Berkay Doğan tarafından
24 Haziran, 2025 16:22 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 1dk
Yorum: 0

150 yataklı ek hastane için etüt çalışmaları başladı

Karabük Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yapılması planlanan 150 yatak kapasiteli ek bina çalışmalarının startı verildi.  Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen proje kapsamında, eski adıyla Yaşar Kaptan Çebi Sahası olan alanda sondaj makineleri zemin etüt çalışmalarına başladı.

Proje, ilk olarak Kasım 2012’de Karabük Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği tarafından yapılan açıklamayla kamuoyunun gündemine gelmişti. 300 yatak kapasiteli hastanenin yetersiz geldiği belirtilmiş ve ilave 150 yataklık yatırımın Bakanlık programına alındığı duyurulmuştu. Ancak proje, süreç içinde çeşitli nedenlerle defalarca ertelenmiş, hatta iptal edilmişti.

Sağlık Bakanlığı, Karabükspor’a ait alanın kullanımıyla ilgili Orman İşletmesi ve KARDEMİR ile yaptığı görüşmeleri tamamlayarak inşaat için hukuki ve idari süreçleri neticelendirdi. Ancak alanda yaşanan sorunlar bununla da sınırlı kalmadı. Bir dönem Karabükspor’un açtığı dava süreci ve bölgenin heyelan riski taşıdığına dair hazırlanan raporlar projeyi yeniden çıkmaza sokmuştu.

Edinilen bilgilere göre, inşaat sektörünün teknik gelişmelerle bu tür zemin sorunlarını aşabilecek kapasiteye sahip olduğu,  bugün fore kazık yöntemiyle çok katlı binaların  dahi yapılabildiği  ve bunun da  teknik engel olmaktan çıktığı eblirtildi.

Sağlık Bakanlığı yetkilileri ise, zemin etütlerinin ardından topoğrafik ölçüm ve işaretleme işlemlerinin tamamlanarak en kısa sürede temel atma aşamasına geçileceğini ifade etti.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Asuman Doğan tarafından
21 Ekim, 2025 15:14 tarihinde yayınlandı
Okuma Süresi: 2dk
Yorum: 0

Uzmanlar Uyardı: “Safranbolu’da Tarihi Çeşmelerin Temizliğinde Uygulanan Yöntem Doğru Değil: İyi Niyetli Ama Bilimsel Açıdan Hatalı”

Karabük’ün Safranbolu ilçesinde gönüllü öğrencilerin tarihi çeşmelerin temizliği sırasında kimyasal ürünleri kullanması uzmanları harekete geçirdi.

Uzmanlar, kültürel miras niteliğindeki taş yapılarda kimyasal ve asit içerikli temizlik malzemelerinin yüzey zararlarına yol açabileceğini belirterek, yapılan uygulamanın “iyi niyetli ancak bilimsel olarak hatalı” olabileceğini ifade etti.

Kentteki tarihi çeşmelerde gönüllü yürütülen temizlik çalışmalarında, taş yüzeylere kimyasal içerikli ürünler kullanılması Restorasyon ve koruma uzmanları tarafından, kültürel miras yapılarının temizliğinde her taş türünün farklı fiziksel ve kimyasal özellik gösterdiğini, dolayısıyla temizlik yönteminin mutlaka bilimsel esaslara göre belirlenmesi gerektiğini vurgulandı.

Uzmanlar, tarihi yapılarda kullanılan taşların; mermer, kalker, bazalt gibi kimyasallara karşı farklı derecelerde hassasiyet gösterdiğini, asitli ya da deterjan bazlı ürünlerin yüzey dokusuna zarar verebileceğini hatırlattı. Bu nedenle kültürel miras niteliğindeki eserlerde kimyasal içerikli temizlik maddeleri yerine nötr pH’lı ürünler, mekanik yöntemler ve kontrollü su uygulamaları önerildi.

Konuyla ilgili değerlendirme yapan bazı restorasyon uzmanları, “Tarihi eserlerde temizlik işlemi yalnızca görsel iyileştirme değil, aynı zamanda koruma sürecinin bir parçasıdır. Bu nedenle yöntem seçiminde taşın türü, kirin cinsi ve mevcut yüzey durumu göz önünde bulundurulmalıdır” ifadelerini kullandı.

Karabük’te üniversite öğrencileri tarafından gerçekleştirilen temizlik uygulamasında, iyi niyetle başlatılan çalışmanın bilimsel açıdan hatalı yöntemler içerdiği öne sürülüyor. Uzmanlar, “Amaç tarihi dokuyu korumak olsa da kullanılan yöntem yüzeyde geri dönüşü olmayan etkilere yol açabilir. Bu noktada bilinçli gibi görünen uygulamalar dahi yanlış sonuç doğurabilir” uyarısında bulundu.

Kültürel miras niteliğinde anıt eserlerdeki taşlarda temizlik işlemlerinin profesyonel restorasyon uzmanlarının rehberliğinde yapılması gerektiğini belirten yetkililer, sürecin taş analizlerine dayalı testlerle yürütülmesinin önemine dikkat çekti. Uzmanlar, “Gençlerin hevesini kırmak istemeyiz. Ancak tarihi yapılarda kimyasal madde içerikli malzemeler kullanılmaz; temizlik, taşın ve yapının kimyasına zarar vermeyecek şekilde planlanmalıdır. Bu hem bilimsel hem de etik bir sorumluluktur” değerlendirmesini yaptı.

Bizi sosyal medyadan takip edin