Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Gaspıralı’nın Torunu, Dedesini Anlattı

Gündem Yayın: 04.09.2015 15:01
Yazar:
Gaspıralı’nın Torunu, Dedesini Anlattı

Maturidi Yesevi Otağı İlmi ve Kelami Araştırmalar Derneği tarafından düzenlenen kurultaya katılan İsmail Gaspıralı’nın torunu Şahika Gaspıralı, İsmail Gaspıralı’yı anlattı.
Maturidi Yesevi Otağı İlmi ve Kelami Araştırmalar Derneği’nin 2.’sini düzenlediği kurultaya katılan ve kurultayın 2. gününde Eski Kültür ve Turizm Bakanı Namık Kemal Zeybek’in başkanlık yaptığı sunumda dedesi İsmail Gaspıralı’yı anlatan Şahika Gaspıralı, büyük düşünce adamı İsmail Gaspıralı’nın torunu olmaktan her daim gurur duyduğunu söyleyerek, “Dedem İsmail Bey Gaspıralı kurucusu olduğu ve o tarihlerde Bahçesaray’da ilk kez 1883 tarihinde yayınlanan Tercüman Gazetesi’nde ifadesini bulan ‘Dilde, Fikirde, İşte Birlik’ mefkuresi ile 20. yüzyıla reformist bir sıfatla ışık tutmuştur. Gaspıralı’ya göre dil her şeyin temeliydi. Zira tüm Türkler birbirinin dilini anlayacaktı ki fikirlerini anlatabilsin ve işbirliği gerçekleştirebilsin düşüncesindeydi. Ona göre fikir ve gaye yokluğu insanın cesaretini kırıp uyuşturarak zayıf düşmesine sebep oluyordu. Bugün bu mefkure tam anlamıyla hayata geçirilebilmiş olsaydı hiç şüphe yok ki Türk dünyası çok farklı bir yerde olabilirdi. Zaten Gaspıralı’nın bu ileri görüşleri o dönemde sadece Rusya’daki Türk azınlığı etkilemekle sınırlı kalmamış Mısır, Hindistan, Bulgaristan ve Avusturya’da da dernekler açmak ve konferanslar vermek şeklinde tezahür etmiştir” dedi.
GASPIRALI MÜSLÜMAN KIZLARIN DA OKUMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEMİŞ
Şahika Gaspıralı, İsmail Gaspıralı’nın 1895 yılında yazdığı ‘Aslan Kız’ ve 1897 yılında yazdığı ‘Çoban Kız’ isimli milli hikayelerde Müslüman kızların da erkekler gibi okumaları, milli şuur ve dini bilgi sahibi olmaları halinde aile ve toplum içinde layık oldukları yere gelebileceklerinin belirtildiğini ifade ederek, “Yazdığı pek çok makaleler ile halkı bu fikre alıştırmaya çalışmıştır. Bu doğrultuda oluşturmaya çalıştığı bilinç ve örgütlenmeleri ise o tarihlerde henüz 20 yaşında olan ve kendisi gibi ilerici kişiliğe sahip kızı Şefika Gaspıralı kanalı ile gerçekleştirmiştir. Babaannem Şefika Gaspıralı, babasının da yönlendirmesi ile her zaman kadın meseleleriyle yakından ilgilenmiş, onların sosyal ve politik yaşama tam ve eşit katılımlarına teminen öncü durumda olmuş. Gaspıralı’nın 1906 yılında kurmuş olduğu ilk Türk kadın dergisi Alem-i Nisvan’da idareci sıfatıyla görev alarak, medeni kanuna göre kadınların haklarını çocukların eğitim ve sağlığına ilişkin bilgileri, dünya kadınlarının aile hayatlarına ait haberleri ve Türkçe, Tatarca şiirler ile hikayeleri yayınlamıştır. Şefika Gaspıralı’nın yaşamını Rusya’da sürdürmesi olanaksız hale geldiği süreçte büyük önder Atatürk’ün Bakü’de temsilcilik açtırarak ünlü edebiyatçımız Memduh Şevket Esendal’ı temsilci atamasını takiben 1921 yılında Bakü’de zor şartlar altında yaşamını sürdürmeye çalışan Şefika hanım ve çocuklarına sahte Osmanlı Kimliği düzenlemek suretiyle bir askeri vagonla önce Kars’a oradan İstanbul’a getirterek Rusların elinden kurtarmıştır. Şüphe yoktur ki para, şöhret ve mekan için çalışmayan İsmail Gaspıralı bizlere hep gurur duyduğumuz ve duyacağımız ismini bizlere miras olarak bırakmıştır. 1914 yılında vefat eden İsmail Bey Gaspıralı muhteşem bir törenle zincirli medresenin bulunduğu yerde defnedilmişse de, mezarı Ruslar tarafından yok edilmiş ve çok sonraları bugünkü tahmini mezarı yaptırılmıştır” dedi.
Şahika Gaspıralı, büyük düşünce adamı büyük dedesi İsmail Gaspıralı, babaannesi Şefika Gaspıralı ve dedesi Nasip Bey Yusufbeyli’nin nurlar içinde yatması, Türk Dünyası’nın ‘Dilde, Fikirde, İşte Birlik’ olması dileğiyle sözlerine son verdi.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Kazada ölen kızlarının cenazesinin getirildiği evleri 6 yıl sonra kendilerine mezar oldu

