Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Çocuklarda Öfke Nöbeti Nedir? 

Köşe Yazıları Yayın: 10.01.2023 16:43
Çocuklarda Öfke Nöbeti Nedir? 

Merhaba değerli okurlarım. Bu hafta geçen ay çok çalıştığım öfke nöbetlerinden bahsedeceğim.

Öfke, bireyin zorluklarla başa çıkabilmeyi öğrenirken uyguladığı bir savunma mekanizması olarak tanımlanabilir. Tüm duygularımız gibi öfke duygusu da doğal, herkeste görülen ve sağlıklı bir duygudur. Psikolojinin tarihine baktığımızda Freud saldırganlığı; doğuştan gelen, bütün canlılarda ortak olan, öğrenmeyle değişmeyen, evrensel bir içgüdü olarak düşünmüş ve cinsel içgüdüye bağlı olduğunu kabul etmiştir.

Bebeklerin duygu ve davranışları; çevre, aile, sosyal yaşantılar etkisiyle gelişir. Bu gelişim içinde insan büyüdükçe öfkesini gösterme şekli de büyür, olgunlaşır ve şekillenir. Bebekler fiziksel ihtiyaçlarının zamanında karşılanmasını bekler. Bu dönemlerde güven duygusunun temelleri atılmaya başlanır. Burada annelere düşen görev, bebeğin sevgi ve şefkatle karşılanması ve ihtiyaçlarının giderilmesidir. Çocuk büyüdükçe bir yandan destek olunmalı, bir yandan da kendi yaşamsal deneyimlerini oluşturmasına, keşfetmesine fırsat verilmelidir.

Ev ortamında aile içi görev ve sorumlulukların karışmasıyla ipleri eline alan çocuk, dışarıdaki yaşantısında aynı kabulü bekler; ancak bunun tersiyle karşılaştığında öfkesine engel olamaz ve saldırganca tutum sergileyebilir. Bu noktada öfke nöbeti görülmüş olur. Öfke nöbeti, çocukların istediklerinin gerçekleşmediği, engellendiklerini hissettiklerinde gösterdikleri güçlü kızgınlık halidir. Çocuklar bu durumu kontrol edemezler. Sinir ve kızgınlık patlaması yaşarlar. Ağlama, tekme atma, etrafa vurma, ısırma şeklinde davranışlar gösterirler. Sağlıklı öfke nöbetleri en fazla 1,5 ve 2,5 yaş civarında kendini gösterir. 2 yaş sendromu ve 3 yaş sendromunda olan çocuklarda bu özelliğe oldukça rastlarız. Ağlama, bağırma, kendini yerlere atma, ısırma gibi birçok davranış bir arada görülebilir.

Çocuklar gelişim aşamalarını tamamladıkça da öfke nöbeti şekilleri değişiklik gösterir. Bu yaşlarda çocuklar kendilerini ve ne istediklerini ifade etmekte zorlanırlar. Bir yandan özgürleşmek, bir yandan da çok fazla şey yapmak isterler. Kendini ifade edemeyip, istediklerini yapamadıklarında da bu durum öfkeye dönüşür. Bu noktada anne baba tutumları çok önemlidir. Öfkelendiğinde istediğini elde eden çocuk zamanla bu durumu sürekli hale getirmeye başlar. Talebinin yerine getirilmediği her anda, sevgi görmediğinde ya da fiziksel ihtiyaçları karşılanmadığında da bu yönteme başvurmayı alışkanlık haline getirebilir.

Çocuklar kendini korumak için öfkelenirler. Bu durumu tedavi etmek için ise öfkenin neden kaynaklandığını bilmek çok önemlidir. Çocuklarının öfkesine birçok şey sebep olabilir. Bunlar;

Zeka geriliği, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, otizm spektrum bozukluğu, asperger sendromu, beyin zarı iltihabı gibi hastalıklar

Yıkıcı davranış bozuklukları, duygu durum bozuklukları, kaygı bozuklukları, psikoz

Dürtüsellik seviyesinin yüksek olması

Anne ve babaların yanlış ödül/ceza tutumları, aynı dili konuşmamaları, “evet” ve “hayır”larının ortak olmaması, yanlış model olmaları

Çocuğunun fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarının karşılanmaması

Aile içi iletişimin kötü olması, aile içi şiddet davranışları

Çocuğunun özgürlüğünü ve bağımsızlığını elde etme ihtiyacı

Dil becerisinin yeteri düzeyde olmaması

Fazla teknoloji kullanımı

Hayal kırıklıkları, tacize uğramak, şiddete maruz kalmak, travmalar yaşamak

Saldırgan davranışların hoş görülmesi, desteklenmesi

Akran zorbalığına maruz kalmak

Yanlış öğretmen tutumları

Öfkeli diye etiketlenmesi

Öfke duygusu sonucu istediğini elde etmesi

Engellenmişlik hissi, istediklerinin olmaması

Artan sorumluluk, verilen görevler

Ergenlik dönemindeki hormonal değişiklikler

Öfke Nöbeti Tedavisi

Öfkeyi kendisine ve etrafındaki insanlara zarar vermeden, duruma uygun şekilde ifade edebilme yetisine öfke kontrolü denir. Aile, okul ve psikologlar eşliğinde öfkeyi kontrol etme öğrenilebilir.

