Ihlas Haber Ajansı tarafından
13 Ekim, 2023 16:24 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Doğu Karadeniz Bölgesinde artan ayı saldırılarına karşı uzmanlardan öneriler

Doğu Karadeniz’de son zamanlarda artan ayı saldırıları ile ilgili açıklamalarda bulunan Artvin Çoruh Üniversitesi Artvin Meslek Yüksekokulu Avcılık ve Yaban Hayatı Programı Dr. Öğr. Üyesi Yasin Uçarlı, bölgede problem çıkaran ayıların tespit edilerek bu ayılara yönelik tedbir alınması gerektiğini söyledi.
Yapılan bilimsel çalışmalarla ayı popülâsyonunun Kafkasya bölgelerinde bin kilometrekarede 50 birey yaşarken, Doğu Karadeniz bölgesinde ise bu rakamın 150’ye kadar çıktığını ifade eden Uçarlı, bu rakamların Avrupa ve Amerika bölgelerinde daha yüksek olduğunu belirtti.

"Yerleşim yerlerine hiç selam vermeyen yaklaşmayan ayılar var"
Dr. Yasin Uçarlı ”Bölgemize baktığımızda ilkbahar ve sonbahar dönemleri bu tarz vakaların bir tık daha fazla yaşanmış olduğunu dönemleri kapsamakta. Aslında hayvanın kendi yaşam döngüsüne baktığımızda ilkbahar dönemi kış uykusundan kalktıktan sonra biraz daha hızlı beslenme ihtiyacı ortaya çıktığından dolayı biraz daha agresif tutum sergileyebiliyor. Totale baktığımızda aslında tüm hayvanlar aynı davranışı göstermiyor. Burada, bilimsel çalışmalardaki tasmalarla yaptığımız takip çalışmalarında birey bazında farklılıkların olduğunu gördük. Yani yerleşim yerlerinin yakınlarını kullanan hayvanlarda olabilir ama yerleşim yerlerine hiç selam vermeden kendi hayat döngüsünü kullanan devam eden bireylere de rastlıyoruz. Bu anlamda bir genelleme çok sağlıklı olmayabilir. Totale baktığımızda bu bölgede özellikle vadi tabanlarının hem ilkbahar hem sonbahar dönemlerinde buna bağlı olarak yerleşim yerlerini daha fazla kullandığını söyleyebiliriz” dedi.

"Problem çıkartan bireyler varsa bunlar belirlendikten sonra yasal yollarla uyutularak başka habitatlara transferi yapılabilir"
Uçarlı, ülke genelindeki ayı popülâsyonuna ait yapılan bilimsel çalışmalar hakkında da bilgiler vererek şunları söyledi:
“Popülasyon büyüklüğü ile alakalı yapılan bilimsel çalışmalar ise Kafkasya bölgesinde ortalama popülasyon yoğunluğu ortalama bin kilometrekare alanda 50 bireye yakın olduğuna dair bilimsel çalışmalar söz konusu. Ancak bizim coğrafyamızda Doğu Karadeniz bölgesinde 100-150 bandında birey sayısının bin kilometrekare alanda olduğuna dair bilimsel çalışmalar var. Avrupa’da çok daha büyük popülâsyonun olduğu bölgeler söz konusu. Amerika’da yine popülasyonun daha yoğun olduğu bölgeler söz konusu. Burada popülâsyonun geneliyle ilgili düzenlemelerden öte aslında temelde şuanda birey bazında düzenlemeler söz konusudur burada. Yani problem çıkartan bireyler varsa bunlar belirlendikten sonra yasal yollarla uyutularak başka habitatlara transferi söz konusu olabilir veya diğer avcılık yöntemleriyle popülâsyondan çıkartılması söz konusu olabilir. Gerçekçi olmak gerekir ki burada öncelik insan sağlığındadır.”

Ayılar son olarak Atabarı Kayak Merkezi’ne zarar verdi
Artvin’de kış turizminin önemli merkezlerinden olan Atabarı Kayak Merkezi’ne giren ayılar buradaki binalara maddi hasar verdi. Kayak merkezinde bulunan 112 Sağlık, Artvin Çoruh Üniversitesi Kayak Odası, AFAD ve Orman Dairesine ait binalara gece yarısı giren ayı kapı ve pencereleri parçalayarak dolaplarda yiyecek aradı.
Konuyla ilgili bilgi veren Artvin Çoruh Üniversitesi, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu öğretim görevlisi Fikri Özkan, “15 yıldır kayak merkezi açık daha önce hiç böyle bir saldırı olmamıştı” dedi.
Özkan “Son günlerde ilimizde gerek komşu illerde sık sık insanlara, bal üreticilerine, büyük ve küçükbaş hayvanlara saldırdığını duyuyoruz son günlerde. Bizde bundan nasiplenmiş olduk. Gayet doğal bizim için çünkü onların mekânındayız doğanın ortasındayız. 15 yıldır kayak merkezi açık daha önce hiç böyle bir saldırı olmamıştı. Kayak evine ve diğer kurum binalarına bayağı hasar verdi. Biz de bunu duyup geldik. İyi ki burada değildik çünkü genelde bu haftalarda doğa sporları topluluğu olarak hazırlıklarımız olacaktı ve genelde burada hazırlık yapıyor olurduk ama o akşam burada olmadığımıza seviniyoruz“ ifadelerini kullandı.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Asuman Doğan tarafından
04 Mayıs, 2025 13:51 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Safranbolu’nun Özgün Mimarisi Kayboluyor

Safranbolu’nun tarihi dokusu korunmaya çalışılırken, yeni yapı ve satışlar endişe yaratıyor.