Gündem Yayın: 03.05.2024 12:48
İhlas Haber Ajansı
Kazada ölen kızlarının cenazesinin getirildiği evleri 6 yıl sonra kendilerine mezar oldu

Bartın’da 9 gün önce engelli Tevfik Çetinbağ’ın hayatını kaybettiği yangında ağır yaralanan eşi de hayatını kaybetti. Çiftin 6 yıl önce evlat acısı yaşadıkları ortaya çıkarken, kazada ölen 9 yaşındaki kızlarının son kez cenazesinin getirildiği ev kendilerine mezar oldu.

Bartın’ın Kayadibikavlak köyü Örencik Mahallesi’nde bedensel engelli Tevfik Çetinbağ’ın evinde tüpten çıkan gaz nedeniyle yangın çıkmış, evde yatalak halde bulunan Tevfik Çetinbağ alevlerin arasında kalmıştı. Dışarı çıkarak yardım isteyen Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağı kurtarmak için yeniden alevlerin arasına dalmıştı. Olay yerine sevk edilen itfaiye, sağlık ve jandarma ekipleri tarafından müdahale edilen yangın kısa sürede söndürülürken, feci olayda Tevfik Çetinbağ hayatını kaybetmiş, Seher Çetinbağ ve Selim Çetinbağ ağır yaralı olarak kurtarılmıştı.

Ağır şekilde yaralanan Seher ve Selim Çetinbağ 112 ekiplerince yapılan ilk müdahalenin ardından önce Bartın Devlet Hastanesine ardından ise İstanbul Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesine sevk edilerek tedavi altına alınmıştı. Selim Çetinbağ’ın hayati tehlikesi sürürken, Seher Çetinbağ ise 9 gün süren yaşam mücadelesini kaybetti. Seher Çetinbağ’ın cenazesinin İstanbul’dan Bartın’ın Kayadibikavlak köyüne getirilerek, aynı yangında hayatını kaybeden kocasının mezarının yanına defin edileceği öğrenildi.

6 yıl önce ölen kızlarının tabutunun getirildiği ev kendilerine mezar oldu

Yangında hayatını kaybeden bedensel engelli Tevfik Çetinbağ ve eşi Seher Çetinbağ’ın 6 yıl önce evlat acısı yaşadıkları ortaya çıktı. 6 Nisan 2018 yılında Bartın Sipahiler Şehit Gürdal Çakır İlkokulu bahçesinde meydana gelen kazada, özel eğitim alan 9 yaşındaki Emine Çetinbağ’a servis aracı çarpmış, kazada hayatını kaybeden küçük kızın tabutu son kez evlerine götürülmüştü. Bedensel engelli baba tekerlekli sandalye ile evin dışına çıkarılan acılı baba Tevfik Çetinbağ, son kez evlerinin önüne getirilen kızının tabutu başında gözyaşı dökmüş, anne Seher Çetinbağ ise, “Benim kınalı kuzum, babaannene selam söyle” diyerek ettiği feryat yürekleri dağlamıştı.

Küçük kızın tabutunun getirildiği ev, olaydan 6 yıl sonra çıkan yangında tamamen kül olurken, küçük kızın evde yaşayan anne ve babası Tevfik ile Seher Çetinbağ yangında hayatını kaybetti.