Karabük Postası tarafından
04 Mart, 2016 15:07 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Ayhan’dan Başkan Aksoy’a Cevap

CHP Safranbolu İlçe Başkanı İbrahim Ayhan; Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy’un, Yerel bir TV kanalında yaptığı açıklamada kendi şahsına yönelik beyanlarda bulunduğunu söyledi. Bu beyanların kendisine cevap hakkı doğurduğunu ifade eden Başkan Ayhan, yaptığu açıklamada şunları söyledi: “Safranbolu Belediye başkanı Necdet Aksoy; şahsıma cevap hakkı doğuracak beyanlarda bulunmuştur. Beyanların konusu yakın zamanda Safranbolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığımız ve yerel medyanın da malumu olan suç duyurusuyla alakalıdır. Necdet Aksoy beyanında özetle: “Deli saçması iddialarla işleri olmadığını, iddiaları cevap vermeye değer bulmadığını, devletin savcısının hiçbir siyasi partinin müfettişi olmadığını” belirtmiştir. Öncelikle yaptığımız suç duyurusu, sayın başkanla uzunca bir süre beraber çalışan eski AKP Safranbolu İlçe Başkanı’nın beyanları üzerine yapılmıştır. Suç duyurusunun içeriğinde başkaca hiçbir hey yoktur. Başkanın “deli saçması” olarak nitelendirdiği ve “cevap vermeye değer bulmadığı” iddialar bizatihi eski ve "alnımız ak, yolumuz ak" dediği yolda beraber yürüdükleri önemli yol arkadaşlarından birisine aittir. İki şahıs arasındaki emeğe itibar ve vefa ilişkisini kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Ayrıca, iddialar adli sürece taşınmıştır ve savcılık makamı gerekli araştırmayı yapacaktır. Savcılık makamının, Safranbolu Belediyesi Başkanı dahil hiçbir kişi, kurum ve partinin beyanlarından etkilenmeyeceğine olan inancımız tamdır. Gönül isterdi ki, Safranbolu AKP eski ilçe başkanının iddialarına karşı, Safranbolu Belediye Başkanı -sıcağı sıcağına- kendisi hakkında suç duyurusunda bulunmuş ve kamuoyunu rahatlatmış olsaydı. Böylelikle Türkiye Cumhuriyeti tarihinden alıntı yapmak isteyen sayın başkan, bu şekildeki suç duyurularını örnek alarak daha isabetli bir gönderme yapmış olurdu.”

blank
Sevgi Özdemir tarafından
23 Nisan, 2025 16:56 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Faturalarımız tam, hizmet yarım

Bugün İstanbul bir kez daha sallandı. Kandilli Rasathanesi'ne göre 6.2 büyüklüğündeki deprem kısa sürdü ama etkisi derin oldu. Panik, endişe ve en önemlisi iletişimsizlik. Deprem olur olmaz herkes telefonu eline aldı, sevdiklerine ulaşmak istedi. Ama çoğumuz, sevdiklerimizi aradığımızda telefonlarımızda sadece sessizlikle karşılaştık. GSM operatörleri yine sınıfta kaldı.

Her ay düzenli olarak ödediğimiz yüzlerce liralık fatura, yalnızca konuşma ve internet değil, ihtiyaç anında çalışacak bir sistemin bedeli olmalı. Ama bugün gördük ki, o sistem en gerekli anda iflas ediyor. Bu sadece birkaç dakikalık bir kesintiden ibaret değil; milyonlarca insanın aynı anda sessizliğe mahkum edilmesi demek. Afet anında en çok ihtiyaç duyulan şey iletişimken, sesimizi duyuramamak demek yalnızca teknik bir sorun değil, bu yaşama tutunmaya çalışan insanların hayati bir bağdan koparılması demek.

Hatırlarsanız 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerde de aynı sorunu yaşadık. O gün yüz binlerce insan enkaz altında sevdiklerine ulaşmaya çalıştı. O gün de aynı tablo karşıladı bizleri. Yani bu bir ilk değil, ama ne yazık ki hâlâ bir son da değil.

6.2 büyüklüğündeki bugünkü depremde iletişim altyapısı bu kadar kolay çöktüyse, olası büyük İstanbul depreminde neyle karşılaşacağız?

Uzmanlar yıllardır bu depremin 7’nin üzerinde olacağını söylüyor. Durum böyleyken, GSM operatörleri hâlâ bu yükü kaldıramıyorsa, esas felakette sistem tamamen devre dışı mı kalacak? O zaman sadece binalar mı yıkılacak, yoksa iletişimsizlik yüzünden umutlarımız da mı enkaz altında kalacak?

Devamlı artan fiyatlar, paketlere eklenen "katma değerli hizmetler", 5G vaatleri… Hepsi güzel. Ama bu hizmetlerin en temel işlevi, acil durumlarda çalışması değil mi? İletişimin en çok gerektiği anda yok oluşu insanların can güvenliğine karşı işlenmiş ciddi bir ihmaldir.

Bu saatten sonra "yoğunluktan dolayı hatlar kilitlendi" bahanesi kimseyi tatmin etmiyor. Çünkü biz bu yoğunluğun ne zaman geleceğini biliyoruz: her depremde, her afette, her kriz anında. Bilinmeyen değil, beklenen bir senaryoya karşı hazırlıksız olmak, affedilir bir şey değildir.

Reklam filmlerinizdeki "gelecek burada" sözleriyle değil, kriz anlarında göstereceğiniz dayanıklılıkla güven kazanın. Çünkü biz artık her ay farklı bahanelerle artan fatura değil, karşılık istiyoruz.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.