Safranbolu, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan ve Osmanlı döneminden kalma özgün mimarisiyle kent ölçeğinde koruma altında yer alıyor.
Bölgenin kültürel ve turistik değerlerini koruma amacıyla yapılan restorasyon çalışmaları ve projeler, bölgeyi hareketlendirse de, son zamanlarda bahçeli iki katlı evlerin satılık ilanlarıyla yer alması ve yeni yapıların geleneksel mimariye uygun olmaması endişe yaratıyor.
Emlak piyasasında yaşanan hareketlilik, Safranbolu’nun özgünlüğünü tehdit ediyor. Konakların bakım ve restorasyon maliyetlerinin yüksek olması, ev sahiplerini satışa yönlendiriyor. Bu durum, emlak piyasasında hareketlilik sağlarken, aynı zamanda bölgenin mimari bütünlüğüne zarar verme riski taşıyor. Çarşı ve Bağlar bölgelerindeki evlerin satılık ilanlarında yer alması ise bazı endişeleri açığa çıkarıyor. Çünkü o sokaktaki evlerin birçoğu artık kaderine terk edildi.
Emlak sektörünün önde gelen isimleri, Safranbolu’nun mimari kimliğinin korunması gerektiğine vurgu yapıyor. Karabük’te Emlakçı Hakan Ayhan şu değerlendirmeyi yaptı:
-“Bölgedeki restorasyon çalışmaları ve emlak hareketliliği, geleneksel mimarinin sürekliliğini tehdit ediyor”
Ayhan: "Safranbolu’da özellikle tarihi konakların restorasyonu ile satışı artarken, yeni yapıların geleneksel Türk evi mimarisine uygun yapılmaması ise endişe yaratıyor. Miras yoluyla hissedarlar arttıkça, bazı evlerin önünde satılık ilanı yazılarının daha da çoğaldığını görüyoruz. Ancak, bölgenin kimliğine uygun olmayan projeler, turizm açısından olumsuz etkiler yaratabilir. Bu nedenle, hem alıcılar hem de satıcılar çok daha bilinçli olmalı, restorasyon ve inşaatlarda geleneksel mimarinin esas alınması gerekiyor." dedi.
Safranbolu’da tarihi konaklarda satılık yazısının artmasıyla birlikte, hem turizm destinasyonunu hem de mahalle sakinlerini olumsuz etkilediği görülüyor. Safranbolu’nun özgün mimari yapısının korunmasının önemine vurgu yapan, Emlakçı Ayhan ile yapılan görüşmede, bölgedeki satış trendleri ve mimari uyum konuları detaylandırıldı.
Ayhan sözlerine şöyle devam etti:
"Ünlü sanatçı Hakan Peker’in restore ettiği ev gibi, bölgedeki tarihi konakların aslına uygun restore edilmesi, hem bölgenin kültürel değerlerinin korunması hem de turizm gelirlerinin artması açısından büyük önem taşıyor. Ama herkes bu duyarlılıkta olmayabiliyor ya da duyarlı oluyor ancak maddi açıdan imkanı sınırlı kalıyor. Bu konuda tarihi bir evin satışında, aslına uygun yenilenmesi şartı konularak, bununda en geç 1 yıl gibi bir sürede yapılması gerekebilir. İtalya’da bugün 1 Euro’ya ev alıyorsunuz deniliyor ama aslına uygun yenilenmeyi şart koşuyor. Burada bu uygulamaları ancak bilinçli alıcılar üstleniyor. Evlerde yaşam olmadıkça satın alınmasının bir manası da kalmıyor. Sit alanındaki evi koruma altında değilse villa tarzı geniş balkonlu, garaj kapılı ve özgün duvarların yıkıldığı modern yapılar yapılıyor, bu yapılar geleneksel yapıya uygun olmadığında, bölgenin bütünlüğüne ve özgünlüğüne zarar veriyor."
Emlakçıların, Safranbolu’nun kent dokusunun korunması adına, yerel yönetimler ve inşaat sektörü ile birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Ayhan, ayrıca bölgedeki emlak piyasasının sürdürülebilirliği için, restorasyon ve yeni yapımların geleneksel mimariye uygun olarak yapılması gerektiğine işaret ediyor.
Safranbolu’da, tarihi mirasın korunması ve ekonomiye katkı sağlayacak doğru adımların atılması, bölgenin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Gelişmeleri yakından takip edecek bağımsız bir denetim mekanizmasının, bölgenin turizm ve emlak piyasasının, kültürel miras değerleri çerçevesinde şekillenmesinde rol alması bekleniyor.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.