Gazetemizin Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili yaptığı habere, Türk Eğitim-Sen, Eğitim Bir-Sen ve Eğitim'sen Başkanlarından açıklama geldi. Her üç sendikanın Başkanı kanunun yeniden gözden geçirilmesini istedi Kamu-Sen'e bağlı Türk Eğitim -Sen Karabük Şube başkanı Ahmet Turgut Kurtoğlu, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili yaptığı açıklamada; "Türk Eğitim-Sen öğretmenlerin kariyer basamaklarının SINAVLA belirlenmesine KARŞIDIR!" dedi. Türk Eğitim-Sen'in birileri gibi “Saldım çayıra, mevlam kayıra” anlayışında olamayacağının altını çizen Kurtoğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Uzman/Başöğretmenlik sürecinin ilk başladığı 2005 yılından beri tavırlarının değişmediğini,“Herhangi bir şarta bağlı kalmaksızın; 10 Yılını dolduran her Öğretmen Uzman, 20 Yılını dolduran her öğretmen de Başöğretmen olarak değerlendirilmelidir. Bu tavrımızı bir hafta kadar önce sayın Bakanda “Türk Eğitim Senin tavrı baştan beri belli idi sınava karşıydılar sınavı Eğitim Bir Sen istedi” sözleri ile tavrımızı birinci ağızdan teyit etmiş oldu. Bir yandan hukuki süreci sonuna kadar yürütürken ve öğretmenlerimizin kariyer basamaklarını sınavla belirleme gereksizliğini iptal ettirme gayretini ortaya koyarken, diğer yandan süre giden bir işleyişte başarılı olmaları için tüm imkanlarını seferber etmiştir.” dedi. Evet, Türk Eğitim-Sen öğretmenlerin kariyer basamaklarının SINAVLA belirlenmesine KARŞIDIR! Tavrımız, Uzman/Başöğretmenlik sürecinin ilk başladığı 2005 yılında da böyleydi bugün de değişmedi. Herhangi bir şarta bağlı kalmaksızın;10 YILINI dolduran her Öğretmen Uzman, 20 YILINI dolduran her öğretmen de Başöğretmen olarak değerlendirilmelidir! Çünkü, öğretmenlik, sadece BİLME mesleği değil, BİLDİĞİNİ AKTARMA işidir. Dolayısıyla esas alınması gereken tek ölçüt tecrübe yani hizmet yılı olmalıdır.Türk Eğitim-Sen, 2005 yılında olduğu gibi şimdi de başta sınav şartı olmak üzere öğretmenlerimizi mağdur edebilecek tüm düzenlemeleri YARGIYA taşımıştır. Kariyer Basamakları düzenlemesini de beraberinde getiren Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun gündeme getirildiği 23 Ekim 2018 tarihinden itibaren, her düzeyde ve her şekilde mücadele ortaya koyduk; görüşmeler, yazışmalar, eylemler, kampanyalar, sosyal medya gündem çalışmaları ve nihayetinde yargı süreciyle meslektaşlarımızın beklentilerinin sesi olduk. Nihayetinde yargı süreci de devam etmektedir. Ancak çok yakında genel merkezimizin alacağı kararlarla çok ciddi bir eylemlilik süreci başlatacaklarını ifade etti. Türk Eğitim-Sen birileri gibi “Saldım çayıra, mevlam kayıra” anlayışında olamaz! Sorumlu sendikacılık anlayışının gereği olarak, her aşamada üyesinin yanında durmaya ve destek olmaya devam edecektir. Bir yandan hukuki süreci sonuna kadar yürütürken ve öğretmenlerimizin kariyer basamaklarını sınavla belirleme gereksizliğini iptal ettirme gayretini ortaya koyarken, diğer yandan süre giden bir işleyişte başarılı olmaları için tüm imkanlarını seferber edecektir.Doğrusu budur! Sorumlu ve ahlaki sendikacılığın gereği budur! Varsın birileri boş lafla peynir gemisiyle oynaşsın, Türk Eğitim-Sen otuz yıldır olduğu gibi doğruları yapmaya devam edecektir.” ÖZ: "UZMANLIK SINAVI İPTAL EDİLMELİDİR.