Ihlas Haber Ajansı tarafından
07 Ocak, 2024 08:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BARÜ’de “Gazze Soykırımı” sergisi

Bartın Üniversitesi’nde (BARÜ) öğrencilerin Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek amacıyla hazırladığı eserlerin yer aldığı karma resim sergisi büyük ilgi gördü.
Bartın Üniversitesi (BARÜ) Eğitim Fakültesi Resim İş Eğitimi Bölümü ve Bartın Meslek Yüksekokulu Tasarım Bölümü iş birliğinde “Gazze Soykırımı” konulu karma sergi düzenlendi. Serginin açılışına Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, Bartın İl Müftüsü Ömer Keskin, Diyanet İşleri Başkanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yatırım Emlak ve Teknik Hizmetler Daire Başkanı Hamit Albayrak, Diyanet İşleri Başkanlığı Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Zeynel Abidin Akduman, üniversite personeli ve öğrenciler katıldı.
“İsrail tüm dünyanın gözleri önünde insanlık suçu işliyor”
Serginin hazırlanmasında emeği geçenleri tebrik eden Milletvekili Aldatmaz, İsrail’in doğrudan sivillere yönelik saldırıları sonucunda bugüne kadar çoğu bebek, çocuk ve kadın olmak üzere binlerce kişinin hayatını kaybettiğini söyledi. Aldatmaz, “Gazzeli kardeşlerimiz çok büyük bir zulme maruz bırakılıyor. İsrail, tüm dünyanın gözleri önünde bir milleti katletmeye yönelik saldırılarla insanlık suçu işliyor. Demokrasinin beşiği olma iddiasındaki ülkeler bu kıyıma göz yumuyor ve destek veriyor. Türkiye olarak ilk günden bu yana insani, adaletli ve onurlu bir tavırla bu durumun karşısında olduk. Gazzeli kardeşlerimizin hakkını her platformda sonuna kadar savunacağız” dedi.
Rektör Uzun, öğrencileri hassasiyetleri dolayısıyla tebrik etti
Her bir çalışmaya acı, zulüm ve çaresizliğin yansıdığı sergiyi katılımcılar ile gezerek bilgi alan Rektör Uzun, eser sahibi öğrencileri yaşanan drama sessiz kalmayarak hazırladıkları çalışmalar ve sağduyulu yaklaşımları için tebrik etti. Filistin’de İsrail’in 7 Ekim’den beri aralıksız olarak yaptığı soykırıma her platformda tepki göstermeye devam ettiklerini belirten Rektör Uzun, ”Uluslararası kamuoyunun gözü önünde gerçekleştirilen bu saldırılarla aralarında bebek ve çocukların da olduğu on binlerce kişinin katledilmesi tahammül edilemez bir noktaya ulaşmıştır. Hepimiz insan olmakla olmamak arasındaki bu mücadelenin bir parçasıyız. Bugün burada akademisyen ve öğrencilerimiz de çalışmalarıyla Gazze’de yaşanılan zulmü, acıyı ve dökülen gözyaşlarını yüreğimizde hissetmemizi sağladı. Bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen akademik ve idari insan kaynağımızla birlikte tüm öğrencilerimize teşekkür ediyorum” diye konuştu.
60 farklı eserle Gazze’deki dram aktarıldı
Kutlubey Yerleşkesi Eğitim Fakültesi Sergi Salonunda açılan sergide; İsrail’in saldırılarıyla Gazze’de savaşa tanık olan çocukların içinde bulundukları zorlu şartlar ile yaşadıkları travmalar farklı tekniklerde hazırlanan eserlerle aktarıldı. Sergide; karakalem, yağlı ve akrilik boya teknikleriyle yapılan resimler ile grafik tasarım programları aracılığıyla hazırlanan afişlerin aralarında bulunduğu 60 eser yer aldı.
Filistin halkına uygulanan katliam kınandı. Gazze’de yaşanan katliama sessiz kalmamak, Filistin konusunda farkındalık bilincini oluşturmak amacıyla eserlerini sergileyen öğrenciler, eserlerinin başında durarak ziyaretçilere çalışmalarını anlattı. Afişlerde yer alan: “Savaşamazsın ama boykot edebilirsin”, “Mavi gökyüzünde kırmızı gün”, “Çocukları bombalamak nefsi müdafaa değildir”, “İnsaniyet öldü Filistin direniyor” sloganlarıyla uluslararası hukuka ve vicdani değerlere aykırı olarak İsrail’in Filistin halkına uyguladığı zulüm ve soykırım kınandı.
Sergide ayrıca BARÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun’un ABD’de ifade özgürlüğünü savunan rektörlerin uğradıkları baskıyla istifaya zorlanmasını kınadığı Türkçe, Arapça ve İngilizce olarak yayınlanan mesajlara da yer verildi.
Serginin gezilmesinin ardından Milletvekili Aldatmaz ve Rektör Uzun ile Diyanet İşleri Başkanlığından yetkililer Kutlubey Yerleşkesinde yapımı devam eden Fatih Sultan Mehmet Camisini ziyaret ederek incelemelerde bulundu.

