Kastamonu Üniversitesi’nden 16 ülkeden üniversiteler ile Erasmus toplantısı
Kastamonu Üniversitesi, uluslararasılaşma hedefleri çerçevesinde 16 ülkeden üniversitelerin katılımıyla Erasmus+ ICM (KA171) planlama toplantısı gerçekleştirdi.
Kastamonu Üniversitesi Erasmus Koordinatörlüğü, 16 ülkeden 20 üniversitenin katılımıyla Erasmus+ KA171 2023 projesi kapsamındaki ortak üniversitelere yönelik bir planlama ve bilgilendirme toplantısı düzenledi. Kastamonu Üniversitesi Dış İlişkiler ve Erasmus Koordinatörlüğü tarafından çevrimiçi olarak gerçekleştirilen toplantıya Bosna Hersek, Kosova, Azerbaycan, Gürcistan, Ukrayna, Cezayir, Ürdün, Çin, Endonezya, Nepal, Filipinler, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan ve Gana’dan ortak üniversiteler katıldı.
Toplantının başlangıcında katılımcılara Kastamonu Üniversitesi hakkında detaylı bilgiler verildi. Üniversitenin uluslararası öğrenci ve akademisyenlere sunduğu imkanlar, akademik programlar ve kültürel aktiviteler hakkında yapılan sunum yapıldı. Sunumun ardından Erasmus+ KA171 2023 Projesi’nin işleyişi hakkında bilgilendirme yapıldı. Bu sunumda, projenin amaçları, faaliyet alanları ve uygulanacak stratejiler detaylandırıldı. Ayrıca, proje kapsamında gerçekleştirilecek olan değişim programlarının nasıl işleyeceği ve katılımcı üniversitelerin bu süreçte nasıl rol alacakları hakkında bilgiler verildi.
Toplantının son bölümünde ise katılımcı üniversitelerin proje ile ilgili görüşleri alındı ve soruları yanıtlandı.
Milyonların gözü, işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun açıklayacağı rakamdaydı. Yapılan son toplantının ardından rakam yüzde 30'luk zamla 22 bin 104 TL olarak açıklandı. Asgari ücretin bu seviyede tutulması ise tepkileri beraberinde getirdi.
Milyonlarca çalışanın merakla beklediği yeni yıldan itibaren geçerli olacak asgari ücret için sürpriz karar çıktı. Yeni asgari ücretin yüzde 30 zamla 22 bin 104 TL olarak açıklanması emekçi kesim tarafından yeterli görünmezken, patronların taleplerinin önceliklendirildiği bu düzenleme çalışanların yaşam koşullarını iyileştirmekten uzak olarak değerlendirildi. Emeğiyle geçinen milyonlar, yine zorlu bir ekonomik mücadeleyle karşı karşıya kaldı.
CHP'DEN YENİ ASGARİ ÜCRETE TEPKİ
Asgari ücretin 22 bin 104 TL olarak açıklanmasına Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Karabük Milletvekili Cevdet Akay ile CHP İl Başkanı Vedat Yaşar ve Merkez İlçe Başkanı Ali Yavuz, sert tepki gösterdi.
AKAY: "ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETTİLER"
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, hükümeti eleştirerek, “İktidar, vatandaşlara ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyor. Biz buna asla izin vermeyeceğiz. Asgari ücretle yaşamaya mahkum edilen milyonların yanındayız,” dedi.
Akay, "Vatandaşları enflasyona ezdirmeyeceğiz" naraları atan İktidarın vatandaşları ezim ezim ezdiğini ifade ederek, Türkiye’de ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu olduğunu söyledi. “Türkiye'de ciddi bir enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu var.” diyen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e de tepki gösteren Akay, Bakan Şimşek'e “Bu krizi vatandaşın cebinde koca bir delik açarak mı çözmeyi düşünüyorsunuz?” diye sordu.