ÖĞRETMEN ZATEN UZMANDIR" 3 Şubat 2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda kabul edilen ve 14 Şubat 2021 tarih 31750 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe giren 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili açıklama yapan Memur-Sen'e bağlı Eğitim Bir Sen Karabük Şube Başkanı Zeki Öz, uzmanlık sınavının iptal edilmesini isteyerek "Öğretmen zaten Uzmandır" dedi. Bu kanunun bazı maddelerine komisyon ve Meclis aşamasında Eğitim Bir Sen olarak itirazlarını ifade ettiklerini hatırlatan Başkan Öz yaptığı açıklama şunları söyledi: "Anayasa Mahkemesi’nin 2006 yılındaki kararının ardından uzunca bir süredir uygulanmayan/ uygulanamayan kariyer basamakları süreci Öğretmenlik Meslek Kanun ile birlikte yeniden gündeme geldi. Bu kanun bazı maddelerine komisyon ve Meclis aşamasında Eğitim Bir Sen olarak itirazlarımızı ifade ettik. Ancak yasa koyucu bu itirazları dikkate almadı ve yasa ilk haliyle meclisten çıkmış oldu. Bugün özellikle sınav, mesleki çalışma ve eğitim programına eğitimciler haklı olarak itiraz ediyor. Biz de yetkili sendika olarak bu itirazları başta Hükümet ve Bakanlık olmak üzere ilgililere iletiyoruz. Maalesef öğretmenlik kariyer basamakları sisteminin subjektif, eşit ve adil olmayan sonuçlar ürettiği/üreteceği kesin. Ayrıca öğretmenlere verilen uzaktan eğitimlerin önemli bir bölümünün okul ve sınıfla irtibatı olmayan akademik içeriklerden oluştuğu anlaşılıyor. Yapılacak sınav eğitim camiasının moral ve motivasyonunu bozmanın ötesinde bir anlam ifade etmeyecektir. Bu nedenle, öğretmenlik kariyer basamakları sürecinin, bugüne kadar ortaya konulan tepkiler ve beklentiler ekseninde yeniden değerlendirilmesi, uzman öğretmen olabilme aşamasına gelmiş her öğretmenin mesleğinde belli bir yetkinliğe ulaştığı gözetilerek eşit, adil ve objektif bir sonuç doğuracak şekilde yeniden kurgulanması gerekmektedir. Beklentilerimiz karşılanmadığı takdirde Eğitim Bir Sen olarak her türlü yasal haklarımızı kullanacağımızı ifade etmek isterim." diye konuştu. "ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU İPTAL EDİLMELİ, ÖĞRETMENLERE ANGARYAYA DÖNÜŞEN SEMİNER-SINAV SÜRECİ DURDURULMALIDIR! EKONOMİK VE ÖZLÜK HAK KAZANIMLARI AYRIMSIZ UYGULANMALIDIR!" KESK'e bağlı Eğitim-Sen İl Başkanı Bülent Vergili de yaptığı açıklamada, Öğretmenlik Meslek Kanununun iptal edilmesini, angaryaya dönüşen, seminer-sınav sürecinin durdurulmasını ve ekonomik ve özlük hak kazanımlarının ayrımsız uygulanmasını isteyerek şunları söyledi: "Siyasi iktidar ve Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin asli bileşenlerinin görüşünü almadan, masa başında hazırlanmış meslek kanunu ile eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını tek taraflı olarak düzenlemiştir. Bu kanun, muhatabı olan öğretmenlerin iradesi dışında, onların hakları ve taleplerini dikkate almadan hazırlanmış, eğitim emekçilerinin bütün eleştirilerine rağmen, yandaş sendikanın desteği ile iktidar tarafından yasalaştırılmıştır. Anayasa Mahkemesi süreci devam ederken yönetmelik yayınlanmış ve öğretmenlik kariyer basamakları sürecinin uygulamasına başlanmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin bir an önce bu haksız süreci durdurmaya yönelik