Karabük Postası tarafından
16 Mayıs, 2014 08:23 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Belediye İş Sendikası’ndan İş Bırakma Eylemi

ZONGULDAK Belediye İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Tahsin Atayan, beraberinde belediyenin çeşitli birimlerinde çalışan işçiler ile birlikte Belediye Fen İşleri Müdürlüğü önünde iş bırakma eylemi gerçekleştirdi. Soma’da hayatlarını kaybeden maden işçileri için 3 dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açıklama yapan Belediye İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Tahsin Atayan, “İhmal olmasa, denetimsizlik olmasa, işçinin hayatı sudan ucuz olmasa bu cinayetler yaşanmazdı. Yetkililerin yaptığı açıklamaya göre, şu ana kadar 282 maden emekçisi yaşamını yitirmiş, 4’ü ağır, 57’yi aşkın işçi yaralanmış, 200’ü aşkın emekçi ise madende mahsur kalmıştır. Bu yürek yakan iş cinayeti bizleri derinden yaralamış ve yasa boğmuştur. Hükümet, özelleştirmelerle taşeronlaştırmalarla, sermayeye yeni rant alanları açarken, çalışma ilişkilerini güvensizleştirip, çalışma yasalarının dışında, denetimsiz işçi çalıştırmanın yolunu açan istihdam politikalarını temel çalışma sistemi haline getirmiştir. İstihdam politikaları konusunda kamuyu örnek alan özel sektör de denetimsizliği ve yasal boşlukları fırsat bilip, kölelik koşullarında işçi çalıştırmıştır. Soma’da ve ülkemizin bir çok yerinde yaşanan iş cinayetlerinin temel nedeni, milyonlarca işçinin açlıkla, işsizlikle tehdit edilerek, kölelik koşullarında ve denetimsiz çalıştırılmasıdır. Hükümet, TBMM gündeminde olan ve taşeronlaştırmayı daha da yaygınlaştırarak ülkemizi taşeron cumhuriyetine çevirecek olan yasayı derhal geri çekmeli, tüm çalışanlara kadrolu ve güvenceli bir iş için gerekli yasal düzenlemeleri derhal yapmalıdır. Ne yaparsanız yapın, ne derseniz deyin mızrak çuvala sığmayacaktır." dedi. "İhmal olmasa, denetim sizlik olmasa, işçinin hayatı sudan ucuz olmasa bu iş cinayeti yaşanmazdı." diyerek tepkisini dile getiren Atayan, şöyle devam etti: "İş cinayetinin gerekçesi olarak açıklanan trafo patlaması, eğer trafoya gerekli bakımlar yapılmış olsa, patlamaz, aşırı yüklenmeden kendini devre dışı bırakırdı. Çünkü madenlerde yeraltında kullanılan tüm aygıtlar, en küçük yangın ve patlama riskine karşı, belirli standartlara göre üretilir ve kullanılır, ihmal denetimsizlik, eğitimsizlik ve kar hırsı olmasa bu iş cinayetleri yaşanmazdı. Madenci ölümlerine, ‘güzel öldüler’ diyen, madenlerdeki iş cinayetlerini, ‘mesleğin fıtratı’ diye izah eden, bilimi dikkate almayan bir anlayış olmasaydı, aç gözlü şirketler bu kadar pervasızca işçileri ölüme yollayamazdı. Tek gayeleri, çocuklarına daha iyi bir gelecek hazırlamak, sofralarına bir lokma daha ekmek koyma olan ve yerin metrelerce altında ekmeğini taştan çıkaran Soma maden emekçilerinin yaşadığı bu iş cinayetinde hayatını kaybeden emekçi kardeşlerimize Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diler, madende mahsur kalan emekçilerin bir an önce sağ salim kurtulmasını temenni ederiz. Ülkemizin başı sağ olsun”
blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.