DÜZCE(İHA) – Düzce’de jandarma ekipleri tarafından yapılan operasyonda 4 bin 800 adet içi boş makaron, 20 bin 780 adet içi doldurulmuş makaron ele geçirildi.
Düzce’de jandarma ekiplerinin suç ve suçlularla mücadelesi sürüyor. Ekipler tarafından 5 Ağustos-12 Ağustos 2024 tarihleri arasında icra edilen önleyici faaliyetler neticesinde, 14 kök kenevir, 24 gram kubar esrar, 37 gram skunk, 14 gram bonzai, 3 gram metamfetamin, 2 gram Afyon sakızı, 3 adet sentetik ecza hap ve 2 adet uyuşturucu kullanma aparatı ele geçirildi.
Hakkında uyuşturucu madde kullanma ve bulundurma suçunu işleyen 10 ve yasa dışı ekim suçunu işleyen 1 kişi hakkında ise adli işlem başlatıldı.
Ekipler ayrıca hafta boyunca yaptıkları çalışmada 4 bin 800 adet içi boş makaron, 20 bin 780 adet içi doldurulmuş makaron, 304 paket kaçak sigara, 140 gram sarmalık kıyılmış tütün, 360 gram pipo tütünü ve 1 adet elektrikli sigara doldurma makinesi ele geçirdi. Ticaret amaçlı makaron, yaprak sigara kağıdının içinde tütün satmak suçunu işleyen 2 şüpheli şahsa adli tahkikat yapıldı.
Kaçak yollarla girmiş
Jandarma ekiplerin yaptığı uygulamalarda yurda kaçak yollarla giren 1 yabancı uyruklu şahıs da yakalandı. Yakalanan şahıs gönderilmek üzere Göç İdaresi’ne teslim edildi.
Bir ülke için en tehlikelisi hedef kitlesi yığın olan yönetimlerdir! Olayları analiz edebilen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, farkındalığı yüksek, eğitimli ve bilinçli bir toplum bu tür yönetimlerin işine gelmez. Onlar varlıklarını sürdürebilmek için, kendilerine kayıtsız, şartsız biat eden yığınlar yaratmaya çaba gösterirler.
Floransalı düşünür, İtalyan Rönesans hareketinin en önemli figürlerinden Niccolò Machiavelli, toplum ve yığın'ı şöyle tanımlıyor; "İnsan aklı kadar görür. Soru sormayan, sorgulamayan, araştırmayan insan manipüle edilebilir bir karakterdedir. Cahilde, kendini geliştirmeyen sığ insanlarda; alt beyin ve vahşi dürtüler baskındır. İnsan yığınları yalancıya kızmaz. Kendiside yalancıdır da ondan. İnsan yığınları yoksula kızar. "Aptallığından" der. "Yığın", "toplum" değildir. Yığın, otoriteye itaat ederek hareket eder. Yığın'ı etkilemek, manipüle etmek, yönlendirmek daha kolaydır."
Bilinçli toplum; Farkındalığı yüksek, olayları analiz edebilen, yanlışa tepki veren, nereye gittiğini düşünen, yanlışın ortağı olmayı reddeden, hesap sorabilen, yaşamı kendi iradesiyle yönlendirebilme yetisine sahip, kişisel sorumluluğunun farkında olan insanlardan meydana gelir.. Toplumsal bilinç, yüksek insani değerlere sahip olmayı gerektirir. Okuyan, araştıran, sorgulayan, analitik düşünebilen insanlar, bilinçli toplumun değerli bireyleridir.
Kişisel değerler; karşılıklı ilişkilerde doğrudan veya dolaylı olarak ortaya çıkan sevgi, dürüst olma, bağlılık, saygı, nezaket, adil olma, açık düşünebilme, kontroller kurabilme, empati yapabilme ve farkındalık gibi kavramlar bütünüdür. Tüm bunlar, uyumlu ve huzurlu yaşamın olmazsa olmazlarıdır. Üstün İnsani değerler; yaşamı güzelleştirir ve hayatı anlamlı kılar.
Siyasetin, siyasetçinin sık sık başvurduğu; algı yönetimi, gündem değiştirme, yönlendirme gibi yöntemler Yığınlar üzerinde etkili olur. Toplum ise, bilinçli bireylerden oluştuğu için, araştırır, sorgular, örgütlenir. Ülkesi ve geleceği sözkonusu olduğunda daha cesaretlidir.Siyasetçinin oyuncağı olmaz. Bilinçli bireylerden oluşan toplumlar asla bu tür tuzaklara düşmezler. Bilinçli toplumları, manipüle edemezsin, güdemezsin!
Toplum ile yığını birbirinden ayıran faktörlerden biri de eğitimdir. Yığınlar, çoğunlukla eğitimsiz, cahil insan topluluklarıdır. Okuyan, araştıran, sorgulayan insanı kolay kolay kandıramazsınız. Hedef kitlesi yığın olan siyasi oluşumlar bu yüzden eğitimli insanlardan, bilinçli toplumlardan hazetmezler. Tercihi yığın olan yönetimler; ülkesini ve insanını düşünmez! Onlar için önemli olan kendi ikballeridir!
Şimdi şu soruyu kendi kendimize soralım. Toplum muyuz? Yığın mıyız?