Ihlas Haber Ajansı tarafından
16 Ekim, 2024 16:15 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Safran yaprağı atıkları bilime hizmet ediyor

Karabük Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden Dr. Öğretim Üyesi İlkay Buran, proje kapsamında Safran yapraklarının gıdalarda kullanımı, safran bitkisinin sağlık üzerindeki potansiyel etkilerini daha fazla göz önüne çıkaracağını söyledi.
Dr. Öğretim Üyesi İlkay Buran’ın “Enkapsüle Safran Yaprağı (Petal) Atıklarının Fermente Süt İçeceğinde Fonksiyonel Etkilerinin Araştırılması" başlıklı proje ile TÜBİTAK 2218 yurt içi doktora sonrası araştırma burs programı kapsamında destek almaya hak kazandı. Proje hem gıda israfını azaltmaya hem de tüketicilere daha sağlıklı ve besleyici ürünler sunmayı amaçlıyor.
UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesiyle özdeşleşen ve "dünyanın en pahalı baharatı" olarak adlandırılan safran, Safranbolu’nun asırlık mirası olarak sadece ekonomik bir değer değil, aynı zamanda sağlığa olan faydalarıyla da dikkat çekiyor.
Karabük Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi İlkay Buran, bu değerli bitkinin yaprak atıklarının gıda atığı olmaktan çıkarılarak fonksiyonel bir bileşene dönüştürülmesi için önemli bir çalışma başlattı.
Proje, safran yapraklarının enkapsülasyon yöntemiyle fermente süt içeceklerine eklenmesiyle bu içeceklere sağlık faydası sağlayacak yeni fonksiyonlar kazandırmayı hedefliyor.
Bilimsel İnovasyon: Gıda Atıklarının Dönüşümü
Dr. Öğretim Üyesi İlkay Buran’ın projesi, safran yaprağı gibi değerlendirilmeyen bitkisel atıkları fonksiyonel gıdalara dönüştürmeyi amaçlıyor. Bu kapsamda, safran yapraklarının biyoaktif özellikleri incelenerek fermente süt içeceklerine nasıl katkı sağladığı araştırılacak.
Safran yapraklarının gıdalarda kullanımı, safran bitkisinin sağlık üzerindeki potansiyel etkilerini daha fazla göz önüne çıkaracak. Proje kapsamında, fermente süt içecekleri üzerine yapılan araştırmalar, safranın sadece baharat olarak değil, aynı zamanda fonksiyonel bir sağlık bileşeni olarak da kullanılabileceğini gösteriyor.
Karabük Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi İlkay Buran, akademik çalışmaları kapsamında Safran üzerine hazırladıkları projede Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Şebnem Budak ve Karabük Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Avni Kırmacı ile birlikte çalıştıklarını belirtti.
Proje konusunun “Enkapsüle Safran Yaprağı (Petal) atıklarının fermente süt içeceğinde fonksiyonel etkilerinin araştırılması olduğunu söyleyen Buran, Ekim ve Kasım 2023’te hasat edilen Safran yapraklarını kurutup enkapsülasyon işlemiyle belirli solüsyonlardan geçirdiklerini ve ön deneme çalışmalarını başarıyla tamamladıktan sonra TÜBİTAK 2218 programına başvurduklarını ifade etti.
Dr. Öğretim Üyesi İlkay Buran, “Bu projede geçen ay sonuçlandı ve başarıyla bunu gerçekleştireceğiz. Safran, Batı Karadeniz’in en değerli bitkisi olarak bilinir ve ’kırmızı altın’ olarak adlandırılır. Bizim amacımız Safran zaten değerli fakat atık demeye bile kıyamadığımız bu taç yaprakları ve içerisindeki polenlerin ayrıştırıldıktan sonra değerlendirilmesini istedik. Safran zaten kendisi antioksidan ve fenolikçe zenginiydi. Acaba yapraklarında da aynı bileşenlere sahip mi diye çalışmalarını gerçekleştirdik. Bu projede süt ürünleri antioksidan ve fenolikçe zayıf olduğu için Safran yapraklarının enkapsülasyon sonrası fermente süt içeceğindeki kalite analizlerine gerçekleştireceğiz. Burada fiziksel, kimyasal, mikrobiolojik ve fonksiyonel nitelik taşıyan özellikleri değerlendirecek. Bununla birlikte duysal analiz parametrelerine bakılacak” dedi.
Safranbolu Safran’ının 2024 yılında coğrafi işaret almasının uluslararası bir önem taşıdığını da belirten Buran, “Biz de sürdürülebilirlik, atıkların değerlendirilmesi kapsamında bulunduğumuz bölgedeki ürünü değerlendirip bileşenlerinden faydalanmak istedik. Dolayısıyla fonksiyonel bir gıda demek sağlığa faydalı gıda bileşenlerini bünyemize alabilmek. Biz de bunun süt ürünüyle birlikte bir entegrasyonunu gerçekleştirmek istiyoruz” diye konuştu.

blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.