blank
Sevgi Özdemir tarafından
23 Nisan, 2025 16:56 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Faturalarımız tam, hizmet yarım

Bugün İstanbul bir kez daha sallandı. Kandilli Rasathanesi'ne göre 6.2 büyüklüğündeki deprem kısa sürdü ama etkisi derin oldu. Panik, endişe ve en önemlisi iletişimsizlik. Deprem olur olmaz herkes telefonu eline aldı, sevdiklerine ulaşmak istedi. Ama çoğumuz, sevdiklerimizi aradığımızda telefonlarımızda sadece sessizlikle karşılaştık. GSM operatörleri yine sınıfta kaldı.

Her ay düzenli olarak ödediğimiz yüzlerce liralık fatura, yalnızca konuşma ve internet değil, ihtiyaç anında çalışacak bir sistemin bedeli olmalı. Ama bugün gördük ki, o sistem en gerekli anda iflas ediyor. Bu sadece birkaç dakikalık bir kesintiden ibaret değil; milyonlarca insanın aynı anda sessizliğe mahkum edilmesi demek. Afet anında en çok ihtiyaç duyulan şey iletişimken, sesimizi duyuramamak demek yalnızca teknik bir sorun değil, bu yaşama tutunmaya çalışan insanların hayati bir bağdan koparılması demek.

Hatırlarsanız 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerde de aynı sorunu yaşadık. O gün yüz binlerce insan enkaz altında sevdiklerine ulaşmaya çalıştı. O gün de aynı tablo karşıladı bizleri. Yani bu bir ilk değil, ama ne yazık ki hâlâ bir son da değil.

6.2 büyüklüğündeki bugünkü depremde iletişim altyapısı bu kadar kolay çöktüyse, olası büyük İstanbul depreminde neyle karşılaşacağız?

Uzmanlar yıllardır bu depremin 7’nin üzerinde olacağını söylüyor. Durum böyleyken, GSM operatörleri hâlâ bu yükü kaldıramıyorsa, esas felakette sistem tamamen devre dışı mı kalacak? O zaman sadece binalar mı yıkılacak, yoksa iletişimsizlik yüzünden umutlarımız da mı enkaz altında kalacak?

Devamlı artan fiyatlar, paketlere eklenen "katma değerli hizmetler", 5G vaatleri… Hepsi güzel. Ama bu hizmetlerin en temel işlevi, acil durumlarda çalışması değil mi? İletişimin en çok gerektiği anda yok oluşu insanların can güvenliğine karşı işlenmiş ciddi bir ihmaldir.

Bu saatten sonra "yoğunluktan dolayı hatlar kilitlendi" bahanesi kimseyi tatmin etmiyor. Çünkü biz bu yoğunluğun ne zaman geleceğini biliyoruz: her depremde, her afette, her kriz anında. Bilinmeyen değil, beklenen bir senaryoya karşı hazırlıksız olmak, affedilir bir şey değildir.

Reklam filmlerinizdeki "gelecek burada" sözleriyle değil, kriz anlarında göstereceğiniz dayanıklılıkla güven kazanın. Çünkü biz artık her ay farklı bahanelerle artan fatura değil, karşılık istiyoruz.

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.