25 yıllık iş hayatımın deneyim ve gözlemleriyle... Özel sektörde; yönetim modeli çeşitlemelerine baktığımızda, iki model dikkat çekiyor. "Nesne Odaklı Yönetim" ve "İnsan Odaklı Yönetim". 90'lı yıllardan sonra, dünyada etkisini iyice hissettiren; vahşi kapitalizm ve kıyasıya rekabet şirketleri ister istemez nesne odaklı yönetim anlayışına zorlamıştı. Bugün, küresel ölçekteki şirketlerin tepe yönetimlerine baktığınızda çoğunlukla nesne odaklı yöneticiler görürsünüz. Nesne odaklı yöneticiler; dünyayı objeler gözlüğü ile algılarlar ve değerlendirirler. Dikkatleri, üretim prosesleri, projeler, malzemeler, kâr ve zarar üzerinedir. Geçmişte, başarılı lider profilinde görmeye alışık olduğumuz; yüksek duygusal zeka nesne odaklı yöneticilerde pek aranmaz. Pandemi sonrası; tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar ve belirsizliklerin de etkisiyle aklı başında şirketler yönetim modellerini gözden geçirme kararı aldılar. Bir kısmı yavaş yavaş eski yönetim anlayışına, yani insan odaklı yönetim modeline dönmeye başladılar bile. İnsan odaklı yönetim anlayışında başarı; insanların hayatlarına dokunma biçimi ile tanımlanır. İnsan odaklı yönetim modelinde; Kişisel gelişimi teşvik eden, sürdürülebilir bir iş modeli ile şekillendirilen güçlü ve net bir vizyon ön plandadır. Bu yönetim modeli güvene dayanır. Her çalışanın en iyi taraflarını ortaya çıkarmaya odaklanır. Ekiplerin ve çalışanların anlamlı birer rolleri olması sağlanır. Gurur duygusunu pekiştirir. Ekipleri ve çalışanları daha iyisi için zorlar. Herkesi “gerçek başarıyı” bulmaları için özgür bırakır. Olumlu ve içgörülü iletişim çalışanları ve ekipleri işlerini yaparken güçlü kılar. Tüm çalışanlarda şirketini sahiplenme ve aidiyet duygusu en üst seviyededir. Kurumsal yapıdaki, büyük firmalarda; insan odaklı yöneticilerle çalışanlar mutlu ve huzurludur. Bu tür firmalar "Kişisel Gelişim Eğitimleri"ne büyük kaynaklar ayırırlar. Çalışanların kendilerini geliştirmeleri için fırsatlar sunarlar. Nesne odaklı yönetim anlayışıyla bir yere kadar! Bu yönetim anlayışının; şirketlere kan kaybettirdiğini düşünüyorum. Tabi tek neden bu değil. rekabet, küresel dengeler, daralan pazar, tedarik zincirinde yaşanan aksaklıklar gibi başka nedenlerde var. Gözlemleyebildiğim kadarıyla, artık tüm dünyada; nesne odaklı yönetim anlayışı, yerini insan odaklı yönetim anlayışına terkediyor. Dünyanın en başarılı, en büyük şirketlerinin yöneticilerine baktığımızda da bunu net olarak görüyoruz. Pandemiden ve dünyanın içinde bulunduğu ekonomik krizden daha az etkilenen hatta güçlenerek çıkan şirketlere bakınız! İnsan odaklı yönetim anlayışının benimsendiğini göreceksiniz. Merkezine insanı almadığınız hiç bir işte başarıyı kolay kolay yakalayamazsınız!
Şaban Tatar
Teknolojinin hızla gelişip uzajtan çalışılan sektörlerin ve çalıianların sayısı hızla artıyor.Bu süreçte uzaktan çalışanların insan odaklı üretim sürecinden koptuğunu görüyoruz.Bu nedenle bu tür çakışanı olan işletmelerin çalışanlarına bir araya gelecekleri ortamları sık suk sağlayarak aralarındaki iletişimi de güçlendirmeleri evlere kapanan uzaktan çalışanlarına psikolojik destek de sunmaları gerektiğine dair kanaatimi paylaşmak istedim.Kaleminize kuvvet bedeninize sağlık diliyorum.