Karabük Postası tarafından
08 Nisan, 2023 16:15 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Ankara’da, 8 asırlık sanatı “Bir pirinç tanesinin hikayesi” diyerek yaşatmaya çalışıyor

Beypazarı’nın genç zanaatkarı Zehra Özkan, 13. yüzyıldan günümüze kadar gelen Mevlana’nın sanatını “Bir pirinç tanesinin hikayesi” diyerek yaşatmaya çalışıyor.

Ankara’nın Beypazarı ilçesinde unutulmaya yüz tutmuş pirinç sanatını yaşatan Zehra Özkan, bölgenin tek, ülkenin ise sayılı zanaatkarlarından olduğunu belirterek, “Benden sonrakilere bu sanatı aktarmak istiyorum” dedi.

Üniversiteden mezun olduktan sonra memleketi Beypazarı’na geri dönerek pirinç tanesi üzerine yazı yazma sanatını öğrenen Zehra Özkan, ustasının başka bir şehre taşınmasıyla bölgedeki tek zanaatkar oldu. Genç yaşında unutulmaya yüz tutmuş el sanatını icra ederek kendisine gelir kapısı oluşturan Özkan, pirincin üzerine yazdığı yazıyı su damlası, ampul ve kalp gibi cam objelerin içine yerleştirdikten sonra içini su ile doldurup satışa sunuyor.

blank

Yerli ve yabancı turistlerin genellikle sevdikleri ya da kaybettikleri yakınlarının isimlerini boyunlarında taşımak için kendisine geldiklerini belirten Özkan, Mevlana’nın pirinç tanesi üzerine “Besmele-i şerif” yazarak başlattığı bu sanatı devam ettirmekten memnun olduğunu dile getirdi. Yaptığı sanatı “Bir pirinç tanesinin hikayesi” olarak adlandıran Özkan, pirinç tanesinin üzerindeki yazının 17 yıl boyunca kaybolmayacağını söyledi.

blank

“El emeği olan şeylerin tükenmemesi gerektiğine inanıyorum”

Türkiye genelinde de az sayıda kişinin bu sanatı icra ettiğini dile getiren genç zanaatkar, el emeğinin eskisi kadar değer görmediğini belirterek, “El emeği gerektiren şeylerin maalesef değeri azaldığı için ve uğraş gerektirdiği için yapan çok az kişi var. Beypazarı’nda yapan tek kişi benim. Ankara genelinde yapan kişiler de var. Ben kaç kişiler bilmiyorum ama çok az rastlanan zor bir şey. Ben de, benden sonrakilere bunu aktarmak istiyorum tabii ki. Çünkü güzel bir şey, sanat ve el emeği olan şeylerin tükenmemesi gerektiğine inanıyorum” dedi.

blank

Öte yandan, icra ettiği zanaatını görenlerin genellikle kendisine olumlu şekilde yaklaştıklarını ifade eden Özkan, müşterilerin kendisine “Helal olsun sizlere, bizi böyle bir şeyle karşılaştırdığınız için teşekkür ederiz” gibi ifadelerle yaklaştığını belirterek, “Yaşımı öğrendikleri zaman yaşıma göre tecrübeli olduğuma şaşırıyorlar. Bu şekilde takdir ediyorlar beni. Genelde çevremizde çok destek göremiyoruz bu tarz şeylere ama müşteriler sağ olsun çok destek oluyorlar” diye konuştu. (İHA)

blank
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
22 Ocak, 2025 16:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 1dk
Yorum Sayısı: 0

Aromatik bitkilerden üretilen ürünler satışa hazır

Türkiye’nin en büyük tıbbi ve aromatik bitki yetiştirme alanı olan Safranbolu Tıbbi ve Aromatik Bitki Bahçesinde üretilen eserler satışa hazır hale getirildi.

Türkiye’nin kozmetik ve ilaç endüstrisinde kullanılan, büyük oranda ithal edilen bitkisel yağların yerli olarak üretimine yönelik tahlil sağlamak hedefiyle Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’in talimatlarıyla “Geleceğe Nefes Orman Çiçekleri” ismiyle üretilen kozmetik eserler, ticari kimlik kazanarak satışa hazır hale getirildi.

Zonguldak Orman Bölge Müdürü Faruk Bayraktaroğlu, Karabük Valisi Mustafa Yavuz’u ziyaret ederek, satışa hazır hale getirilen eserleri takdim etti.

Bölge Müdürü Bayraktaroğlu, 03 Kasım 2023 tarihinde Türk Marka ve Patent Kurumu’na Orman Genel Müdürlüğü ismine yaptıkları marka tescil başvurusu ile “Geleceğe Nefes Orman Çiçekleri” markasının 14 Şubat 2024 tarihinde onaylanarak hem yerli hem de küresel pazarda yerini alacak hale geldiğini belirtti. Bayraktaroğlu, “Başta Tıbbi ve Aromatik Bitki Bahçemizde ve bölgemizde yetişen tibbî ve aromatik bitkilerden başta lavanta, safran, kekik, adaçayı, biberiye ve birçok uçucu yağ içerikli doğal eserler, ’Geleceğe Nefes Orman Çiçekleri’ markası altında ticari kimlik kazanarak satışa hazır hale getirdik” dedi.

Karabük Valisi Mustafa Yavuz ise Orman Genel Müdürlüğü, Zonguldak Orman Bölge Müdürlüğü ve Safranbolu Orman İşletme gruplarına teşekkür ederek, “Tarihin eşsiz dokusuna tabiatın şifasını ve kokusunu katmak, sürdürülebilir üretim anlayışıyla hem ülkemize hem de tabiatımıza büyük bir katkıdır. Bu cins projelerle Safranbolu’nun ve Karabük’ün iktisadına yeni kıymetler katıyoruz” sözlerini kullandı.

Cevap Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.