Ihlas Haber Ajansı tarafından
02 Şubat, 2024 10:36 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Bursa’da hırsızların bu taktiği ’pes’ dedirtti…Aracın panelini değiştirdiler

Bursa’da oyun salonundan 2 televizyon çalan abi kardeş hırsızlık zanlısının yakalanmamak için kullandıkları aracın ön panjurunu değiştirdikleri ortaya çıktı.

Olay, merkez Yıldırım ilçesi Erikli Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, oyun konsolu salonu işleten kişi, sabah dükkanı açtığında içeride 2 televizyonunun çalındığını fark edip durumu polise bildirdi. Bunun üzerine Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri harekete geçti. Ekipler dükkanın bulunduğu mahallede bulunan tüm güvenlik kameralarını didik didik inceledi. Yapılan incelemelerin sonunda şüphelilerin yakalanmamak için araçlarının ön kısmını değiştirdiklerini tespit edilmesiyle abi-kardeş şüphelilerden 21 adet suç kaydı olan İ.T. (31) ile 9 adet suç kaydı D.T., yapılan operasyonla kıskıvrak yakalandı.

Emniyete getirilen şüpheli abi-kardeş işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. D.T. tutuklanırken İ.T. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Çalınan iki televizyon ise sahibine teslim edildi.(İHA)

blank
blank
Tugay Kaban tarafından
07 Ocak, 2025 10:54 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Romanlar Ayırır

× Hıristiyan takvimine göre 11. Yüzyılda Avrupa’da en önemli sanat olarak gramerin yerine mantığı geçirdiler, bu değişim, bilimin edebiyat karşısında kazanacağı zaferin mütevazı bir girizgâhıydı. Peki o tarihten sonra insan aklının nasıl zımparalandığını görebiliyor muyuz? Bunu bize gösteren romanlardır.

× Hızlandıkça Azalıyorum romanının yazarı, kendisiyle röportaj yapan Bülent Ayyıldız’ın “Neden roman yazdınız?” sualine cevap verirken şöyle bir cümle kullanıyor, “Roman yazmak istememin nedeni, kendimi insan gibi hissetmememdi.” Yakın zamanda tercümesini bitirdiğim Napolyon Savaşları isimli eserde, Napolyon’un bir sözü iktibas ediliyor, “Dünyayı değiştirmek için çağrıldım!” Napolyon, Saint Helena adasında son yıllarını geçirirken, artık “tarih” denilen şeyi elinin tersiyle bir kenara itmişti ve yapması gereken tek şey olarak (kelimelerle olmasa da) tarihten daha ayırıcı bir eser vermek için çabalamaya başlamıştı: Geride bir hayat bırakmak. Bir roman misali, kendi hayatını sundu Napolyon.

× Tarih, ölülerin dirilişidir. Tarih ayırmaz! Neyi? Her şey zıddıyla kâimdir. O zaman tarih ile alâkalı bir mevzuu çözmek istiyorsak ‘roman’a bakmamız îcabediyor. Romanın tarihini yazmaya çalışanlara bakın mesela, ne gülünç hâllere düşüyorlar. Roman, dirilerin dirilişidir. Roman ayırır. Neyi? Yaşamak düşüncesini ve ölmek düşüncesini. Hem de hayat denilen musalla taşının üzerinde.

× Bugün, dünü bile yazamıyoruz. Tarih, bizi geleceğe zorla sürüklüyor! Roman, önce bugüne sarılıyor. Tarih merkezsizdir ve merkez değildir. Merkez olan ayırır. Bugünün içinde olan. Yani roman.

× Bütün doğumlar ve ölümler romanın mevzuudur. Tarihin mevzuu ise ancak doğum yahut ölüm günleridir. Siperde ölen asker romanın çerçevesindedir, tarihin çerçevesinde ise askerî konvoylar, okul anmaları ve resmî tatiller vardır.

× Yaşamak düşüncesini, ölmek düşüncesinden ayırmak ölümü unutturmak, ölmek düşüncesini de yaşamak düşüncesinden ayırmak yaşamayı unutturmak demek değildir. Her kalp iki eşit parçaya bölünmüş olarak atmaya başlar diye söylenir. Bunu görüp okuyamayacağız fakat romanları?

× #alikoçistifa

Tugay Kaban

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.