Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

SMA’LI ÇOCUKLARIMIZ…

Köşe Yazıları Yayın: 18.08.2022 12:22
SMA’LI ÇOCUKLARIMIZ…

Son dönemde SMA denilen illet hastalıkla ilgili pek çok haber yapılır oldu. Özellikle TV’lerin ana haber bültenlerinde, yazılı basında, TV’lerde yapılan sağlık programlarında SMA illetiyle gün geçmiyor ki, bir habere rastlamayalım.

Pekiyi, SMA denilen bu illet hastalık nedir?

SMA (SpinalMuskulerAtrofi) omurilikte bulunan ön boynuz motor sinir hücrelerini etkileyerek hareket kabiliyetini kısıtlayan ölümcül bir kas hastalığıdır.Genellikle akraba evlikleri sonrasında doğan çocuklarda görülen bu hastalığın ne yazık ki, kesin bir tedavisi yoktur!

SGK’nın 2020 yılı sayımına göre ülkemizde 1300 SMA’lı çocuk var. Şu an için ilaç tedavisi ile önü alınmaya çalışılan bu illetin ne yazık ki, tedavi ücreti çok pahalı.

Son bir yıldan beri SGK bu hastalığı taşıyan çocukların tedavisi ile ilgili önemli bir adım atarak; hastanelerimizden sağlık kurulu onayı alan hasta bebekler için ilaç ihtiyaçlarını karşılama kararı aldı.

SGK’nıniki yıla yakın bir süreden beri SMA’lı bebeklerin yanında olması umut verici bir gelişme ama yetersiz çünkü bu tedavi içeriğinde tüm Avrupa ülkelerinde kullanılan, hastalığın tedavisinde çok önemli rol oynayan gen tedavisi (zolgensma) henüz uygulanmıyor. Çünkü bu hastalığın gen tedavisininülkemizde onayı bulunmamakta!

Uygulanabilmesi için belli kriterleri olan bu gen tedavisi ise öylesine pahalı ki, tedavi için neredeyse 2,1 milyon dolar, yani neredeyse 35 milyon lirayı aşan bir para gerekli ki, bunu kaç aile karşılayabilir?

Hele ki, hayat pahalılığının giderek arttığı, insanlarımızın ekmek, et, yağ, süt vb temel gıdaları için saatlerce kuyrukta beklediği ülkemizde SMA’lı bebeklerini kurtarmak için mücadele veren anneler, babalar ne yapacaklarını şaşırmış durumda…

Ben İstanbul’da yaşıyorum. Geçtiğimiz gün Kadıköy’den Eminönü’ne giden vapura binmek için önce Kadıköy meydanından, sonra da vapur Eminönü iskelesine yanaştığında Eminönü meydanından geçtim. Her iki meydanın tam ortasında SMA’lı bebekler için yardım toplayan iki stant vardı!

Bu stantlardan iki annenin sesi duyuluyor; bu iki acılı anne evlatları için yardım talep ediyordu. Onlar için yapılacak her bir liralık bağışın dahi çok önemi vardı…

Ülkemizin her yöresinde giderek çoğalan böylesi stantlardan gelecek bağışlar ne kadar faydalı olabilir? Kaç aile SMA’lı çocuklarını Avrupa’da tedavi ettirebilir?

İşte tam da bu noktada devletimizin devreye girmesi, her geçen gün umudu giderek azalan anne ve babalara umut olması gerekir.

Kaldı ki, milyonlarca Suriyeli sığınmacıya kucak açan, Afrika’dan Asya’ya, Ortadoğu’dan, Balkanlara, açlıkla boğuşup el açıp yardım bekleyen milyonlarca insana, din, dil, ırk gözetmeden sadece insanlık adına yardım elini uzatan,

Ülkemize duble paralı yollar, milyonlarca liralık garanti geçişli köprüler, milyarlarca lira harcayarak millet bahçeleri kazandıran,

Sırf ülkemizde dövizin yükselmesini önlemek adına kur korumalı hesaplar açarak, cebi zengin kimilerine milyarlarca lira faiz ödeyen,

Müteahhitlerine ödemesi devlet garantili yap-işlet-devret şartlı ihaleler vererek ülkemize nice eserler kazandıran devletimizin:

SMA illetiyle ölüm kalım mücadelesi veren çocuklarımıza daha çok yardım etmesi, onların hayatta kalabilmeleri için mücadele eden anne ve babalarına daha çok destek vermesi gerekir.

Bu gereklilik TC Anayasasının 56’ncı maddesi ile garanti altına alınmıştır.

Bu maddeye göre Devlet:

Herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenlemekle mükelleftir.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Adına türküler yakılan Ağasar Deresi keşfedilmeyi bekliyor

Dünya Yayın: 28.04.2024 16:48
İhlas Haber Ajansı
Adına türküler yakılan Ağasar Deresi keşfedilmeyi bekliyor

Trabzon’un Şalpazarı ilçesinde adına türküler yakılan Ağasar Deresi özellikle bahar aylarında macera tutkunlarının ilgi odağı oldu.

Orta Asya’dan Anadolu’ya göçen Çepni Türkleri’nin yoğun olarak yaşadığı Ağasar yöresine ismini veren Ağasar Deresi taş değirmenleri, tarihi taş kemer köprüsü ve yürüyüş parkuru ile keşfedilmeyi bekliyor. Ormanın içinden çıkıp gelen şırıl şırıl akan dereye ve yemyeşil doğaya hayran kaldığını belirten Melda Nisan Şahin, Ağasar Deresi’ni türkülerden duyduklarını ve ilk kez dereyi görmeye geldiklerini söyledi. Şahin “Buraya ilk defa geldim. Türkülere konu olan bu dereyi görmek istedik. Bu yüzden burayı ziyaret ettik. Çok beğendim, mutlaka tekrar geleceğim. Buradan bir patika yol vesilesi ile yukardaki su kemerine ulaşabildim, çok güzel bir manzarası var. Herkesin gelmesini tavsiye ediyorum. Buraya ulaşım çok kolay bu sebeple hafta sonu ailecek de gelinebilecek bir yer. Burada piknik de yapılabilir” dedi.

Giresun’dan yöreye gezmeye geldiğini ifade eden Nevzat Yılmaz ise “Giresun’un Görele ilçesinden geliyoruz. Buraya Acısu’da piknik yaptıktan sonra geldik. Acısu’nun da suyu meşhurdur. Ağasar Deresi ile ilgili buranın sanatçılarının türküleri vardır. ’Ağasar dereleri karışır dereme, yarim senin yüzünden kaldım ben vereme’ gibi türküleri de var. Ben herkese burayı tavsiye ediyorum. Buradaki her şey doğal. Karadeniz’in her şeyi güzeldir. Dört mevsimi biz burada yaşıyoruz” derken, Sibel Yılmaz ise “Buraya ilk defa gezmeye geldik. Görele’den buraya hem Şalpazarı’nı hem de burayı gezmeye geldik. Biraz yukarda taş köprü var bir tane, onu da görmeye çıkacağız birazdan. Bütün Karadeniz’de güzel yerler olduğu gibi burası da çok güzel herkesin buraya gelmesini tavsiye ederim” şeklinde konuştu.