Özel Medikar Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Fatma Bal, okul çağındaki bir çocuğun yetersiz ve dengesiz beslenmesinin başarısını etkilediğini belirtti. Diyetisyen Bal; “Okul çağı, çocuklarımızın beslenme alışkanlıklarının geliştiği, ev dışında arkadaşlarıyla yemek yemeye başladıkları; fiziksel, zihinsel ve sosyal büyüme ve gelişmenin hızlandığı, yetişkinlikte sağlıklı olabilmenin temellerinin atıldığı önemli bir dönemdir. Yaşamın her döneminde sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için yeterli ve dengeli beslenmek temel koşuldur. Büyüme ve gelişmenin hızlandığı, öğrenme ve kavrama işlevlerinin önem kazandığı okul çağında beslenmenin önemi daha da artmaktadır. Yapılan çalışmalarda, yetersiz ve dengesiz beslenen öğrencilerin dikkat sürelerinin kısaldığı, algılamalarının azaldığı, öğrenmede güçlük ve davranış bozuklukları çektikleri, okulda devamsızlık sürelerinin uzadığı ve okul başarılarının düşük olduğu ortaya konmuştur. Dengesiz beslenme ve yetersiz fiziksel aktivite de bunlara eklendiğinde obezite, kalp damar hastalıkları, kanser ve diabet gibi birçok kronik hastalığa zemin hazırlamaktadır.Çok yoğun sınav atmosferi yaşayan çocuklarımız için beslenme, işte bu nedenlerden ötürü daha da önem kazanmaktadır. Okul çocuklarının beslenmesinde şu sağlıklı beslenme ilkeleri geçerlidir: Besinlerin çeşitliliğinin sağlanması, Sağlıklı vücut ağırlığının korunması, Nişastalı karbonhidratlar ile liften zengin besinlerin dengeli tüketilmesi, Yağ ve şeker tüketiminin sınırlandırılması, Vitamin ve minerallerin yeterli düzeylerde alınması” dedi. MUTLAKA KAHVALTI EDİLMELİ Bal açıklamasına şöyle devam etti: “Okula kahvaltı yaparak giden çocuk iyi beslenmiş ve öğrenmeye hazır demektir. Yapılan araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin %60-85'inin kahvaltı yapmadıkları, %25-43'ünün kantinlerden alışveriş yaptıkları, buna rağmen sadece %15-25 oranında süt-ayran tüketildiği tespit edilmiştir. Yapılan diğer bir araştırmaya göre, sabah kahvaltısı yapıp okula giden çocukların, kahvaltı yapmayanlara göre daha başarılı olduklarını göstermiştir. Sonuçlardan da anlaşıldığı üzere okul çağında beslenme alışkanlıkları açısından çok yol kat edilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bu noktada öğretmenler ve veliler olarak bazı sorumluluklarımız bulunmaktadır. Bunların başında çocuklara yol göstermek açısından iyi birer örnek olmak gelmektedir. Kahvaltı menüsünde peynir, yumurta, zeytin, reçel, bal, pekmez, ekmek, süt veya taze sıkılmış meyve suyu, evde yapılmış kuru meyveli kek veya börek bulunabilir.Kahvaltıda şarküteri ürünleri tercih edilmemelidir. Hiçbir besleyici değerinin olmamasının yanı sıra yemeklerle birlikte tüketildiğinde demir emilimini engellediği için okul çocuğunun kahvaltısında çayın yeri yoktur. NASIL SAĞLIKLI BESLENME ALIŞKANLIĞI KAZANDIRILABİLİR? Öneriler: İyi örnek olmalı ve gerekirse kendi beslenme alışkanlığınızı bile değiştirmelisiniz. Çocuğunuz sizin yaptığınız davranışları örnek alacağını unutmayın. Siz baba veya anne olarak çocuğunuzun önünde süt içmezseniz veya herhangi bir besini sevmediğinizi söylerseniz, çocuğunuzun o besini sevmesi mucize olur. Öğrenciler için en önemli öğün kahvaltıdır. Çocukların her sabah düzenli olarak kahvaltı yapma alışkanlığı kazanmalarına özen gösterilmelidir. Eğer okulda verilen yemekler sebze ağırlıklı ise siz akşam tercihen etli bir yemek tercih edebilirsiniz. Eğer okulda etli bir yemek verilmiş ise akşama sebzeli bir yemek yapmak çok daha akıllıca olur. Eve cips-çikolata-asitli içecekler-hazır meyve suları gibi besinleri almayın. Çocuğunuzu bu tip gıdalarla ev ortamında