Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, Toplu sözleşmeleri makul ve uzlaşmacı bir anlayışla masa başında bitirmek için gayret sarf ettiklerini söyledi. İşyerlerinin patronlardan daha çok çalışanların olduğunu ifade eden Değirmenci, “Çünkü orada çalışıp, geçimini sağlayan bizleriz. Dolayısıyla işyerlerine kendi işyerlerimiz gibi sahip çıkıyoruz” dedi Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci, özel bir TV kanalına verdiği röportajda Sendikanın faaliyetlerinden Türk sendikal yaşamına kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu. Toplu sözleşmeleri makul ve uzlaşmacı bir anlayışla masa başında bitirmek için gayret sarf ettiğini söyleyen Genel Başkan Yunus Değirmenci, “İşyerleri patronlardan daha çok çalışanlarındır. Çünkü orada çalışıp, geçimini sağlayan bizleriz. Dolayısıyla işyerlerine kendi işyerlerimiz gibi sahip çıkıyoruz” dedi. “Biz toplu sözleşmeleri kavga eder mahiyette yapmıyoruz” diyen Değirmenci, “Zaten Türkiye’nin yeterince problemi var. Terörden dolayı her gün analar ağlıyor. Gencecik askerlerimiz, polislerimiz şehit oluyor. Masum vatandaşlarımız hunharca katlediliyor, bütün bunların yanına bir de işçi hareketini olumsuzlaştırarak, bu acımasız yapıya katkı verme niyetinde değiliz” diye konuştu. Zorunlu şartların oluşmasından dolayı greve çıkılması durumunda çalışanlara bazı uyarılar yaptıklarını kaydeden Değirmenci, “Eğer greve gidecekse çalışanlarımıza, ‘Grev bizim yasal hakkımız. Grevi, yasanın gereği olarak hayata geçireceğiz. Ama bu fabrikanın bir cıvatasına, bir malzemesine zarar veren bizden değildir’ diyerek işyerine zarar verilmemesi noktasında uyarıyoruz” dedi. Değirmenci, açıklamaları şöyle sürdürdü: ÇELİK-İŞ, GERÇEK İŞÇİ SENDİKASIDIR “Çelik-İş, 1965 yılında Karabük’te limon sandıklarının üzerinde bizzat alınteri akıtılarak kurulmuş bir işçi sendikasıdır. Bu sendikanın arkasında, o günden bu tarafa ne bir holding, ne de bir başka kurum olmuştur. Sadece ve sadece çalışanların birbirleriyle dayanışma içinde kurdukları bir işçi kuruluşudur. Daha sonra Türkiye’nin gözbebeği haline gelmiş, Türkiye’nin sorunlarında hiç tereddüt etmeden görüş beyan etmiş, Türkiye’nin gündemini yakından takip ederek katkı sunmuş ve bugünlerde de 500 bin üyeyi yakalamış, 21 işkolunda da bütün sendikalarını kurmuş olan HAK-İŞ Konfederasyonu’na bağlı bir sendikadır. Sendikayı genel başkan olarak temsil etmeye başlayalı 4 ay oldu. Daha önce Kayseri Şube Başkanlığı, Hak-İş İl Temsilciliği ve Bir dönem AK Parti Kayseri İl Yönetim Kurulu üyeliği yaparak, 2012 yılının Eylül’ünde Genel Merkeze Genel Sekreter olarak geldim. 4 ay öncesinde de arkadaşlarımın teveccühüyle Genel Başkanlığa seçildim. Ve bu sendikayı temsil etmekten ayrıca gurur duyuyorum. ÇELİK-İŞ’İN POLİTİKASI VE ANLAYIŞI DEĞİŞİYOR Benim dönemimden itibaren sendikamızın politikasını, anlayışını değiştirmeye çalışıyoruz. Söylemlerini özü sözü bir haline getirmeye çalışıyoruz. Üyelerimizin umut bağladığı, beklentilerinin karşılığını alacağı hale getirmeye çalışıyoruz. Daha da önemlisi güvenilir hale gelmeye çalışıyoruz. Türkiye’de sendikal yaşamda bir güven bunalımı yaşanıyor. Özellikle de metal işkolunda faaliyet gösteren sendikalar adına temsil krizi yaşanıyor. Bu krizi aşacak olan tek sendika da Çelik-İş Sendikasıdır. Bunu nasıl yapacağız: Bir kere temsil ettiğimiz üyelerimize dokunacağız. Bunun adına ben ‘ Gidilmedik işyeri, dokunulmadık işyeri bırakmayacağız’ diye söyledim. Bu kapsamda 4 aydan bu yana Türkiye’nin dört bir yanında örgütlü olduğumuz, toplu iş sözleşmesi imzaladığımız işyerlerini tek tek gezerek çalışanlarımızın elini sıkıyoruz. Toplu İş Sözleşme süreci öncesi onların beklentilerini, düşüncelerini almaya çalışıyoruz. Ve yarın başarılı bir süreci yakalayabilmek için emek sarf ediyoruz. AİDATLARI ÜYELERİMİZE DÖNDÜRMENİN GAYRETİNDEYİZ ‘Sendika aidat alır, ondan sonra yan gelir yatar’ anlayışını da yıkmaya çalışıyoruz. Bunun için üyelerimizin alınterinden kesilerek bize gönderilen aidatları tekrar üyelerimize döndürebilmenin gayreti içerisindeyiz. Bunun için geçtiğimiz Aralık ayının başında Antalya’da 300’e yakın temsilci ve şube yöneticilerini toplayarak 4 günlük bir eğitim semineri düzenledik. Burada işçi sağlığı ve iş güvenliğinin önemini anlatarak iş kazalarının en aza indirilmesine katkı vermeye çalıştık. İş hukuku, toplu sözleşme hukuku ile ilgili, hocalarımız aracılığıyla ders verdirerek çalışanlarımızın yasal haklarının, toplu sözleşmeden doğan haklarının korunması için bir dizi eğitimler verdik. Yine yılbaşı itibariyle üyelerimizi sevindirme adına onlara yılbaşı hediyeleri dağıtıyoruz. Dolayısıyla biz, işçiden aldığımız aidatı, geliri, sendikanın zorunlu ihtiyaçları dışında ne bankalarda ne kasalar tutmayacağız. Üyelerimize hizmet olarak döndürmeye devam edeceğiz. 15 TEMMUZ’U UNUTMAYACAĞIZ UNUTTURMAYACAĞIZ 15 Temmuz’da canımız çok yandı. 250’ye yakın insanımız, polisimiz, askerimiz şehit oldu. Ülkemizi bölmek, parçalamak adına bir kalkışma gerçekleşti. İçeriden ve dışarıdan tüm hainler işbirliği yaptı. Başta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, TBMM ve birçok devlet kurumu bombalandı. İnsanlarımız tanklarla ezilmeye çalışıldı. F-16’lar halkın üzerine bomba yağdırdı. Seçilmiş Cumhurbaşkanımız ailesiyle birlikte ortadan kaldırılmak istendi. Çok acı günler yaşadık. O günlerde Çelik-İş Sendikası Hak-İş ile birlikte gece gündüz demokrasi nöbeti tuttu. 15 Temmuz’u ve FETÖ hainini unutmayacağız ve unutturmayacağız. Millet olarak birlik ve beraberliğimizi devam ettireceğiz.” https://youtu.be/2odrO5Cqmfw