Karabük Postası tarafından
26 Ekim, 2023 13:14 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Yeşilçam’ın ünlü isimlerinden İsrail saldırılarına kınama

Yeşilçam’ın unutulmaz sanatçıları Perihan Savaş ve Ediz Hun, İsrail’in Filistin halkına saldırılarını kınadı.   Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğünün desteğiyle Yozgat Valiliği himayesinde Bozok Üniversitesi Rektörlüğü, Oran Kalkınma Ajansı paydaşlığında ve Sinema Okuryazarları Derneği yürütücülüğünde 25-28 Ekim günleri arasında düzenlenecek olan "2. Bozok Film Festivali" başladı. Bozok Film Festivali’nin açılış programı Erdoğan Akdağ Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Açılış programı öncesi Yeşilçam’ın usta isimlerinden Perihan Savaş ve Ediz Hun, öğrencilerle söyleşi programında bir araya geldi.   Programda Bozok Film Festivali’nde değerlendirilmeye hak kazanan filmlerden ve Yeşilçam’ın unutulmaz isimleri Perihan Savaş ve Ediz Hun’un rol aldığı filmlerden kısa kesitlere yer verildi. Ayrıca programda Yozgat’ı anlatan tanıtım filmi de yayınlandı. Programın sonunda Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan ve Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar, Yeşilçam’ın usta isimlerine plaket ve hediye verdi.       Festival gelecek yıl daha geniş çapta yapılacak   Bozok Film Festivali’nin ilerleyen senelerde daha geniş çerçevede yapılacağını söyleyen Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, "Bu güzelim coğrafyamızda zaman zaman acılarla, sevinçlerle yaşamaya ve al bayrağımızı dalgalandırmaya devam ediyoruz. Tabii bu güzelliklerin bu yaşanmışlıkların baki kalması, anlatılması hem de kuşaktan kuşağa aktarılması için en önemli unsurlardan birisi Türk sinemasıdır. Geçen yıl da arkadaşlarımız ilimizi, coğrafyamızı hem de insanımızın özünü anlatmak için Bozok Film Festivalini başlatmışlar. Bizler de bu vesile ile bugünkü programda emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Bu programı önümüzdeki yıllarda hem sinema hem türkü hem de tiyatro festivali olarak devam ettireceğiz" dedi.       "Televizyon ve sinema kanunu bir an önce çıkmalı"   Sinema ve tiyatroya en önemli desteğin ancak film festivalleriyle sağlanacağını söyleyen Perihan Savaş ise, her ilin bir festivalinin olması gerektiğine değindi. Televizyon ve sinema kanunun bir an önce çıkması gerektiğini de belirten Savaş, “Biz televizyonlarda filmlerimiz oynadığı zaman telif haklarımızı alamıyoruz. Bazen birçok kanal bizim yapmış olduğumuz filmlerimizi, dizilerimizi oynatıyor ama telif haklarımız yok. Bu hala çıkmamış durumda. Bir ülke kendini, kendi adetlerini örflerini ancak sanatla anlatabilir. Ancak sanatla diğer ülkelere ulaşabilir. Bunun için de sanatın ne kadar çok arkasında durulursa o kadar iyi" diye konuştu.       "Çok feci bir savaş suçudur"   İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını da kınayan Savaş, “Bu bir soykırım, ben bunu bir soykırım olarak görüyorum. Daha önce bu soykırımı yaşamış millet olarak İsrail’in bu soykırımı başlatmaları ve devam ettirmeleri çok feci bir savaş suçudur. Bu saldırıların bir an önce durdurulmasını istiyorum. İnsanlar ve çocuklar orada çok kötü durumdalar. Artık İsrail’in durması gerekiyor, bütün ülkeler elini taşın altına koymalı” ifadelerine yer verdi.       "İnsanlık dışı bir davranış"   Festivale katılmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Ediz Hun da İsrail’in saldırılarının insanlık dışı bir davranış olduğunu vurgulayarak, "İsrail’in bu davranışı kabul edilemez. İnsanlar yok ediliyor, insanın doğumu için 9 ay 10 gün gerekiyor ama o insanı bir an da yok ediyorsunuz. Böyle bir şeyin olmasını istemiyoruz. Biz Almanların Hitler mezalimini kınıyoruz, 6 milyon Yahudi’yi katletti diye. O ölenlerin hürmetine bu katliamı Netanyahu’nun yapmaması gerekiyor. Ben kınıyorum. Bir an evvel barışın sağlanması gerekiyor. Mutafa Kemal Atatürk’ün büyüklüğü de ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ sözünden geliyor, çok önemli bir söz. İnsan çok değerli bir varlıktır. Ona kıymet vereceğiz, onu yok etmek değil yaşatmak için çalışacağız. Bunun için şiddetle İsrail’i kınıyorum, saldırıların kabul edilir yanı yok. Ayrıca ABD’nin de tutumunu kınıyorum" diye konuştu. (İHA)   Yeşilçam’ın ünlü isimlerinden İsrail’e kınama

blank
İsmail AKCA tarafından
10 Nisan, 2025 01:38 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

BİZE 3 NİSAN YETER..!