Öfke nöbeti tedavisi için öncelikle öfkenin altında yatan nedenleri bulmak ve ortaya çıkarmak çok önemlidir. Bunun için ne zaman, ne sıklıkla, öncesi ve sonrasında yaşananlar nelerdir, nerede, kiminle birlikteyken gerçekleşiyor gibi sorulara cevap bulmak gerekir. Bunun için iyi bir gözlemci olunmalıdır. Sonrasında çocuk sakinleştiğinde bu durumu konuşmak, birlikte çözüm yolları aramak etkili olacaktır. Psikolog, anne, baba ve okul iş birliğiyle süreç birlikte yönetilmelidir. Çocuğa öfkeyle başa çıkma yöntemleri öğretilmelidir. Çatışma, problem çözme konusunda destek olunmalıdır. Bir yandan da akran ilişkileriyle ilgili çalışmalar yapılmalıdır. Öfke yönetimi, öfkeyle başa çıkma yöntemleri konusunda destek verilmelidir. Kişiler arası ilişki ve sosyal beceriler konusunda çalışılmalıdır. Bilişsel davranışçı terapiden destek alarak, olumsuz düşüncelerinin yerine olumlu düşüncelerini koyma çalışmaları yapılabilir. Çocuğun uyumlu davranışları sergilemeyi öğrenmesi ve topluma kazandırma çalışmaları da yapılmalıdır.

Sevgiyle kalın.

İletişim için [email protected]

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

İlhan Palut: “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek”

Spor Yayın: 04.05.2024 04:48
İhlas Haber Ajansı
İlhan Palut: “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek”

Çaykur Rizespor’un teknik direktörü İlhan Palut, “Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” dedi.

Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında yarın deplasmanda Beşiktaş ile karşılaşacak Çaykur Rizespor’da Teknik Direktör İlhan Palut, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Gerekli transferlerle ve takımdaki oyuncularla bu sezona başlayarak kemik bir kadro yapılanması oluşturmaya çalıştıklarını ifade eden Palut, “Bir alt ligden çıkarken bu takıma 25 transfer yaparak takımı değiştirelim. Yeni bir takım kuralım stratejisi ile yola asla çıkmadık. Var olan oyuncularımızın bir kısmı ile yola devam ettik. Amacımız gençlerden oluşan ve gelecekte de kemik bir kadro oluşturmaktı. Bunu sürdürülebilir hale getirmek istedik. Bunun belli başlı riskleri vardı. Dönem dönem çok güzel periyotlar yaşadık, dönem dönem istemediğimiz sonuçlar oldu. Rizespor takımı her sezon yapboz gibi yeni kadro oluşumundan daha istikrarlı bir yapıya gitmekti amacımız. Bugün itibariyle daha iyi olabilirdik ama kabul edilebilir bir sezon geçiriyoruz. Hala en iyisi için savaşmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

“Ankaragücü maçını kazanmalıydık”

Beşiktaş maçının kendileri için zor geçeceğini belirten İlhan Palut, “İki hafta önce daha avantajlı bir durumdaydık. Bugün son 4 maç var. Bir adım dezavantajlı duruma düştük. Bundan iki hafta sonra ne hale geleceğini bilemeyiz. Herkes puan olarak çok yakın durumda. Ankaragücü maçını kazanmalıydık. Bizim için iki puan çok önemliydi. Yeni duruma konsantre olacağız. Geri kalan maçlarda hata yapma olasılığımız az. Beşiktaş maçı da bunlardan bir tanesi. Doğal olarak zor bir maç oynayacağız. Beşiktaş’ın tekrar üzerinde bulunan negatif havayı dağıtmak adına reaksiyon gösterecek. Biz de her zaman ki gibi futbol oynamaya çalışacağız. Oradan güzel bir sonuçla ayrılmak isteyeceğiz. Kendi kredimizi biraz tükettik” ifadelerini kullandı.

“Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek”

Rizespor ile ligi en iyi yerde bitirmek istediklerini söyleyen Palut, “Beşiktaş ile bir maçımız var. Ona hazırlanıyoruz. Sadece Rizespor’un Beşiktaş deplasmanında en başarılı nasıl olunur günün konusu bu. Bu iş yükseldikçe zor. Baskı arttıkça daha da zor. Hiçbir göreve talip değilim. Ben talip olmam. En zor görev hangisi ise ben ona hazırım. Beni acaba şurası ister mi gibi bir telaşım yok. Bugün Rize’de üretebiliyorum. Bugün tüm konsantremle Rizespor’u yönetiyorum. Tüm sorumluluğum Rizespor’u ligde en başarılı yerde bitirtmek” dedi.