Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Suriye’de Türkiye’ye ait SİHA’yı terörle mücadele ederken düşürecek kadar ferasetini kaybeden bir anlayış var. Biz seninle NATO’da beraber değil miyiz? ‘Görmedim, bilmedim, farkında değilim.’ Bunu nasıl söylersin. Amerika nere, İsrail-Filistin nere? Ne işin var senin orada. Amerika gibi ülkeye barışı tesis mi yakışır, yoksa oraya benzinle, körükle gitmek mi yakışır?” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen Türkiye Gençlik Vakfı Teşkilat Buluşması’nda konuştu. Seçim sürecinde sığınmacıların hedef gösterildiği provokasyonların olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm bunlara rağmen her iki seçimde de milletimizin teveccühüne mazhar olmayı başardık. Siz bize sandıkta sahip çıktınız biz de sizin için çalışmaya hizmet etmeye davam edeceğiz. Önümüzdeki 5 seneyi cumhurbaşkanlığındaki ustalık dönemimiz olarak görüyoruz. Bu dönemimizde hedefimiz Türkiye Yüzyılı’nın inşasıdır. Son 21 yılda bunun alt yapısını zaten kurmuştuk. Ulaşımdan savunmaya, eğitimden sağlığa her alanda ülkemizin eksikliklerini büyük ölçüde tamamlamıştık. Şimdi bunu Türkiye Yüzyılı şiarı ile yeni bir safhaya taşıyoruz. Seçimlerden sonra Kabinemizi bu vizyona göre oluşturduk, bakan yardımcılarımızı ve bürokratlarımızı buna göre tayin ettik. Milletvekili ve parti yönetimimizi buna göre belirledik. Hamlelerimizi bu vizyona ulaşma hedefiyle planlıyoruz. Ne yapıyorsak Türkiye Yüzyılının hayata geçirilmesi için yapıyor, tüm adımlarımızı buna göre yapıyoruz” dedi. “Gençler milletimizin ümididir derken hamaset yapmıyoruz hakikati dile getiriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençler geleceğimizin teminatıdır diyorsak Türkiye’nin teminatı sizler olduğunuz için bunu söylüyoruz. En büyük zenginliğimiz gençler derken popülist beklentilerle değil, tüm kalbimizle inandığımız için dillendiriyoruz. Sizlere baktığımızda sizlerin pırıl pırıl parıldayan şu gözlerinizde neyi görüyorsak onu dilimizle de onu ifade diyoruz. Ne 40 yılı aşan siyasi hayatımız ne de 21 yıllık iktidar dönemimizde kibirle kesinlikle yaklaşmadık. Gençlerimize birilerinin dediği gibi tıpış tıpış gidip şunu yapacaksınız böyle davranacaksınız asla demedik. İçinde debelendiği dipsiz karanlığa gençleri de çekmeye çalışan kifayetsiz muhterisler gibi olmadık. Seçim döneminde gençlerin demokrat dedesi lafıyla ortada dolaşanların iş gençlere güvenip görev vermeye gelinde nasıl sırra kadem bastıklarının hepimiz şahidiyiz. Gençlerin sırtından geçinen bu tufeylilerin ne ülke gibi ne millet gibi ne de gençlerin meseleleri gibi gündemlerinin olmadığı aşikardır. Bunların tek dertleri gayri ahlaki yollarla getirildikleri koltuklarını korumaktır. Gördünüz otobüsün üzerinden koltuk atıyor öbürü koltuğu bırakmamak için yapmadık işler. Bizim böyle derdimiz yok. Hayatın her alnında gençlerimize alan açmanın, destek olmanın onların dinamizmini, heyecanını, şevkini ülkenin ve milletin hayrına yönlendirmenin mücadelesini verdik” açıklamasını yaptı. "Daima sizlerin yanında olduk” Derslik sayısını 343 binden 620 bine, üniversite sayısını 76 dan 208 e, yüksek öğrenim yurt yatak kapasitesini 182 binden 950 bine, gençlik merkezi sayısını 9’dan 469 ‘a toplam spor tesisi sayısını bin 575’ten 4 bin 350’ ye, Araştırma Geliştirme Merkezi sayısını 0’dan bin 298’e , tasarım merkezi sayısını 0’dan 326’ya, TEKNOPARK sayısını 2’den 100’e çıkartarak gençlerin yanında olduklarını söyleyen Erdoğan, “TÜBİTAK burs programlarımızla 2023 yılında 26 bin 632 lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencisine 730 milyon lira destek aktardık. Star programı ile bugüne kadar 6 bin 60 öğrenci, 3 bin 200 