VEDAT YAŞAR: “BU ÜCRET SEFALETİN RESMİDİR”
CHP Karabük İl Başkanı Vedat Yaşar da yaptığı açıklamada; 22 bin 104 TL olarak açıklanan asgari ücretin kabul görmediğini belirterek, "Bu açıklanan ücret resmen sefalet ücretidir Gerçek enflasyonun % 80'lerde olduğu, TUİK'in açıkladığı enflasyonun bile % 47 olduğu bir ortamda verilen bu % 30’luk zam asgari ücretle çalışanları, Emekli, dul ve yetimleri iyice kuyunun dibine itmek açlık sınırının altına mahkum etmektir.Suriye üzerinden yapılan hamaset, mutfaktaki, çarşıdaki ekonomik yangını söndürmeye yetmeyecektir. Belirlediğiniz bu 22 bin 104 TL'lik sefalet ücreti altında halkımız yapılacak ilk erken seçimlerde sizleri de sandığın dibine kazanamayacağınız şekilde yerleştirecektir" dedi.
ALİ YAVUZ: “BU SİSTEM EKONOMİK KÖLELİKTİR”
CHP Merkez İlçe Başkanı Ali Yavuz da açıklanan asgari ücrete tepki göstererek,
"Bu ülkenin yönetiminde bir şey çok net: zenginler ödüllendirilir, emekçiler ezilir. 22.104 TL’lik asgari ücret kararı, çalışan kesimin açıkça hiçe sayıldığını ve sefalet içinde yaşamaya mahkum edildiğini kanıtlıyor. Bu karar, milyonların alın terine, emeğine, onuruna atılmış bir tokattır. İnsanca yaşama hakkını gasp eden bu sistemin adı, düpedüz ekonomik köleliktir.
%30’luk zam oranı, %47’yi aşan enflasyonun yanında komik bile değildir. Bu kararı alanlar, bir aileyi geçindirmek için gıda, kira, enerji ve diğer temel ihtiyaçlar için kaç para gerektiğini gerçekten biliyor mu? Yoksa saraylardan halka bakıp, "Bu kadarı yeter," mi diyorlar? Sormazlar mı: Siz bir ay boyunca bu parayla geçinmeyi dener misiniz?
Asgari ücretli, günün 12 saati, haftanın 6 günü çalışıyor ve karşılığında eline geçen parayla temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Kirasını ödedikten sonra mutfağına ekmek koymaya mı çalışsın, çocuğunun eğitim masraflarını mı karşılasın? Elektrik ve doğalgaz faturalarını ödeyemeyen insanlar karanlıkta mı otursun, soğukta mı donsun? Bu mudur sosyal devlet anlayışı?
Gelir dağılımı uçurumu, bu ülkenin utanç kaynağıdır. Lüks araçlar, devasa malikâneler içinde yaşayanlar için %30 zam, bir akşam yemeğinin hesabıdır. Ama asgari ücretle geçinen için bu rakam, bir ay boyunca karnını doyurup doyuramayacağını belirler. Zenginler servetlerine servet katarken, milyonlarca insanın sefalet içinde yaşamasını izlemek hangi vicdana sığar?
Hükümet, büyük sermayeye teşvikler dağıtırken, asgari ücretliye “sabır” öneriyor. Zenginlerin cennetinde sefahat sürerken, halkın cehenneme mahkûm edilmesi hangi adaletin ürünüdür?
CHP’nin asgari ücretin 30.000 TL olması gerektiği önerisi, haklı bir taleptir. Ama karşı çıkanlar hemen devreye giriyor: "Ekonomi bunu kaldıramaz!" İşçilerin emeğini sömürerek büyüyen bir ekonomi, insanlık onurunu zaten taşımıyordur. Büyük şirketlerin ve zenginlerin vergilerini artırmak yerine, işçinin sırtına daha fazla yük bindiren bir sistem, adaletsizlik ve açgözlülükten başka bir şey değildir.
Bu düzen böyle devam edemez. İnsanlar açlık sınırının altında yaşamaya, çocuklarına bir gelecek sunamamaya, borç batağında nefes alamamaya mecbur bırakılmış durumda. Bu sadece bir ekonomik kriz değil, insanlık onuruna karşı işlenmiş bir suçtur. Bu suça ortak olanlar, tarihe halkın emeğini sömürenler olarak geçecektir. Bu halk köle değildir. İnsanlar, sadaka değil, emeğinin karşılığını ister. Ekmek parası için çırpınırken yaşamaya değil, insanca yaşamaya hakkı vardır. Ve bu hak, söke söke alınacaktır" dedi.