karşılaştırmayın. Israr ederse onunla oturup bu tip besinlerin bünyesine nasıl zarar verdiğini uygun bir dille anlatın ama sakın korkutmayın. Gün boyu fiziksel ve zihinsel performansın en üst düzeyde tutulabilmesi, düzenli olarak ara ve ana öğünlerin tüketilmesi ile mümkündür. Bu nedenle, öğün atlanmamalıdır. Tüketilecek besinlerin, 3 ana, 2 ara öğünde alınması en uygun olanıdır. Okulda veya evde dinlenirken ve ders çalışırken açlık hissedildiğinde tüketilen besinlere dikkat edilmelidir. Örneğin, şeker ve şekerli besinler, cips, gazlı içecekler yerine süt, yoğurt, sütlü tatlılar, ekmek arası peynir, taze sıkılmış meyve suları ve kuru meyvelerin tüketiminin tercih edilmesi çocukların sağlıklı beslenmeleri açısından daha yararlıdır. Yaşam boyu her bireye önerdiğimiz gibi okul çağındaki bireylerde fiziksel aktivite yapmalıdır. Bırakın çocuğunuz koşsun, terlesin, oyun oynasın, bu bilgisayarın veya televizyonun başında oturmasından çok daha iyidir. Yemekler hazırlanırken buna çocuğunuzun da katılmasını sağlayın ve sofrayı beraber kurun. Özellikle yemeklerin ailecek yenmesi çocuğu yemeye teşvik eder. Çocuğunuzun tabağına yemeği direkt kendiniz koymayın, onun hangi yemekten ne kadar yemek istediğini sorun. Bu hem yemeği sevmesini hem de psikolojik olarak kendine güvenmesini sağlayacaktır. Okullarda uygulanan mönü örneklerini mutlaka isteyin. Mönülerde beslenme uzmanının onayı olup olmadığını sorgulayın. Çocukların gerek okul yönetimi gerekse de ebeveynleri tarafından sevdikleri herhangi bir spor dalı ile ilgilenmeleri teşvik edilmelidir. Çocukların televizyon veya bilgisayar karşısında geçen zamanları sınırlandırılarak, fiziksel aktivite zamanları artırılmalı. Çocukların okul kantinleri, büfe gibi yerlerden satın aldıkları besinlerin seçiminde de dikkatli olmaları gerekmektedir.Okul kantinlerinde sağlıklı besinlerin bulundurulması için okul yönetimi, öğretmen ve veliler işbirliği içinde olmalıdır. Eğer çocuğunuza okulda yemek verilmiyor ve evden götürülüyorsa; çocuğunuzun beslenme çantasına koyduğunuz besinlere önem gösterilmeli. Beslenme çantasını siz hazırlıyorsanız kek-kurabiye-börek-meyve suyu gibi besinler yerine “evde hazırlanmış sandviç + süt/ayran + meyve” tarzında daha düşük kalorili daha dengeli mönüler hazırlayın. Hazırlarken tam tahıllı sandviç ekmeği arasına; peynir veya ızgara köfte veya ızgara tavukla beraber yeşillikler konabilir. Yanında da ayran veya süt ile tüketilebilir. Ara öğün alışkanlığı kazandırın .Okul saatlerine göre sabah ile öğle arasında ve öğle ila akşam arasında ara öğün olarak tüketilmesi için mutlaka yanlarına, meyve, fındık veya ceviz, süt veya evde yapılmış meyveli kek tarzı gıdalar tercih edilebilir. Veya bu öğünlerde meyve-sandviç-süt-sütlü tatlı-sebze çubukları gibi alternatifler sunun. Sevmediği bir besin grubu varsa bir diyetisyene danışın. Yerine ne verebileceğinizle ilgili size yardımcı olacaktır. Evden taşıdıkları yemekleri temiz ve güvenilir bir yerde saklaması gerektiğini hatırlatın. Güneşten ve sınıftaki ısıtıcıdan uzak bir yerde saklamalarına dair uyarın. Çantasına mutlaka su koyun. Çikolata ve şeker yerine sütlü tatlıları, evde yapılmış meyveli süt veya yoğurtlar tercih edilmeli. Asla diyet için zorlayıcı olmayın ve çocuğu listelere mahkum etmeyin. Yavaş yavaş ve kademeli olarak alışkanlıklarını değiştirmeye çalışın. Çocuğunuzu diğer çocuklarla kıyaslamayın, onun ihtiyacı kadar olan, yiyebileceği porsiyon miktarlarını ayarlayın. Çocuğunuzun sağlığını düşünen siz aileler; çocuğunuzun hasta olmasını engellemek, obezite, kalp hastalığı, şeker hastalığı gibi hastalıklara çocuğunuzun şimdiden temel atmasını engellemek sizlerin ellerinde. “