahkeme başkanının ‘eşiniz burada mı’ sorusuna ‘hayır’ cevabı vermesi üzerine başkan tekrardan ‘ne yok’ demesi üzerine ise Öksüz, “Kendisinin gözaltına alındığını öğrendim. Şu an gözaltında” diye cevapladı.
“EŞİNİN BYLOCK KULLANDIĞINI BİLMİYOR MUYDUN?”
Mahkeme başkanının ‘eşinin neden gözaltına alındığını biliyor musun’ sorusunu Ahmet Öksüz, “ByLock kullandığı için sanırım” diye cevaplayınca, mahkeme başkanının, ‘ByLock’u bilmediğini söylüyorsun ama eşin bu programı kullanıyormuş. Hiç merak etmedin mi’ yönündeki sorusuna ise, “Ben eşime güveniyorum. Onun yanlış bir şey yapmayacağına ve illegal bir örgüte üye olacağını düşünmüyorum” yanıtını verdi.
Bank Asya’daki hesap trafiğinin ve toplu para yatırmalarının birikim için olduğunu da savunan Öksüz, çocuklarının FETÖ ile bağlantılı okullarda eğitim almasının nedeninin ise ‘kaliteli eğitim’ olduğunu ifade etti.
Davanın bugünkü duruşmasında diğer sanıkların savunmalarının alınması devam ediyor.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

‘Obezite, psikolojiyi olumsuz etkiliyor’

Sağlık Yayın: 05.05.2024 00:48
İhlas Haber Ajansı
‘Obezite, psikolojiyi olumsuz etkiliyor’

Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Recep Aktimur, “Birçok hastamız bu dönemlerde kilo almakta ve yaşanılan sorunlar nedeniyle kilo verememektedir. Bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ve psikolojik sorunlar iç içe geçmekte ve birçok hastamızda iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalar görülmektedir” dedi.

Liv Hospital Samsun Genel Cerrahi Kliniği’nden Prof. Dr. Recep Aktimur, obezitenin psikolojiyi olumsuz etkilediğine dikkat çekti. Kendi deneyimlerini aktaran Prof. Dr. Aktimur, “Bizim kendi deneyimlerimizde gördüğümüz, kişilerin psikolojik olarak kendilerini boşlukta hissettikleri zamanlarda kilo almaya eğilimli olduğudur. Birçok hastamız bu dönemlerde kilo almakta ve yaşanılan sorunlar nedeniyle kilo verememektedir. Bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ve psikolojik sorunlar iç içe geçmekte ve birçok hastamızda iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalar görülmektedir” diye konuştu.

“Obez kişiler psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında”

Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını dile getiren Prof. Dr. Aktimur, “Obez bireylerde sosyal izolasyon oluşur ve bu durum obezitenin geri dönüşümsüz hale gelmesine yol açar. Obez bireyler hem fiziksel olarak hem de çok yüksek oranda görülen depresyon nedeniyle günlük işlerini yapmakta zorlanırlar, çabuk yorulurlar, kişisel bakımlarını yapmak bile onlar için çok zorlaşır. Diğer yandan obeziteye bağlı gelişen kronik hastalıklar, bireyleri bir çıkmaza sürükler ve birçok insan bu kısır döngü içinde kendine güvenini kaybeder” şeklinde konuştu.

“Obezite ameliyatı olduktan sonra psikolojik durum”

Obezite ameliyatlarından sonra kilo verme sürecinin başladığını ve uzun süre devam ettiğini belirten Prof. Dr. Aktimur, şu bilgileri paylaştı:

“Ameliyat edilen hastaların çoğunda obezite nedeniyle gelişen depresyon bulunduğundan ameliyat sonrasında kilo verme sürecinde hızlıca depresyonun gerileyeceği düşünülse de, durum her zaman bu şekilde seyretmeyebilir. Bu dönemde kilo veriyor olmanın oluşturacağı pozitif etki, ameliyat sonrası dönemde aslında önceden bir nevi tedavi yerine geçen yemek yeme alışkanlıklarının değişmesi ile negatif yönde etkilenebilir. Bu yüzden ameliyat için uygulanacak prosedürün yemek yeme konforunu çok bozmayacak şekilde seçilmesi ve hastalara cerrahi tarafından geniş destek verilmesi çok önemlidir. Biz kendi hastalarımızda uyguladığımız ‘Hızlandırılmış iyileşme protokolleri’ ile hasta konforunu artırarak, ‘liberal beslenme önerileri’ ile hastalarımızın bu süreci daha rahat geçirmesini sağlayarak ve onlara her an kendilerini koruyan ve sarmalayan bir aile içinde olduklarını göstererek bu dönemi çok daha rahat atlatmaktayız. Bu yaklaşım ile hastalarımızda ameliyat sonrası dönemde çok daha az depresyon gözlemlemekte ve mutluluk düzeyinin arttığını deneyim etmekteyiz.”

“En iyi psikolojik destek, hastaların uzman hekime rahat ulaşabilmesidir”

Doktora ulaşmanın hasta tarafından önemine değinen Prof. Dr. Aktimur, “Biz kendi protokolümüzde uyguladığımız ve çok başarılı sonuçlar elde ettiğimiz şekilde en iyi psikolojik desteğin, hastaların kendilerini ameliyat eden cerraha çok rahat ulaşabilmeleri olduğunun farkındayız. Doktorları ile olan sıkı ve pozitif bağlantıyı önceden ameliyat ettiğimiz hastalarımızla aralarında kurduğumuz aktif sosyal portallarla desteklemekteyiz” ifadelerini kullandı.