Uzun zamandır alışkın değildi bu şehir sazlı sözlü 3 Nisan kutlamalarına,

Yabancılaştık bu tür kutlamalara ama hatırlayacağız yeniden böyle etkinlikleri, birlikte eğlenmeyi ve bu durumu gelenek haline getirmeyi.

Şehrin sahipsizliği ve eşraf yokluğu hep konuşulur, yazılır, çizilir. Bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan ve ben Karabüklüyüm diyen bir halkın şehir olma savaşını görmek isterdik. Lakin maalesef henüz görebilmiş değiliz o arzuyu, isteği, hevesi.

Yine de, Teşekkürler Özkan Başkan…

Türkiye’de ağır sanayinin odak noktası Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve şehrin kuruluşunun yıldönümünü belleğine yerleştiremeyen Karabük, Karabüklüler gününü nasıl kutlayacak anlamış değilim.

Ticaret ve Sanayi Odasındaki toplantıda Vali Mustafa Yavuz’un önerisi ile 7 Ağustos günü Karabüklüler günü olarak kabul edilmiş, çok tuhaf!

Bana kalsa özentiden başka bir şey değil…

Ağustos ayı nereden çıktı ayrı mesele, o tarihte bu şehirde kimi bulacaksında bu günü Karabüklüler günü olarak kutlayacaksın ayrı mesele.

Şunu diyorsanız belki anlarım, Karabüklüler Günü şehirde değil de sosyal medyada kutlansın, sanal kutlansın, halk katılmasa da olur, o da başka bir garabet.

3 Nisan her platformda Karabük ve Kardemir’in kuruluş günü olarak kabul edildiğine göre, ayrıca bir başka tarihte Karabüklüler gününe ne gerek var? Şayet illa Karabüklüler Günü diye bir gün kutlamak istiyorsanız buyurun 3 Nisan’da kutlayalım.

Bu plaka merakı nereden geliyor. Tuhaf..!

Bakın bizim bir Üniversitemiz var.

Bu şehrin üniversitesi ve bünyesinde binlerce öğrenci ve öğretmeni barındıran Karabük’ün bacasız fabrikası.

Bu sözüm, bu şehri ve üniversiteyi şekilden şekle sokan bir zihniyete dur demek yerine alkış tutan ve susanlaradır, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyenleredir.

Bu şehre, bu şehrin halkına, değerlerine dil uzatanlara sessiz kalanlar, bu şehrin dilsiz şeytanlarıdır.

Karabük Üniversitesi şehir merkezine bir fakülte açma kararı aldı.

Karabük Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya ile Rektör Fatih Kırışık inisiyatif alarak şehir merkezine fakülte ya da fakülteler kurma kararı aldı. Tartışılabilir lakin bizce güzel karar, günden güne ölüp giden şehri canlandırabilir.

Eften-püften işlerle uğraşacağınıza şehrin ağır abilerini bir araya getirip şehir merkezini canlandırın. Öğrenciyi şehir merkezine çekecek projeler üretin, şehir bambaşka bir havaya bürünsün, cıvıl cıvıl, rengarenk görüntüler ortaya çıksın.

Safranbolu önümüzde en güzel örnektir.

Bir Sağlık Meslek Yüksekokulu Üniversite kampüs alanına geri gidiyor diye ilçe ayağa kalktı, şehrine sahip çıkıyor.

Neden..?

Esnafın en önemli gelir kapısından biri kapanmasın diye.

Peki biz ne yapıyoruz..?

İpe sapa gelmez işlerle uğraşmaktan şehre faydası olacak asıl konulara değinmiyoruz, değinemiyoruz..!

Ne 3 Nisan’da, ne 23 Nisan’da, ne 19 Mayıs’ta, ne 30 Ağustos’ta, ne de 29 Ekim’de yapılan törenlerde zoraki katılan protokol ve öğrencilerin haricinde kimseler olmuyor, halkı bu tür etkinliklere çekemiyoruz.

Lütfen kendimizi kandırmayalım.

Allah aşkına boş işlerle uğraşmayalım,

Bu şehir ve bu şehrin insanı için neler yapabiliriz bunu konuşalım, buna kafa yoralım.

Yaygın basında “3 Nisan Sanayi Günü” değerlendirmesi yapılıyor,

Çok güzel, ama

Bu şehrin üniversitesini düşürdüğümüz hale bir bakmamız gerekmiyor mu?

Dün, Burhanettin Uysal vardı, Refik Polat vardı.

Bugün Fatih Kırışık var

Yarın o da gider. Karabük Üniversitesi kalır.

Bu şehrin kıymetini ve değerlerini bilmek lazım…

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.