Pedagog-Psikolog Peri Dilbaz, "Birlik'te Miras" programının özel konuğu olarak Esra Oğuzkağan Özkan'ın sorularını yanıtladı. Her perşembe uzman görüşüyle programda değerlendirme ve açıklamalar yapacak olan Dilbaz, katılımcılara faydalı bilgiler sunmayı hedefliyor. Pedagog-Psikolog Peri Dilbaz, "İki tür çocuk vardır. İlki okulu severek, heyecanla okula giden çocuk vardır. Bir de okulu sevmeyen çocuk vardır. Biz bugün ikinci türdeki okulu sevmeyen çocuk hakkında konuşacağız. Bunların dinamikleri de farklıdır. Çocuğun okulun ilk haftasından okula gitmemesinin nedenleri, güvende hissetmeme öğretmenle-öğrencilerle bağ kuramamış olabilir. Seperasyon anksiyetesi (Ayrılık kaygısı) başlıyor. İkinci haftasından itibaren uyum sağlayamama durumunun nedeni de yetersizlik hissi vardır. Çocuğun yetersizlik hissini ortadan kaldıracak olan anne ve babadır. Bunu başarırlarsa çocukları okulda zorlanmayacaklardır. Genelde esnek ailede büyüyen çocuğun ailesini kolayca yönlendirdiği gibi okulda öğretmenini ve öğrencilerini yönlendirmeye başlıyor. Ancak bu durumda okulun kural ve disiplinine uyum sağlamıyor. Bu kez de çocukta yetersizlik hissi başlıyor ve okuldan kaçıyor. Anne ve babalar sağlıklı bir şekilde çocuklarına sınır çizecekler. Çocuklarına iyi bir eğitim vermek istiyorsa, vereceğim ipuçlarını mutlaka değerlendirsinler. İlk önce anne ve baba yani ebeveynler sağlıklı olacak. Tutumları, sağlıklı iletişime geçmeleri, okula başlamadan evvel çocuklarını çok iyi tanımaları gerekir. Bu bilgilerin öğretmenlerine verilmesi lazım. Çocukların eğitimdeki kilit nokta aileden geçer. Çocukların uyum sağlayamaması güvende hissetmemede ayrılık kaygısı yaşıyor. 0-3 yaş arası çocuğun belirli bir düzeyde korku ve kaygı yaşıyorsa normaldir. Eğer çocuk hiç kaygı taşımıyorsa bu da normal değil. İlişki kurdukça örneğin parkta, okulda çocuk kaygılarını zamanla aşıyorsa normaldir. Eğer aile bireyleri kaygılıysa çocukta kaygılı oluyor. Özellikle 4 yaş sonrası hala anneye, babaya yapışık yaşıyorsa sorun var demektir. Seperasyon anksiyetesi; çocuğun evden ya da evde bağlandığı kişiden ayrılmaya bağlı olarak gelişim düzeyine göre beklenenden fazla ve yineleyici anksiyete duyması şeklinde tanımlanabilir. Bu çocuklar, annelerinden ayrılmak istemezler adeta onlara yapışık bir şekilde yaşamlarını sürdürürler. Bununla ilgili yardımı anne ile çocuk beraber almalıdır. Sadece çocuk değil, anne ve babada psikolojik destek almalıdır. Önce anne ve baba kendilerini tanımalı ve çocuk yetiştirmek için sorumluluk sahibi olmalıdır. Her çocuk özel bir çocuktur. Eğer anne baba iyiyse çocukta iyidir. Her şey anne ve babadan başlıyor. Çocuk ailede neyi görüyorsa onu yansıtıyor. ” dedi. Seperasyon anksiyetesi durumunda anne, baba ve çocuğun birlikte yardım alması önerildi. Her çocuğun özel olduğu ve anne babanın tutumlarının çocuğun gelişimi üzerinde büyük etkisi olduğu vurgulandı. Çocukların başarılı olduğu konularda eğitim aldırılması, eksik olduğu konularda ise eksik yönlerini başarısızlık gibi yansıtılmaması gerektiğine değinildi. Pedagog Psikolog Dilbaz, çocukların bu dönemde güvenli ve stabil bir ortama ihtiyaç duyduğunu ve özellikle seperasyon anksiyetesi durumunda anne, baba ve çocuğun birlikte çalışarak, çocuğun bu zorlu süreci atlatmasına yardımcı olabileceğini belirtti. (Esra Oğuzkağan Özkan) https://www.youtube.com/watch?v=6nWJLGSSl4k