olarak karar sürecini hızlandırmasını bekliyoruz. Ayrıca sendikamız tarafından yönetmeliğin bütün maddelerine ilişkin Danıştay’a açılan iptal davası da kamu vicdanını yaralayacak eşitsizlikler ortaya çıkmadan bir an önce sonuçlanmalıdır. Sendikamız, bu kanuna dair sürecin en başından bugüne itirazlarını yükseltmiş, gerek eylem ve etkinliklerle, gerekse hukuksal mücadeleyle bu kanunu ve bağlı süreci durdurmaya çalışmıştır. Ne yandaş sendika gibi kanunu desteklemiş ne de iyileştirmeler ile kısmi düzenlemeler talep etmiştir. Kanuna muhalefet eder gibi gözüküp üyelerini sınava hazırlama tutumuna da girmemiştir. Eğitim emekçilerinin bu kanun ve yönetmelik kapsamında angaryaya dönüşen, seminer kıskacına alınmasına da sınava da kariyer basamaklarına da karşı olan sendikamız, bu kanunun ve yönetmeliklerin bir an önce iptal edilmesini, öğretmenlere yaşatılan anlamsız, nitelik kazandırmayan ve tersine öğretmen emeğini değersizleştiren bu sürecin bir an önce durdurulmasını talep etmekteyiz. Ekonomik krizin derinleştiği bu dönemde eğitim emekçilerinin ekonomik ve özlük hak kazanımlarının kariyer basamaklarına ve sınavlara endekslenmesi asla kabul etmiyoruz. Kapsamlı ve bütüncül bir Öğretmenlik Meslek Kanunu, tüm eğitim emekçilerinin ekonomik taleplerini ve başta iş güvencesi olmak üzere öğretmenlerin temel haklarını, sosyal, demokratik ve özlük haklarını güvenceye almak zorundadır. Mevcut meslek kanunu öğretmenlerin ihtiyaçlarını karşılamadığı gibi çalışma barışını ve iş güvencesini de riske atmaktadır. İdareci atamalarında mülakat ve yandaş kadrolaşma sorunu var. Eğitim sistemindeki değişimlerde öğretmenin iradesinin yok sayılması sorunu var. Ataması yapılmayan yüzbinlerce öğretmen, ücretli öğretmenlik adı altında köleleştiriliyor, özel okullarda güvencesiz ağır koşullarda çalıştırılıyor… Yani bizim, öğretmenlerin, gerçek sorunları ve gündemleri var. Kariyer hesabına ihtiyacımız yok. Dolayısıyla saydığımız hiçbir sorunumuzun çözümünü içinde barındırmayan bu düzenlemeyi meslek kanunu olarak kabul etmiyoruz, kabul etmeyeceğiz. Öğretmenler lehine bir içerik taşıması gereken meslek kanunu, ILO ve UNESCO tarafından 5 Ekim 1966’da kabul edilen “Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı’na uygun şekilde düzenlenmelidir. Eğitim Sen olarak, eleştiri ve önerilerimiz doğrultusunda hazırlanacak gerçek bir meslek kanununu talep etmeye devam edeceğiz. Eğitim Öğretime Hazırlık Ödeneğinin, Ayrımsız Bütün Eğitim ve Bilim Emekçilerine Bir Maaş Tutarında ve Yılda İki Kez Ödenmesi Sağlanmalıdır 2020 yılında 1210 TL, 2021 yılında 1250 TL olarak verilen eğitim ödeneği, günümüz enflasyon oranları ve kırtasiye kalemlerindeki ciddi artışlara rağmen, yandaş sendika sayesinde 2022 yılında sadece 1325 TL olarak ödenecektir. Ekonomik krizin geldiği düzey ve enflasyon oranları dikkate alındığında bu rakamın çok yetersiz olduğu açıktır. Gerekli düzenlemeler bir an önce yapılmalı ve eğitim öğretime hazırlık ödeneğinin, ayrımsız bütün eğitim ve bilim emekçilerine bir maaş tutarında ve yılda iki kez ödenmesi sağlanmalıdır. Eğitim Sen, tüm eğitim emekçilerinin sesi olmaya devam edecek ve ekonomik, özlük, mesleki, sosyal ve demokratik haklarımız için mücadelesini yükseltecektir." (Nurettin Acar)