Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
12 Haziran, 2024 00:22 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

30 yıldır kesilmedik ceza kalmadı, fabrikalar kirletmekten bıkmadı

Bolu’nun Gerede ilçesinde 30 yılı aşkın süredir Deri ve Karma Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikaların boşalttığı zehirli atıklar bölge halkını bıktırdı. Fabrikalar kesilen milyonlarca lira para cezasına rağmen dereyi kirletmeye devam ediyor. Bölgede yaşayan vatandaşlar, çocukluk yıllarında Gerede Çayı’ndan balık tutup, sudan içtiklerini ifade etti.

Bolu’nun Gerede ilçesinden Karabük’ün Eskipazar ilçesine kadar 288 kilometre boyunca 100’ü aşkın köyde kirlilik ve kokuya sebep olan Gerede Çayı, Deri ve Karma Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikaların boşalttığı zehirli atıklar yüzünden adeta can çekişiyor. Deri ve Karma Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikaların evsel, sanayi ve kimyasal atıklarını arıtmadan Gerede Çayı’na deşarj etmesi sebebiyle yaklaşık 10 yıldır kirlilik ve kötü koku devam ediyor. Bolu Valiliği ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün kestiği yüklü miktardaki cezalara rağmen bölgedeki fabrikalar dereyi kirletmeye devam ediyor. Fabrikalara milyonlarca lira para cezası kesilmesine rağmen Karadeniz’e boşalan Gerede Çayı’ndaki kirliliğin önüne geçilemedi. Çay, Gerede ilçesinden Karabük’ün Eskipazar ilçesine kadar 288 kilometre boyunca 100’ü aşkın köyde kirlilik ve kokuya neden oluyor. Bölgedeki vatandaşlar geçmiş zamanlarda su içtikleri derede artık canlı yaşamı olmadığını belirtti.
“En zehirli hayvanlar bile yaşayamaz”
30 yıldır Gerede Çayı’nın kirletildiğini ifade eden Durmuş Kındımoğlu, “63 yıldır benim köyüm burası. Gerede ilçesi Yağdaş köyü. 30 yıldır bu pislik dereye akıyor. Gençlik yıllarımızda, çocukluk yıllarımızda biz bu suya giriyorduk. Hem balık tutuyorduk hem yiyorduk o balığı hem de bu sudan su içiyorduk. Şu an balığı bırak, en zehirli hayvan yılan o bile yaşayamaz. Yaban hayvanı dahil ne kadar susamışta olsa bu sudan su içemiyor. Deri fabrikalarında kullanılan kimyasal atıkları dereye deşarj edildiğinde burada hiçbir hayvanın yaşama şansı kalmıyor. Suyun yukarısından balık bıraksalar, buraya gelene kadar hayvan ölür” diye konuştu.
Pis kokunun evlerine kadar girdiğini ifade eden Durmuş Kındımoğlu, “Arıtmalar yapılıyor şuan ama inşallah çalışır da bunun kokusundan biz etkilenmeyiz. Buraya gelen misafirler, ‘Siz burada duruyorsunuz?’ diyor. Duruyoruz ne yapalım?. Köydeki evime kadar koku geliyor” dedi.
(EÖ-

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Avatarı
Ihlas Haber Ajansı tarafından
20 Kasım, 2025 20:52 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0

Samanlıkta işlenen cinayetle ilgili yargılama devam etti

Kastamonu’da samanlıkta balta ile öldürüldükten sonra çuvala koyup dereye atılan vatandaşın vefatıyla olayıyla ilgili sanıkların yargılanmasına devam edildi.
Olay, 17 Temmuz 2023 tarihinde Kastamonu’nun Merkez ilçesine bağlı Ahlat köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye nazaran, meskenden ayrıldıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan 57 yaşındaki Satı Doğruoğlu’nun cenazesi, Kastamonu Vilayet Jandarma Komutanlığı grupları tarafından dere yatağında, çuval içerisinde bulundu. Takımlar, çuvalın izlerinin köyün yaklaşık 300 metre yakınındaki Behice Ç.’ye ilişkin konutun samanlığına kadar devam ettiğini tespit etti. Jandarma grupları, samanlıkta yaptıkları incelemede, 57 yaşındaki Satı Doğruoğlu’nun balta ile öldürüldükten sonra cesedinin çuvala koyulduğu ve sürüklenerek dereye atıldığını belirledi. Olayın akabinde gözaltına alınan Behice Ç. ile eşi Bayram Ç. ve oğlu Ümit Ç., isimli makamlarca tutuklandı.
Olayın akabinde şüpheliler hakkında "kasten öldürme" hatasından açılan dava, Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam etti. Duruşma salonunda tutuksuz yargılanan sanıklar Bayram Ç., Ümit Ç. ile maktulün yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu. Bakırköy Ruh ve Hudut Hastalıkları Hastanesine sevk edilen tutuklu sanık Behice Ç. ise duruşmaya katılamadı.
Duruşmada savunma yapan Bayram Ç. ile oğlu Ümit Ç. hatasız olduklarını söyleyerek, beraatlarını talep etti.
Behice Ç.’nin avukatı Hasret Çiftçi ise, müvekkilin taciz edilmek istendiği sırada baltayla kendisini savunduğunu ve bu sebeple en üst düzeyde tahrik kararlarının uygulanması gerekğini belirterek, "Olay yasal müdafaadır, bu farklı, birde tahrik indirimi verilmesi zaruridir. Müvekkilim, 2,5 yıldır cezaevindedir. Yargılamanın uzamasından kendisinin de bir kusuru ya da kabahati yoktur. Şu etapta kanıtlar toplanmıştır, kanıt karartma durumu, kaçma kuşkusu yoktur. Kendisi konut kadınıdır. Tüm bu konular göz önüne alınarak müvekkilimin isimli denetim kuralıyla tahliye edilmesini talep ederiz" dedi.
Mahkeme heyeti, Behice Ç.’nin İstanbul İsimli Tıp 4. İhtisas Konseyinde cezai ehliyetinin olup olmadığına dair rapor alınmasını ve bu raporun dönüşünün beklenmesini kararlaştırarak, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Bizi sosyal medyadan takip edin