Ihlas Haber Ajansı tarafından
03 Nisan, 2024 12:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Otobüs yazıhanesindeki köpek kavgasında 17 yaşındaki çocuk bıçaklandı

Samsun’da otobüs terminalindeki bir yazıhanede otobüsle köpek gönderme ücreti nedeniyle çıkan kavgada bıçaklanan 17 yaşındaki çocuk yaralandı.

Olay, İlkadım ilçesi Kıran Mahallesi Yusuf Ziya Yılmaz Şehirlerarası Otobüs Terminali içinde bulunan bir otobüs firması yazıhanesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sattığı köpek yavrusunu dayısı İ.Ç. ile birlikte yolcu otobüsü ile Tokat’a göndermek isteyen 17 yaşındaki A.Y., yolcu otobüsü firmasına köpeği teslim edip 350 lira da ücret ödedi. Otobüs firması çalışanları, köğeği satın alan Tokat’taki kadını telefonla arayarak, köpeği götürdüklerinde 650 lira daha ücret istedi. Köpeği satın alan kadın, durumu telefonla A.Y.’ye haber verdi. Otogara giden A.Y. ve dayısı ile firma çalışanları arasında kavga çıktı. Otobüs firması çalışanı A.B.(52), A.Y.’yi kasığından bıçakla yaraladı. Kanlar içinde kalan çocuk, ambulansla Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. A.B. ise Samsun Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından gözaltına alındı. Olay sırasında darp sonucu yaralanan otobüs firması çalışanı U.D. ise Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ayakta tedavi edildi.

Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

blank
blank
Tugay Kaban tarafından
07 Ocak, 2025 10:54 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Romanlar Ayırır

× Hıristiyan takvimine göre 11. Yüzyılda Avrupa’da en önemli sanat olarak gramerin yerine mantığı geçirdiler, bu değişim, bilimin edebiyat karşısında kazanacağı zaferin mütevazı bir girizgâhıydı. Peki o tarihten sonra insan aklının nasıl zımparalandığını görebiliyor muyuz? Bunu bize gösteren romanlardır.

× Hızlandıkça Azalıyorum romanının yazarı, kendisiyle röportaj yapan Bülent Ayyıldız’ın “Neden roman yazdınız?” sualine cevap verirken şöyle bir cümle kullanıyor, “Roman yazmak istememin nedeni, kendimi insan gibi hissetmememdi.” Yakın zamanda tercümesini bitirdiğim Napolyon Savaşları isimli eserde, Napolyon’un bir sözü iktibas ediliyor, “Dünyayı değiştirmek için çağrıldım!” Napolyon, Saint Helena adasında son yıllarını geçirirken, artık “tarih” denilen şeyi elinin tersiyle bir kenara itmişti ve yapması gereken tek şey olarak (kelimelerle olmasa da) tarihten daha ayırıcı bir eser vermek için çabalamaya başlamıştı: Geride bir hayat bırakmak. Bir roman misali, kendi hayatını sundu Napolyon.

× Tarih, ölülerin dirilişidir. Tarih ayırmaz! Neyi? Her şey zıddıyla kâimdir. O zaman tarih ile alâkalı bir mevzuu çözmek istiyorsak ‘roman’a bakmamız îcabediyor. Romanın tarihini yazmaya çalışanlara bakın mesela, ne gülünç hâllere düşüyorlar. Roman, dirilerin dirilişidir. Roman ayırır. Neyi? Yaşamak düşüncesini ve ölmek düşüncesini. Hem de hayat denilen musalla taşının üzerinde.

× Bugün, dünü bile yazamıyoruz. Tarih, bizi geleceğe zorla sürüklüyor! Roman, önce bugüne sarılıyor. Tarih merkezsizdir ve merkez değildir. Merkez olan ayırır. Bugünün içinde olan. Yani roman.

× Bütün doğumlar ve ölümler romanın mevzuudur. Tarihin mevzuu ise ancak doğum yahut ölüm günleridir. Siperde ölen asker romanın çerçevesindedir, tarihin çerçevesinde ise askerî konvoylar, okul anmaları ve resmî tatiller vardır.

× Yaşamak düşüncesini, ölmek düşüncesinden ayırmak ölümü unutturmak, ölmek düşüncesini de yaşamak düşüncesinden ayırmak yaşamayı unutturmak demek değildir. Her kalp iki eşit parçaya bölünmüş olarak atmaya başlar diye söylenir. Bunu görüp okuyamayacağız fakat romanları?

× #alikoçistifa

Tugay Kaban

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.