projede görev aldı. Bireysel genç girişimci desteğimizle toplam 2 bin 140 şirket kuruldu” dedi. “Aile ve gençlik bankasının kuruluşuna dair kanun teklifini Cumhur İttifakı olarak yakında meclise sunacağız” Örgün eğitimdeki gençlere vaat ettikleri cep telefonu ve bilgisayar desteği ile ücretsiz 10 gb’lık internet sözlerini tuttuklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Aile ve gençlik bankasının kuruluşuna dair kanun teklifini de Cumhur İttifakı olarak yakında meclise sunacağız. Deprem bölgesini pilot bölge belirlediğimiz bankayla, depremzede gençlerimizin yuva kurmalarına yardımcı olacağız. Türkiye Yüzyılının mimarı olacağına inandığımız siz genç kardeşlerimizi için tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız. Okuyan, araştıran, sorgulayan, araştıran, bilime, sanata, spora, kültüre meraklı milli ve manevi değerlere sahip gençlerimizin hayallerini gerçekleştirmelerinin önünde hiçbir engel bırakmıyoruz.” “İmkan verince neleri başardıklarını görüyoruz” Önceki hafta en sonuncusunu İzmir’de düzenlenen, TEKNOFEST’e ülke gençliğinin nasıl büyük hedefleri olduğunu bir kez daha gördüklerini söyleyen Erdoğan, “1 milyon 200 bine yakın genç TEKNOFEST’i gezdi, ziyaret etti. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına bir selam mahiyetinde İstanbul, Ankara ve İzmir’de tertiplenen festivali çoğu genç toplam 4,6 milyon insanımız ziyaret etti. İmkan verildiğinde bu ülkenin gençlerinin neleri başaracağına şahitlik ettik. Şimdi bu alanda yeni bir adım daha atıyoruz. Uluslararası Uzay Kongresi’nin 77’ncisine inşallah 2026 yılında Antalya’da ev sahipliği yapacağız” dedi. ABD’ye SİHA tepkisi ABD’ye SİHA tepkisini bir kez daha yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgemiz son dönemde oldukça sancılı ve sıkıntı günler geçiriyoruz. Bugün itibariyle Rusya-Ukrayna savaşı 595 gününü geride bıraktı. Neredeyse 600 gündür iki komşumuz arasında çatışmalar sürüyor. Suriyeli kardeşlerimiz 12 yıldır barışa, huzura ve sükunete hasret bir şekilde; bir kısmı içeride, bir kısmı başka ülkelerdir. Ama gerçekten zor şartlar altında hayata tutunmaya çalışıyor. Bir tarafta bölücü Terör örgütünün saldırıları, diğer tarafta rejimin aralıksız bombardımanıyla milyonlarca mazlum hayatta kalma mücadelesidir. Diğer komşumuz Irak, Amerikan işgalinden beri etnik köken ve mezhep temelli gerilimlerden kendini kurtaramadı. Yemen’den Libya’ya birçok kardeş coğrafyada maalesef istikrarsızlık, çatışma ve gerilim var” açıklamasını yaptı. “Nerede bir zulüm varsa durdurmaya, nerede kanayan bir yara varsa merhem olmaya çalışıyoruz” Türkiye’nin tamamıyla tarihi, beşeri, coğrafi ve dini bağlarının olduğu bu topraklardaki hadiselerden doğrudan etkilendiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nerede bir zulüm varsa durdurmaya, nerede kanayan bir yara varsa merhem olmaya çalışıyoruz. Gönül coğrafyamızın tamamındaki olaylara ve gelişmelere bu zaviyeden bakıyoruz. Kim olursa olsun mazluma sahip çıkıyoruz. Düşenin elinden tutup kaldırmayı, Mazlumlara, mağdurlara ve tüm insanlığa karşı öncelikli vazifemiz olarak görüyoruz. Asırlardır adalet ve hakkaniyet sapmamış bir millet olarak İsrail-Filistin geriliminde de tavrımız bu yöndedir. Üç gündür gerek bölge gerek dünya liderleriyle görüşüyoruz, konuşmalar yapıyoruz. Çocuk, kadın vs. ama düşünün, şu an itibariyle Gazze’de su yok, ekmek yok, gıda yok. Bütün bunlar İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine ters, nerede Batı? Herhangi bir bu noktada aldıkları tedbir var mı? Bu da yok. Şimdi ne diyorlar? Amerika uçak gemisi gönderiyor şimdi ikinci uçak gemisi de gelir. Amerika nere; Akdeniz, İsrail-Filistin nere? Ne işin var senin