Ihlas Haber Ajansı tarafından
02 Ekim, 2024 16:52 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

15 doktoralı, 200 sertifikalı Türk Ninja, tüm antrenör ve hakemlik belgelerini yırttı

Ürettiği 400’ten fazla Ninja tekniği ile 15 farklı ülkeden doktora ünvanı alan wushu ve yakın koruma antrenörü 47 yaşındaki Bilal Çelebi, 200 üzerinde antrenörlük ve hakemlik belgesine sahip. Çelebi, Türkiye Wushu Kung Fu Federasyonu mevcut yönetiminin göreve devam etmesi halinde bu sporu yapmayacağını belirterek, tüm hakemlik ve antrenörlük belgelerini yırttı.
Milli wushu antrenörü Bilal Çelebi, haftanın 3 günü Ninja kıyafetlerini giyerek, kılıç ve diğer ekipmanlarıyla birlikte ormanda antrenman yapmasıyla tanınıyor. Samsun’un 19 Mayıs ilçesinde yaşayan Bilal Çelebi, çocuk yaştan itibaren dövüş sporlarının birçok branşında eğitim aldı ve 1997 yılından itibaren wushu antrenörlüğü yapmaya başladı. Milli takım antrenörlüğü de yapan Çelebi, daha sonra yakın koruma ve silah kullanma dersleri de vermeye başladı. Ürettiği Ninja ve koruma tekniklerinin patentini alan Bilal Çelebi, tekniğinin kullanıldığı 15 farklı ülkeden ise ‘doktora’ ünvanı aldı. 400’ün üzerinde teknik üreten Bilal Çelebi, bu teknikleri unutmamak ve yenisini eklemek adına haftanın 3 günü ormanlık alana giderek Ninja kıyafetleriyle çalışma gerçekleştiriyor. Dünya Spor Komitesi tarafından belirlenen Uluslararası Dövüş Sanatları Şöhret Listesi’ne girmeyi de başaran Çelebi, Hindistan’da düzenlenen ödül töreninde ‘Yaşayan Efsane Ödülü’ne layık görülmüştü.

Tüm hakemlik ve antrenörlük belgelerini yırttı
Wushu alanında ürettiği teknikleri dünya çapında da kabul gören ve ödüller alan Bilal Çelebi, mevcut Türkiye Wushu Kung Fu Federasyonu yönetimi görevde olduğu sürece bu sporu yapmayacağını açıklayarak tüm belgelerini yırttı. Federasyonun adaletsiz uygulamalarını protesto etmek için böyle bir eylem gerçekleştirdiğini ifade eden Çelebi, kendisine ait sosyal medya hesabından tüm hakemlik ve antrenörlük belgelerini yırttı.

"Hakemlik ve antrenörlük yapmayacağım"
Adaletsizliklere dikkat çekmek için tüm belgelerini yırttığının altını çizen Türk Ninja Bilal Çelebi, “7 büyük ilde 35, Sakarya iline ise 75 delege verildi. Böylece federasyon başkanlık seçimine hile karıştırılmıştır. Ayrıca mevcut federasyondan üyelerin, İsrail Federasyonu temsilcilerle fotoğrafları sosyal medyada yer aldı. Bu da benim için bardağı taşıran son damla oldu. Bu mevcut yönetim görevde olduğu sürece ben de ne hakemlik ne de antrenörlük yapacağım” dedi.
Çelebi, tekrar wushu sporuna sporcu yetiştirmesi ve hakemlik yapması için federasyona adil bir yönetimin gelmesi gerektiğinin altını çizdi.

Bizi sosyal medyadan takip edin
blank
Ihlas Haber Ajansı tarafından
03 Mayıs, 2025 21:35 tarihinde yayınlandı
A+ A-
Okuma Süresi: 2dk
Yorum Sayısı: 0

Öğr. Gör. Eroğlu: “Dezenformasyon artık ulusal güvenlik meselesidir”

Karabük Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu Hukuk Bölümü'nden Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dezenformasyonun artık ulusal güvenlik meselesi olduğunu ifade etti.
Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dezenformasyonun bir zihin manipülasyonu aracı olduğunu ve çağın en sinsi tehditlerinden biri olduğunu belirtti.
Öğr. Gör. Dr. Hülya Özçağlar Eroğlu, dijital şiddetin bir türü olarak dezenformasyonun bireyleri, kurumları ve hatta devletleri nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde değerlendirdi.
Eroğlu, dezenformasyonun kasıtlı olarak yayılan yanıltıcı bilgilerle kamuoyunu yönlendirme amacı taşıdığını belirterek, bu kavramın günümüzde dijital şiddetin bir türü hâline geldiğini söyledi.
Birbirine kelime olarak benzeyen kavramların anlamlarının farklı olduğunu belirten Eroğlu, "Dezenformasyon, mezenformasyon ve malenformasyon kavramları sıklıkla birbirine karıştırılsa da her birinin farklı anlamlar taşıdığını ifade eden Eroğlu, şöyle konuştu: "Mezenformasyon kötü niyet olmadan yapılan yanlış bilgi paylaşımıdır. Malenformasyon ise doğru bilginin, kamuoyunu yanıltmak amacıyla fikrinden koparılarak sunulmasıdır" dedi.
Yapılan araştırmalara göre yalan haberlerin, doğru içeriklere kıyasla altı kat daha hızlı yayıldığını vurgulayan Eroğlu, bunun nedeninin bireylerin bilgiye kolay erişme arzusuyla doğrulama zahmetinden kaçınmaları olduğunu söyledi.
"Dijital medya çalışanları da basın mensubu statüsüne alındı"
Dijitalleşmenin medya üzerindeki etkilerine de değinen Özçağlar, artık haberlerin büyük oranda dijital ortamda üretildiğini ve yayıldığını, bu durumun ise basın mensuplarına daha fazla sorumluluk yüklediğini belirtti. Kamuoyunda "Dezenformasyon Yasası" olarak bilinen 7418 Sayılı "Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun''un da bu süreçte önemli bir yasal düzenleme olduğuna dikkat çeken Özçağlar, internet haberciliğinin "süreli yayın" olarak kabul edilmesinin ardından dijital medya çalışanlarının da basın mensubu statüsüne alındığını söyledi.
Dezenformasyonla mücadelede bireylerin de sorumluluk üstlenmesi gerektiğini kaydeden Eroğlu, dijital içeriklerin hızla silinebildiğine dikkat çekerek, "Ekran görüntüsü almak ve Noterler Birliğinin e-Tespit sistemi gibi araçlar, yalan haberlere karşı delil oluşturmak açısından büyük önem taşıyor." dedi.

Bizi sosyal medyadan takip edin

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.