Karabük Haber Postası Karabük Haber Postası

Çocuklarımıza nasıl sınır koymalıyız ?

Köşe Yazıları Yayın: 09.06.2022 11:40
Çocuklarımıza nasıl sınır koymalıyız ?

Merhaba değerli okurlarım. Sizlere güzel bir yaz gününden selam ederim. Bugün siz değerli okurlarımla çocuklarımıza nasıl sınır koymalıyız ve nelere dikkat etmeliyiz gelin birlikte değinelim. Günümüzde birisi dayağın ve cezanın zararlarından bahsederken şöyle sert bir tepkiyle karşılaşır. “Ama sınır koymak lazım. ”  Sanki bu bilimsel bir bulguymuş gibi, dayak ve ceza sınır koymaya yararlıymış gibi konuşulur. Çocuğunuz bir arada yaşama kuralını ve çeşitli önlemlerle ilgili kuralları elbette öğrenmelidir. Ancak sınır, bir alanı çevreler ve tanımlar. Dikkatini onun adına belirlediğiniz sınırlara çekmek ve çocuğunuzu ister istemez bunları zorlamaya özendirmek yerine, neden ona içinde coşabileceği, istediği her şeyi yapabileceği, kendisine tanınan özgürlük ve hakların keyfini sürebileceği alanı sunmayasınız? Ebeveynler hiç gerek olmadığı halde sürekli hayır der. Boş yere sarf edilen bu hayırlar gereksizdir. Çocuğunuzun  sahici bir istekte bulunduğundan ve bu isteğinin haklı bir gereksinime dayanmadığından eminseniz, bu isteği reddetmeyi bilmek kuşkusuz faydalıdır.  Eğer çocuğunuz tüm isteklerinin derhal karşılandığını görürse benliğinin ve kimliğinin sınırlarını kaybeder. Çocuğunuzun, öfkesini göstermeye hakkı vardır, bu hayal kırıklığı karşısında hissedilen doğal bir duygudur.  Kendisini hayal kırıklığına uğratan ebeveynine öfkesini belli etmeye hakkı vardır. Çocuğunuzun öfkesini hissetmeyi, ifade etmeyi ve böylece hayal kırıklığını kabul etmeyi öğrenmesi için, onun bu öfkesinden kaçınmamanız gerekir. Öfkesinden korktuğunuzda bunu algılar ve ya öfkesini içine atar ya da saldırganlaşır. Saldırganlık öfke değil, hırsla karışık korkudur. Sınırlamak, izin vermek ve bilgilendirmek yasaklamaktan daha etkilidir. İzinler çocuğun dikkatini istenen davranışa, yasaklarsa istenmeyen davranışa odaklar. Tehlikeli  bir davranışa yasak getirmek çok tehlikelidir.   Çünkü yasaklar eninde sonunda delinir. Henüz dikkat becerisi yeterince gelişmediği için arada sırada hatırlatmak, yeterlidir. Gelişim sürecindeki beyni sürekli yeniden yapılandığından, bilgilerin belirli aralıklarla tekrarlanması gerekir. Çocuğunuza emir vermek yerine bilgi vererek beyninin ön kısmını harekete geçirmenizde fayda var. Bunun iki avantajı vardır. Kendini özne olarak görür dolayısı ile karşı çıkmaya da gerek duymaz. Bu sayede zekasını ve özerk karar verme sistemini geliştirir.  Unutmayın çocuklarımızın büyümesine yardımcı olabilmek için sorunlar yerine çözümlere odaklanmalıyız.

Sevgiyle kalın.

Paylaş:

Görüş Bildir

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

‘Obezite, psikolojiyi olumsuz etkiliyor’

Sağlık Yayın: 05.05.2024 00:48
İhlas Haber Ajansı
‘Obezite, psikolojiyi olumsuz etkiliyor’

Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını belirten Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Recep Aktimur, “Birçok hastamız bu dönemlerde kilo almakta ve yaşanılan sorunlar nedeniyle kilo verememektedir. Bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ve psikolojik sorunlar iç içe geçmekte ve birçok hastamızda iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalar görülmektedir” dedi.