orada. Amerika gibi bir ülkeye barışı tesis mi yakışır, yoksa oraya benzinle, körükle gitmek mi yakışır? Amerika’dan beklenen nedir? Bu.. ama düşünün. Türkiye’ye ait Suriye’de bir SİHA’yı terörle mücadele ederken düşürecek kadar ferasetini kaybeden bir anlayış var. Biz seninle NATO’yla beraber değil miyiz? NATO’da beraber olduğun Türkiye’nin SİHA’sını terörle mücadele eden bu ülkenin SİHA’sını nasıl düşürürsünüz? ‘Görmedim, bilmedim, farkında değilim’ Bunu nasıl söylersin? Bakın biz kriz, ilk patlak verdiğinde tüm tarafları itidalle hareket etmeye çalıştık. Telefon diplomasisiyle çatışmalara, diyalog yoluyla çözüm bulmaya geldik. Bugüne kadar devlet ve hükümet başkanı seviyesinde on üç liderle telefon görüşmem oldu” diye konuştu. "Sisi ile bu konuyu görüştük, aynı şekilde Muhammed Bin Zayed ile görüştük, Katar Emiriyle görüştük" Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dışişleri Bakanımız bir taraftan MİT Başkanımız bir taraftan muhataplarıyla irtibata geçerek görüşmelere devam ediyor. Neler yapabiliriz? Bunun üzerinde durduk. Düşünün, Mısır’ın Refah Kapısını bombaladılar. Buradan insani yardım gönderme noktasında adım atalım bunun çalışmasını, yapalım dedik. Sayın Sisi ile bu konuyu görüştük. Bugün aynı şekilde Muhammed Bin Zayed ile görüştük. Katar Emiriyle görüştük. Birlikte beraber neler yapabiliriz bunları konuştuk. Atacağımız adımlar var. Bu insanlar susuz, bu insanlar gıdasız İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde bunlara yönelik atılması gereken adımları gerektiren görevler var. Ama bunların asla öyle bir derdi yok, ama bizim var.” “Hamaset peşine düşmeden, tüm bölgemize sıçrama riski olan bu ateşi bir an önce söndürmenin derdindeyiz” Sivillere yönelik eylemleri tasvip etmediklerini açık ve net bir şekilde ifade ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamaset peşine düşmeden, tüm bölgemize sıçrama riski olan bu ateşi bir an önce söndürmenin derdindeyiz. Bugünde aynı yerde duruyoruz. Orantısız şiddettin, daha fazla şiddete, daha fazla acıya, daha fazla yıkıma, daha fazla istikrarsızlığa sebep olacağı söylüyoruz. Gazze’de yaşananlar tam olarak budur. Gazzeli kardeşlerime yönelik katliam derecesine varan saldırıların hiçbir izahı olamaz. Toplam 360 kilometre karelik dar bir alanda yaşayan 2 milyon Gazzeli’nin elektriğini, suyunu, akaryakıtını, gıdasını kesmek ne insanidir, ne vicdanidir ne de bunun savaş hukukunda yer vardır. Sene 1947 ve sene 2023 sürekli olarak İsrail buraları işgal ederek ne yaptı? Şu andaki ufacık bir yere Filistin’i mahkum etti. Olması gereken ne? 67 sınırları içerisine Filistin’i kavuşturmaktır” şeklinde konuştu. Sonuncu ne kadar sen yakıcı olursa olsun hiçbir eylemin böyle bir zulmü haklı kılmayacağının altını çizen Erdoğan, “Devletler ile örgütleri ayıran en temel özellik; uluslararası hukuka ve insani değerlere olan bağlılıktır. Örgütlerden farklı olarak devletler, savaş hukukuyla insan haklarına riayet etmekle mükelleftir. Bu çizginin giderek kaybolduğunu görüyoruz. İçinde binlerce askerin, uçağın, silahın olduğu uçak gemisinin göndererek ne yapmak istiyorsunuz? Filistin halkına yönelik insani yardımları durdurarak ne yapmak istiyorsunuz? Gazze’de yaşanan insani trajediye kör ve sağır kesilerek barışa hizmet edilmeyeceği açıktır. Biz bu çatışmaların, bu saldırıların daha fazla büyümesini ve Allah korusun bölgemize yayılmasını istemiyoruz. Bölgede söz ve etki sahibi tüm aktörleri körü körüne birilerini desteklemek yerine gerilimi düşürmek için çaba harcamaya çağırıyoruz. Türkiye olarak Gazzeli kardeşlerimize, insani yardım malzemesi ulaştırmak için de çabalarımızı yoğunlaştırdık” değerlendirmesinde bulundu. (İHA)