Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

BEÜ Tıp Fakültesinden bir ilk daha

Zonguldak Yayın: 09.12.2016 07:36
Yazar:
BEÜ Tıp Fakültesinden bir ilk daha

ZONGULDAK Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama Ve Araştırma Merkezi Kalp Damar Cerrahisi Kliniği Tarafından İlimizde İlk Defa Torasik Endovasküler Aort Anevrizma Onarımı (TEVAR-Thorasic Endovascular Aneurysm Repair) işlemi gerçekleştirildi TEVAR; aort anevrizması (balonlaşması), aort diseksiyonu (yırtılması) ve aort yaralanması gibi durumlarda hastanın açık cerrahi müdahaleye engel olacak kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) benzeri rahatsızlıkları olduğunda tercih edilebilen bir tedavidir. Bu müdahalede anjiografi eşliğinde kasıktan yapılan bir kesi ile atardamar içerisine girilerek hasar görmüş damar içerisine stent şeklinde bir damar grefti (yaması) yerleştirilir. Müdahalenin planlaması hastanın 3 boyutlu bilgisayarlı tomografi görüntülerine göre yapılarak hasarlı bölgeye en uygun greft belirlenir ve açık ameliyata göre çok kısa bir sürede bu greft yerleştirilerek hastanın uzun ve riskli bir operasyondan kurtulması sağlanır. Konuyla ilgili Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Bekir Hakan Bakkal şunları söyledi: “Her geçen gün ürettiği sağlık hizmeti çeşitliliğini artırmaya çalışan hastanemizde ilk defa TEVAR uygulaması yapıldı. Hali hazırda Kalp Damar Cerrahisi Kliniğimiz gerek anjiografi altında yapılan müdahaleler gerek kalbi besleyen damarların tıkanıklığı için yapılan bypass operasyonlarını başarı ile gerçekleştirmektedir. İlk defa uygulanan bu yöntem ile aort damarına cerrahi müdahale gerektirebilecek bazı rahatsızlıkları kasıktan girilerek yapılan müdahale ile büyük çaplı bir ameliyata gerek kalmadan tedavi edebilme şansımız doğmaktadır. Kalp Damar Cerrahisi Kliniğimizdeki tüm hekimlerimizi ve sağlık personellerimizi başarılarından dolayı tebrik ediyorum.“

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

‘Obezite, psikolojiyi olumsuz etkiliyor’

Sağlık Yayın: 05.05.2024 00:48
İhlas Haber Ajansı
‘Obezite, psikolojiyi olumsuz etkiliyor’

Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Recep Aktimur, “Birçok hastamız bu dönemlerde kilo almakta ve yaşanılan sorunlar nedeniyle kilo verememektedir. Bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ve psikolojik sorunlar iç içe geçmekte ve birçok hastamızda iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalar görülmektedir” dedi.

Liv Hospital Samsun Genel Cerrahi Kliniği’nden Prof. Dr. Recep Aktimur, obezitenin psikolojiyi olumsuz etkilediğine dikkat çekti. Kendi deneyimlerini aktaran Prof. Dr. Aktimur, “Bizim kendi deneyimlerimizde gördüğümüz, kişilerin psikolojik olarak kendilerini boşlukta hissettikleri zamanlarda kilo almaya eğilimli olduğudur. Birçok hastamız bu dönemlerde kilo almakta ve yaşanılan sorunlar nedeniyle kilo verememektedir. Bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ve psikolojik sorunlar iç içe geçmekte ve birçok hastamızda iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalar görülmektedir” diye konuştu.

“Obez kişiler psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında”

Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını dile getiren Prof. Dr. Aktimur, “Obez bireylerde sosyal izolasyon oluşur ve bu durum obezitenin geri dönüşümsüz hale gelmesine yol açar. Obez bireyler hem fiziksel olarak hem de çok yüksek oranda görülen depresyon nedeniyle günlük işlerini yapmakta zorlanırlar, çabuk yorulurlar, kişisel bakımlarını yapmak bile onlar için çok zorlaşır. Diğer yandan obeziteye bağlı gelişen kronik hastalıklar, bireyleri bir çıkmaza sürükler ve birçok insan bu kısır döngü içinde kendine güvenini kaybeder” şeklinde konuştu.

“Obezite ameliyatı olduktan sonra psikolojik durum”

Obezite ameliyatlarından sonra kilo verme sürecinin başladığını ve uzun süre devam ettiğini belirten Prof. Dr. Aktimur, şu bilgileri paylaştı:

“Ameliyat edilen hastaların çoğunda obezite nedeniyle gelişen depresyon bulunduğundan ameliyat sonrasında kilo verme sürecinde hızlıca depresyonun gerileyeceği düşünülse de, durum her zaman bu şekilde seyretmeyebilir. Bu dönemde kilo veriyor olmanın oluşturacağı pozitif etki, ameliyat sonrası dönemde aslında önceden bir nevi tedavi yerine geçen yemek yeme alışkanlıklarının değişmesi ile negatif yönde etkilenebilir. Bu yüzden ameliyat için uygulanacak prosedürün yemek yeme konforunu çok bozmayacak şekilde seçilmesi ve hastalara cerrahi tarafından geniş destek verilmesi çok önemlidir. Biz kendi hastalarımızda uyguladığımız ‘Hızlandırılmış iyileşme protokolleri’ ile hasta konforunu artırarak, ‘liberal beslenme önerileri’ ile hastalarımızın bu süreci daha rahat geçirmesini sağlayarak ve onlara her an kendilerini koruyan ve sarmalayan bir aile içinde olduklarını göstererek bu dönemi çok daha rahat atlatmaktayız. Bu yaklaşım ile hastalarımızda ameliyat sonrası dönemde çok daha az depresyon gözlemlemekte ve mutluluk düzeyinin arttığını deneyim etmekteyiz.”

“En iyi psikolojik destek, hastaların uzman hekime rahat ulaşabilmesidir”

Doktora ulaşmanın hasta tarafından önemine değinen Prof. Dr. Aktimur, “Biz kendi protokolümüzde uyguladığımız ve çok başarılı sonuçlar elde ettiğimiz şekilde en iyi psikolojik desteğin, hastaların kendilerini ameliyat eden cerraha çok rahat ulaşabilmeleri olduğunun farkındayız. Doktorları ile olan sıkı ve pozitif bağlantıyı önceden ameliyat ettiğimiz hastalarımızla aralarında kurduğumuz aktif sosyal portallarla desteklemekteyiz” ifadelerini kullandı.