Karabük Postası tarafından
11 Temmuz, 2023 15:43 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

KBÜ’den Karbon Ayak İzi Hesaplama Projesi

Karabük Üniversitesi, CarbonIT (Karbon Ayak İzi Hesaplama Yazılımı) ile sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak amacıyla strateji geliştirmek, atıkları azaltmak, enerji tasarrufuna özen göstermek, çevre dostu kararlar alıp uygulamak ve çevre dostu bir geleceğe katkıda bulunmak için sera gazı envanterinin çıkarılması ve karbon ayak izinin hesaplanması projesini hayata geçirdi. Küresel iklim değişikliğinin temel nedeni, dünyanın ısısını koruyan sera gazı emisyonlarındaki insan faaliyetleridir. Günlük yaşamın her alanında kullanılan fosil kaynaklı enerjiler ile her geçen gün iklim değişikliğine sebep olunmaktadır. Enerji tüketiminin önceki senelere göre ortalama %40 oranında artış gösterdiği günümüzde, enerjinin %80’i fosil kaynaklı üretim tesislerinden sağlanmaktadır. Bu kapsamda 2015 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Konferansı’nda 195 ülkenin onayıyla kabul edilen Paris Anlaşması, iklim değişikliğine dair küresel çapta verilen mücadelede tarihsel bir dönüm noktasıdır. Anlaşma ile iklim değişikliğinin azaltılması, sıcaklık artışının sabit tutulması ve azaltılması amaçlanmaktadır. Paris Anlaşmasına göre her ülke küresel ısınmayı azaltmak için yapacağı katkıyı belirlemeli, planlamalı ve düzenli olarak raporlamalıdır. Bu kapsamda Karabük Üniversitesinde Ankara Bilgi Teknolojileri ile birlikte üç ay gibi bir sürede gerçekleştirilen proje kapsamında envanteri oluşturacak olan verilerin tespiti için sahada analiz çalışması yapıldı, hesaplamaya konu olabilecek kirleticiler belirlendi. Karabük Üniversitesi bünyesinde bulunan akademik ve idari birimlerde yürütülmekte olan faaliyetlerden kaynaklanan kurumsal karbon ayak izi hesaplanmasının ilgili birimlerden toplanan veriler doğrultusunda Ankara Bilgi Teknolojileri tarafından hazırlanan yazılım ile hesaplanmasına ilişkin faaliyetler sonucunda uluslararası standartlara uygun olarak gerekli raporlama faaliyetleri gerçekleştirildi. Karbon ayak izi hesaplaması sürecinde, Üniversitenin faaliyetlerinden makine-ekipman, atık yönetimi, giyim, toplu taşımadan kaynaklı emisyonlar, akademik faaliyetler için yapılan ziyaretlere ilişkin konaklama ve ulaşım emisyonları, AR-GE faaliyetleri gibi birçok etken dikkate alınarak doğrudan ve dolaylı emisyon kaynakları belirlendi. Bununla birlikte yenilenebilir enerjiden ve diğer enerji kaynaklarından elde edilecek verim, emisyon azaltıcı projeler ve azaltım hedeflerine yönelik çalışmalar yürütüldü. Bu kapsamda bulut sisteminde oluşturulan uygulamayla, envantere esas teşkil edecek verilerin girişi yapılarak hesaplama işlemleri gerçekleştirildi, yapılan hesaplama sonuçlarına göre “Sera Gazı Envanter Raporu” oluşturuldu. Proje kapsamında ayrıca sera gazı envanterinin ne olduğu, envanter oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği, doğrudan ve dolaylı kirleticilerinin belirlenmesinde uygulanacak yöntemler, karbon ayak izi hesaplama yöntemleri ve proje ile sunulan uygulamanın kullanımı hakkında Ankara Bilgi Teknolojileri personeli tarafından Üniversite personeline teorik ve uygulamalı eğitimler verildi. Karabük Üniversitesi, CarbonIT (Karbon Ayak İzi Hesaplama Yazılımı) aracılığıyla yapılan bu çalışma ile doğal kaynakların tüketimi ile atıkları azaltan politikaları ve davranışları destekleyerek bu kaynakları gelecek nesiller için güvence altına almayı ve sürdürülebilir çevre dostu bir gelecek için katkıda bulunmayı hedefliyor. (Haber Merkezi)    

blank
İlyas Erbay tarafından
10 Nisan, 2025 14:34 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

DESTEKLE BİLE ZOR AYAKTA DURUYOR, YAZIK !