Liv Hospital Samsun Genel Cerrahi Kliniği’nden Prof. Dr. Recep Aktimur, obezitenin psikolojiyi olumsuz etkilediğine dikkat çekti. Kendi deneyimlerini aktaran Prof. Dr. Aktimur, “Bizim kendi deneyimlerimizde gördüğümüz, kişilerin psikolojik olarak kendilerini boşlukta hissettikleri zamanlarda kilo almaya eğilimli olduğudur. Birçok hastamız bu dönemlerde kilo almakta ve yaşanılan sorunlar nedeniyle kilo verememektedir. Bu kişilerde ilerleyen dönemde obezite ve psikolojik sorunlar iç içe geçmekte ve birçok hastamızda iş ve sosyal yaşamda ciddi bozulmalar görülmektedir” diye konuştu.

“Obez kişiler psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında”

Obez kişilerin psikolojik ve ruhsal huzur açısından risk altında olduklarını dile getiren Prof. Dr. Aktimur, “Obez bireylerde sosyal izolasyon oluşur ve bu durum obezitenin geri dönüşümsüz hale gelmesine yol açar. Obez bireyler hem fiziksel olarak hem de çok yüksek oranda görülen depresyon nedeniyle günlük işlerini yapmakta zorlanırlar, çabuk yorulurlar, kişisel bakımlarını yapmak bile onlar için çok zorlaşır. Diğer yandan obeziteye bağlı gelişen kronik hastalıklar, bireyleri bir çıkmaza sürükler ve birçok insan bu kısır döngü içinde kendine güvenini kaybeder” şeklinde konuştu.

“Obezite ameliyatı olduktan sonra psikolojik durum”

Obezite ameliyatlarından sonra kilo verme sürecinin başladığını ve uzun süre devam ettiğini belirten Prof. Dr. Aktimur, şu bilgileri paylaştı:

“Ameliyat edilen hastaların çoğunda obezite nedeniyle gelişen depresyon bulunduğundan ameliyat sonrasında kilo verme sürecinde hızlıca depresyonun gerileyeceği düşünülse de, durum her zaman bu şekilde seyretmeyebilir. Bu dönemde kilo veriyor olmanın oluşturacağı pozitif etki, ameliyat sonrası dönemde aslında önceden bir nevi tedavi yerine geçen yemek yeme alışkanlıklarının değişmesi ile negatif yönde etkilenebilir. Bu yüzden ameliyat için uygulanacak prosedürün yemek yeme konforunu çok bozmayacak şekilde seçilmesi ve hastalara cerrahi tarafından geniş destek verilmesi çok önemlidir. Biz kendi hastalarımızda uyguladığımız ‘Hızlandırılmış iyileşme protokolleri’ ile hasta konforunu artırarak, ‘liberal beslenme önerileri’ ile hastalarımızın bu süreci daha rahat geçirmesini sağlayarak ve onlara her an kendilerini koruyan ve sarmalayan bir aile içinde olduklarını göstererek bu dönemi çok daha rahat atlatmaktayız. Bu yaklaşım ile hastalarımızda ameliyat sonrası dönemde çok daha az depresyon gözlemlemekte ve mutluluk düzeyinin arttığını deneyim etmekteyiz.”

“En iyi psikolojik destek, hastaların uzman hekime rahat ulaşabilmesidir”

Doktora ulaşmanın hasta tarafından önemine değinen Prof. Dr. Aktimur, “Biz kendi protokolümüzde uyguladığımız ve çok başarılı sonuçlar elde ettiğimiz şekilde en iyi psikolojik desteğin, hastaların kendilerini ameliyat eden cerraha çok rahat ulaşabilmeleri olduğunun farkındayız. Doktorları ile olan sıkı ve pozitif bağlantıyı önceden ameliyat ettiğimiz hastalarımızla aralarında kurduğumuz aktif sosyal portallarla desteklemekteyiz” ifadelerini kullandı.