Ihlas Haber Ajansı tarafından
24 Mart, 2024 12:00 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Fındıkta zirai don tehlikesi

Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, fındıkta zirai don tehlikesinin devam ettiğini söyledi.
Ordu’da orta ve yüksek kesimlerinde etkili olan kar yağışının ardından bazı noktalarda fındık bahçeleri beyaz örtüyle kaplandı. Üreticiler zirai don tehlikesine karşı tedirgin olurken, gelecek olan 2-3 haftalık sürecin çok önemli olduğu belirtildi.

“Şu an için zirai don yok ancak tehlike devam ediyor”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, “Ordu’nun yüksek rakımlı ilçelerine dün ve bugün etkili olan kar yağışı devam ediyor. Yüksek rakımlı ilçelerde, fındık alanlarında kar var. Tabii, bu aylarda zirai don riski her zaman aklımızda. Geçen yıllarda mart ayında özellikle don olaylarını yaşadık. Karadeniz Bölgesi’nde zirai don açısından risk geçmiş değil. Şu an sahil ve orta kesimlerde kar yağışı yok ancak fındıklar da yapraklardı. Yüksek kesimlerde de tomurcuklar artık patladı. Zirai don olayı olursa fındıklar ciddi zarar görebilir” diye konuştu.

“10 yıl önce ciddi zarar olmuştu"
“Özellikle 2014 yılında 31 Mart tarihinde etkili olan ve 230 rakımlara kadar neredeyse sahile kadar kar yağışı inmişti” diyen Soydan, “O gece Ordu’da ve diğer illerimizde ciddi bir rekolte kaybı, zira don zararı ile karşı karşıya kaldık. Bu olayda 9 tane ilçede sıfır rekolte vardı, 230 rakıma kadar da zarar inmişti. İnşallah önümüzdeki 15 günlük süreç iyi geçer” ifadelerine yer verdi.

Meteorolojiden zirai don uyarısı
Öte yandan, Meteoroloji Samsun 10. Bölge Müdürlüğü’nün bildirdiği son ölçüm ve değerlendirmelere göre, 23 Mart 2024 Cumartesi günü akşam saatlerinden. 25 Mart 2024 Pazartesi günü sabah saatlerine kadar Ordu’nun iç ve yüksek kesimlerinde hafif, yer yer orta şiddette don hadisesi beklendiği belirtildi.

blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.