SGK açıklarını aktüeryal denge sistemiyle kapatamıyor. Gelirler giderleri karşılamaktan çok uzak. Aktüeryal denge; sosyal güvenlik sisteminin finansmanı ve sistemden hak sahiplerine sağlanacak hakların karşılıklı mali durumunu tanımlar. Dengenin bozulması, sosyal güvenlik sisteminin yetersizleşmesi ve giderek çökmesi anlamını taşır.

Türkiye'de çalışan nüfusun yeteri kadar artmaması, buna karşılık emekli sayısındaki anormal artış SGK yı fena halde zorluyor. SGK Hazine desteği ile zar zor ayakta duruyor.
Açık katlanarak artmaya devam ediyor. SGK'nın hazineye yükü son 1 yılda 2 ye katlandı. 2024 yılı Ocak ayında 7 milyar 396 milyon olan açık 2025 Ocak ayında 16 milyar 44 milyona yükseldi.
Ocak ayındaki 417 milyar liralık giderin 290 milyar lirasını emeklilere ödenen maaşlar oluşturdu.
Açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren emeklilerin aylıkları 2002 yılındaki seviyelere çıkarılsa, daha açık ifade ile gerçek enflasyon düzeyinde zam almış olsalardı; SGK nın açıkları kat kat daha yüksek olacaktı. Bu haliyle bile Hazine için büyük yük olarak görülen emekli maaşlarında artış beklemek hayal olur. Sistem maalesef aktüeryal olarak sağlıklı işletilememiştir.
Gelir ve gider dengesizliğinden bunu açıkça görüyoruz.

Kısa vadede çalışan nüfusun en az 2 katına çıkarılması mevcut sistemde mümkün değil. İstihdamı büyük oranda artıracak yani 2 ye katlayacak ciddi bir faaliyet yok!

Gelişmiş ülkelerde 3-4 çalışana bir emekli düşerken, Türkiye'de bu oran neredeyse kafa kafaya; yanılmıyorsam son verilere göre 1.3 çalışana 1 emekli düşüyordu. Çalışanlar Türkiye'de emeklileri finanse edemiyor. Gelmiş geçmiş tüm iktidarların oy kaygısıyla uyguladıkları popülist politikaların acı sonucu budur.
Ne yazık ki, bu politikalar uygulanmaya devam ediyor Son örneğini EYT de gördük.

SGK gelirlerinin yeteri kadar yüksek olmamasının önemli nedenlerinden biri de vergi toplamada ki sıkıntı. SSK yeteri kadar vergi toplayamıyor. Ülkenin kaymağını yiyen yüksek gelir sahipleri ya vergi vermiyor yada çok az veriyor. Bu da yetmez gibi bunların milyarlarca lira vergi borcu affediliyor.

Özel hastanelerin SGK ya yükü nü de unutmayalım.
Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanan 2022 Sağlık İstatistikleri Yıllığı’nda yer alan veriler, AKP iktidarı döneminde kamunun sağlık hizmetlerindeki payının giderek azaldığını ortaya koyuyor. Verilere göre Türkiye genelinde hastanelerin yüzde 59’u Sağlık Bakanlığı’na bağlı, yüzde 37’si özel sektörde, yüzde 4’ü ise üniversitelerde bulunuyor. AKP’nin iktidara geldiği 2002’den 2022’ye kadar kamu hastanesi sayısındaki artış yüzde 18.22 olarak gerçekleşirken özel hastane sayısındaki artış yüzde 111.7 olarak gerçekleşti. Özel hastane sayısı 2002’de 271 iken 2022 yılında 572 oldu.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezinin (DİSK-AR) ''Özel hastanelerin SGK'ye yükü tırmanıyor'' başlıklı araştırma bültenine göre, 2024'ün ilk altı ayında Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) özel hastanelere yaptığı ödemenin payı yüzde 153 yükseldi. Devlet ikinci basamak hastaneleri için yapılan ödemenin payı ise yüzde 53,9'a düştü.

Bu kadar çarpıklığa, programsızlığa, plansızlığa rağmen bu ülkenin kurumları nasıl ayakta duruyor? Anlamak mümkün değil.

İlyas Erbay

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.